"طلاء" - Translation from Arabic to Turkish

    • boyası
        
    • cilası
        
    • boyamak
        
    • boyaya
        
    • kaplama
        
    • boyasını
        
    • Paintball
        
    • resim
        
    • badana
        
    • boyama
        
    • boya
        
    • boyayı
        
    • boyandı
        
    • boyatmak
        
    • boyalı
        
    İlginç bir biçimde komik peruk ve yüz boyası da görmüyorum. Open Subtitles ومن الغريب أنني لا أرى شعراً مستعاراً أو طلاء على وجهكِ
    Korkunç boyası olan pis kulübeyi hatırlıyor musun? Open Subtitles هل تتذكرين ذلك الكوخ الوسخ ، كان مطليا بأسوء طلاء ، أليس كذلك؟
    Metal cilası, yeterince soluduysa, sinir hasarına yol açmış olabilir. Open Subtitles طلاء المعادن قد يسبّب ضرراً عصبياً لو استنشق منهُ الكفاية
    Ayaklarını siyaha boyamak yerine bot giydiği için onunla evlenecek. Open Subtitles ستتزوجه لأنه يرتدي حذاء بدلاً من طلاء قدميه باللون الأسود
    Yatak odasının boyaya ihtiyacı var bence. Open Subtitles يجب علينا حتما اعادة طلاء غرفة النوم ألا تعتقد ذلك؟
    Bir boya parçası, veya kaplama, kiraz kırmızısı. Open Subtitles شريحة طلاء أو نوع ما من المينا، كرز أحمر.
    Yüce Tanrım, o çocuk duvarların boyasını kazımaya mı çalışıyor? Open Subtitles يا إلهي ، هل تحاول هذه الطفلة أن تقشر طلاء الحائط ؟
    Paintball hafta sonları da olmayacak. Open Subtitles لن يكون هناك بعد الآن حروب طلاء في نهاية الأسبوع.
    Bak. Bu bir çeşit vücut boyası, kuruduğunda ikinci bir deri gibi sertleşiyor. Open Subtitles انظر.انة نوع من طلاء الجسم يلتصقبالطبقةالثانيةمنالجلدعندما يجف.
    boya parçasındaki alüminyum ve melamin, onun araba boyası olduğunu gösteriyor. Open Subtitles الألمنيوم والميلامين في طلاء اللون الرئيسي تشير لأنها طلاء سيارة
    15 saniye, giremezseniz trenin boyası haline gelirsiniz. Open Subtitles 15ثانية، إمّا تنجحت أَو سيكون طلاء سيارتك على القطارِ.
    boyası olup olmadığını bilmiyorsun değil mi? Open Subtitles ألا تعرف فيما إذا كان لديه طلاء مخفي للعيوب
    İpek bluz giyiyorsun, sütyen izi, kırmızı tırnak cilası . Open Subtitles كنتِ ترتدين قميصاً حريرياً، حمّالة صدر، طلاء أظافر بولندي أحمر.
    Orada iki şişe tırnak cilası buldum. Open Subtitles في ذلك لقد وجدت اثنين من زجاجات طلاء الأظافر الملون
    Yağlı bir yumurtayı boyamak neredeyse imkansız TED إنه من المستحيل تقريبا طلاء الدهون الموجودة في البيضة.
    Hayır, ama boyaya ihtiyacı olacak ve yeni camlara. Open Subtitles كلا لَكنَّها سَتَحتاجُ إلى طلاء جديد و الكثير من الأبوابِ
    Bu yüzden eğer bunu suyun içine koyarsam, etrafında gümüş rengi yansıtıcı bir kaplama görebilirsiniz ve bu gümüş yansıtıcı kaplama suyun palete dokunmasını engelleyen hava tabakasıdır ve palet kuru. TED لذلك إذا وضعت هذا إلى داخل الماء هنا، يمكنكم أن ترؤن طلاء فضي عاكس حوله، وهذا طلاء الفضي العاكس هو طبقة من الهواء التي تقوم بحماية الماء من ملامسة للمجداف، و تبقى جافة.
    resim yapmadan sanatçı olamazsın. Open Subtitles إن لم يكن بحوزتك طلاء لن يَسَعك أن تصبح رسامًا.
    Bugün badana yapmasına yardım edecektik. Open Subtitles كان من المفترض أن نساعده في طلاء هذا المكان في الظهيرة.
    Sorun değil. Bunlar eski boyama ve sevişme pantolonlarım zaten. Open Subtitles لا عليك، إنه مجرد طلاء قديم وبنطالي المخصص للممارسة الجنس.
    Derisinde kimyasal maddeler çıktı. boya, neft yağı, çamaşır suyu. Open Subtitles و قائمة كيماويات وجدت على بشرته طلاء مجفف, تربنتين, منظف
    Yumurtalar için boyayı Almanyadaki görümcemden aldık. Open Subtitles حصلنا على طلاء البيض من أم زوجي الألمانية
    Bayan Francis, Bence odanız boyandı. Artık kendi osanıza dönebilirsiniz. Open Subtitles انسه فرانسيس ، اعتقد انه تم طلاء غرفتك الآن ويمكنك العودة إليها
    Sadece, kapımı ve pencerelerin çerçevelerini boyatmak istiyorum. Open Subtitles أريد فقط طلاء بابي الأمامي وتزيين نافذتي
    Bu adam boyalı kıyafetler ve küpelerle gösteriş yaparken yakalandı. Eğlence. Open Subtitles هذا الرجل قبض عليه و يضع طلاء و أقراط في الفرقة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more