| Merak etme, eminim bebeğin için de küçük güzel bir kafes yaparlar. | Open Subtitles | لا تقلقي، أنا متأكدة بأنهم سيصنعون حاضنة صغيرة جميلة من أجل طفلكِ |
| Belki bebeğin hayatta olacak ama sen öleceksin? | Open Subtitles | ما الفائدةُ من وجودِ طفلكِ على قيدِ الحياةِ و انتِ ميتةً |
| Ve çok kısa süre önce uzun süredir şiddetle istediğin bebeğini kaybettin. | Open Subtitles | وسابقاً هذا الأسبوع فقدتِ طفلكِ الطفل الذي أردتِه منذ وقتٍ طويل |
| çocuğun şu an 15 ya da 20 yaşında olmalı. | Open Subtitles | قد يكون طفلكِ بين الخامسة عشر و العشرين من عمره الآن ؟ |
| İçeri güneş girsin ve çocuğunu oynarken izleyebilesin diye. | Open Subtitles | أصلحيه كي تشرق عليكِ الشمس كي يكون بإمكانك النظر إلى الخارج لرؤية طفلكِ وهو يلعب في الفناء |
| bebeği sen alırsın kadın da büyümüş göğüs sahibi olur. | Open Subtitles | ستحصلين على طفلكِ . وإمرأة أخرى تتحمل هرمونات الحمل |
| Bebeğiniz araba koltuğuna ihtiyacı var. | Open Subtitles | يجب أن تضعي طفلكِ بكرسي السيارة - كان كذلك - |
| Düzgün bir doğum öncesi tedavisiyle Bebeğinizin riskleri mümkün mertebe azalacaktır. | Open Subtitles | باتباعالعلاجما قبلالولادةالمناسب, نسبة المخاطرة لاصابة طفلكِ بالمرض ضئيلة جداً |
| tamam, Judy, bebeğin omuzu kasık kemiğine sıkıştı. Yardıma ihtiyacı var. | Open Subtitles | حسناً, جودي طفلكِ ملتصق على عظمة العانة وهو في خطر |
| Dün bir bebeğin oldu ama yüzüne bile bakmadın. | Open Subtitles | أنجبتِ طفلكِ ليلة أمس ولم تنظري أليه حتى |
| Evet, ondan bir saat sonra da, bebeğin babası küçük kızını alıp, yeni yaşamına götürecek. | Open Subtitles | نعم، وبعد ساعة والد طفلكِ سيأخذ تلك الطفلة الصغيرة لحياتها الجديدة |
| - Dr. Montgomery, bebeğini doğurtacak. | Open Subtitles | هذه دكتوره مونتغمري . ستقوم بتوليد طفلكِ |
| Hiç düşündün mü, bilmiyorum ama bebeğini burada, enstitüde doğurmalısın. | Open Subtitles | لا أعلمُ إذا ماسبقَ لكِ التفكيرُ في الأمر، ولكن يجبُ عليكِ إنجابُ طفلكِ هنا، بالمؤسسة. |
| Sadece bebeğini daha iyi koruyabilmek için geçici Atrian özellikleri taşıyorsun. | Open Subtitles | أنت من المحتمل أنكِ .. تُظهرين صفاتً أترينية لتحمي طفلكِ |
| Kendi çocuğun evde başkası tarafından büyütülürken beyaz bir çocuk yetiştirmek nasıl bir duygu? | Open Subtitles | ما هو شعوركِ بأن تُربي طفلاً أبيض بينما طفلكِ أنتِ يتم الإعتناء به عن طريق شخص آخر؟ |
| Ama iyi birine benziyorsun. Eminim çocuğun da iyi olacaktır. | Open Subtitles | لكنّكِ تبدين إمرأة لطيفة، متأكدة أنّ طفلكِ سيكون بخير. |
| Tedaviye izin verirsen büyük ihtimalle anaokuluna gidip çocuğunu kucağına alamayacaksın. | Open Subtitles | , لو تغاضيتِ عن العلاج , لن توجد لديكِ فرصة لتري طفلكِ يذهب إلى الحضانة |
| Çok heyecanlanmışsın bu bebeği sıkıntıya sokar. | Open Subtitles | أنتِ منفعلة للغاية وهذا يعني أن هناك ضغط كبير علي طفلكِ |
| Umarım Bebeğiniz sizin gibi beyinsiz olmaz. | Open Subtitles | أنني آمل ألا يرث طفلكِ دماغكِ |
| Burada böyle durup Bebeğinizin mento-posterior pozisyonda olduğunu ve bu hâldeyken ıkınmanın boynunu nasıl gereceğini ki bu ölümüne sebep olabilir anlatarak zaman kaybedebilirim. | Open Subtitles | الآن، أستطيع الوقوف هنا وإضاعة الوقت في شرح كيف أن طفلكِ في الوضعية الذقنية الخلفية، وكيف أن دفع طفل كهذا |
| ...çünkü sonuçta önemli olan tek şey, çocuğunun mutluluğudur. | Open Subtitles | لأنه في نهاية الأمر المهم هو أن يكون طفلكِ سعيد |
| Birincisi, şimdi benimle gelirsin ve Bebeğinin güvenliğini garanti ederim. | Open Subtitles | الأولى .. أن تأتي معي الآن وسأضمن أن يكون طفلكِ بأمان |
| O zaman ben. Ben senin çocuğunum. Her zaman koca bir Bebek olduğumu söylersin. | Open Subtitles | إذًا، أنا طفلكِ لطالما تنعتيني بالطفل الكبير، ها أنا ذا أمامكِ |
| Ben de evde bebeğine bakmak istediğin düşüncesine kapılmıştım. | Open Subtitles | .. إنّما بدر إلى ذهني .. أنكِ تخططين للبقاء في المنزل مع طفلكِ |