| Emin değilim ama Tanrı bu insanları boşuna yolumuza çıkarmış olamaz. | Open Subtitles | لست متاكدا مما اقول ولكن الرب لم يضعهم في طريقنا عبثا |
| Hepimiz çok gezegenli bir tür olma yolunda uzaya gidiyoruz. | TED | ونذهب جميعنا إلى الفضاء في طريقنا لنصبح كائنات متعددة الكواكب. |
| Kuzeye doğru yola çıkmıştık ki, korucular bizi fark etti. | Open Subtitles | بينما نشق طريقنا للشمال ، إثنان من رجال الدوريات شاهدونا |
| -O zaman bir şeyler oluyor. Oraya geliyoruz. | Open Subtitles | إذن هناك شيئاً يقع بالفعل، نحن فى طريقنا إليك |
| Diğeri yolumuzdan geçerek bize önden saldırmaya başladı. | Open Subtitles | بينما الآخيره بدأت بمهاجمتنا مباشره، عابره طريقنا. |
| Eğer o şeyler buraya gelirse, tek çıkış yolumuz orası. | Open Subtitles | إذا ما أتت تلك الأشياء، فذلك هو طريقنا الوحيد للخروج |
| Galiba havalimanına giderken bu arabanın içinde öldük ve cehennemde sıkışıp kaldık. | Open Subtitles | أعتقد أننا توفينا ونحن في طريقنا إلي المطار نحن عاللقين في الجحيم |
| Ama kendi tecrübelerinizden bizim yolumuzun en iyi yol olduğunu öğreneceğinizden eminiz. | Open Subtitles | لكننا واثقون أنكم سوف تتعلمون من تجربتكم الخاصة ذلك طريقنا نحو الأفضل |
| Evet efendim. Şu an toplanma merkezi yolu üzerinde, 5 dakikalık mesafedeyiz. | Open Subtitles | نعم، سيدي، إننا في طريقنا من منطقة الإنطلاق على بعد خمس دقائق |
| Pis işler her zaman yolumuza çıkar, öyle değil mi Şef? | Open Subtitles | القاذورات دائما ما تطفو فى طريقنا أليس كذلك أيها الرئيس ؟ |
| Bizim yolumuza çıkmak için uygun bir bahane için medet umuyorlar. | Open Subtitles | ينتظرون أن نلتقط أي فتات يلقون في طريقنا لا أريد فتاتاً |
| Ve eğer yolumuza çıkan mutant olursa, bu zehri onlara karşı kullanacağız. | Open Subtitles | و اذا وقف اي متحولين في طريقنا سوف نستخدم هذا السم عليهم |
| İlk rapora göre boru tipi bombaya benziyormuş, şu an oraya gidiyoruz. | Open Subtitles | التقرير يقول انه يشبه قنبلة انبوبية نحن فى طريقنا الى هناك الان |
| Kimiz biz? Pekâlâ, şehir cehenneme gidiyor olabilir ama biz dansa gidiyoruz. | Open Subtitles | حسناً رُبّما تكون المدينةُ فى طريقها للجحيم ، لكنّا فى طريقنا للرقص. |
| Bu yüzden şu anda Vatikan Şeytan Çıkarma Okulu'na gidiyoruz. | Open Subtitles | و نحن الآن في طريقنا لرؤية مدرسة الفاتيكان لطرد الشياطين |
| "Sal iyi durumda. yola devam ediyoruz ve moralimiz yüksek" | Open Subtitles | الطوف في وضع جيّد ، نحن في طريقنا والمعنويات مرتفعة |
| O yiyecek arama alanında gerçekten neler olduğunu anlamak üzere yola çıktık ve oldukça güzel. | TED | نحن الآن في طريقنا لفك شفرة ما يحدث فعلًا على مساحات العلف تلك، وهي جميلة بحق. |
| Tamam, merkeze geri geliyoruz. | Open Subtitles | نحن في طريقنا لشمال المدينة لمقابلتك بالمقهى |
| Eğer bizi korumak istiyorsanız, yolumuzdan çekilin. | Open Subtitles | إذا أردت حمايتنا عليك الإبتعاد عن طريقنا |
| Geleceğe olan yolumuz olumlu bir yaşam olmalı. | Open Subtitles | ا طريقنا إلى المستقبل يجب أن تكون الحياة إيجابية. |
| giderken, Dünya'nın yanından geçtik ve kameraları test etmek için resimler çektik | TED | و في طريقنا ، مررنا بالقرب من الأرض، و التقطنا بعض الصور للتحقق من كاميراتنا. |
| Ama şimdi bu yere bakıyorum bulmamız için tam yolumuzun önüne bırakılmış. | Open Subtitles | ولكن الأن أنا أنظر الى هذا المكان و أضع الحق فى طريقنا |
| - Sadece emin oluyorum. Bu otobüs garajına girmemizin tek yolu. | Open Subtitles | أنا أتأكد فحسب، هذا هو طريقنا .الوحيد إلى داخل مرآب الحافلات |
| Hayır. Merhaba. Hayır, biz de tam doğum günü partisine gidiyorduk. | Open Subtitles | لا, لا مرجبا لقد كنا في طريقنا إلى حفلة عيد ميلاد |
| yoldayız, ama diğer motoru almak için bir araç gönderseniz iyi olur. | Open Subtitles | نحن على طريقنا في، لكنك أفضل أرسل شاحنة لتلك الدراجة البخارية الأخرى. |
| Çünkü bir dakika önce Beyaz Saray'ın yolunu tuttuğumuzu sanmıştım. | Open Subtitles | لأنني ظننت منذ دقيقة اننا في طريقنا الي البيت الابيض |
| - Sıkıntı olmaz, yoldan çekilin, yeter. Sakin ol dostum. Biz doktoruz. | Open Subtitles | لا مشكله, لا تقفي في طريقنا فحسب اهدأ يا رجل, نحن أطباؤك |
| Buraya gelirken altı köyden geçtik. Altısı da terk edilmişti. | Open Subtitles | لقد مررنا بستة قرى في طريقنا إلى هنا، وكلهم مهجورين.. |