"ظلام" - Translation from Arabic to Turkish

• karanlık
• karanlığa
• karanlığında
• karanlığın
• karanlıkta
• karanlıktı
• kara
• karanlığı
• karanlığına
• zifiri
• Gece
• karanlığından
• karardı
• karanlığını
• kör

Budapeşte'nin de kendisine ait bir karanlık adamı yok mu?
هل تريد أن تقول أن بودابست لديها فارس ظلام أيضاً؟

Gelmiş geçmiş en tehlikeli karanlık büyücü ile tanıştığımı mı?
أنـّني قابلتُ للتوّ أخطر ساحر ظلام على مر العصور ؟

Sen ve Wanderer tuzağa düşürüp, beni karanlık Fea yaptığınızdan beri..
منذ أن قمت أنت و المتجول بخداعي لكي أصبح فاي ظلام

Başkalarının içindeki karanlığa çekiliyorsun ama aynı zamanda bundan korkuyorsun.
إنك غارق في ظلام الآخرين وفي نفس الوقت.. أنت تخافه

Dışarısı olmadan içerisi, karanlık olmadan da ışığın bir anlamı olmaz.
يبدأ وكأنه ليس هناك دخول بدون خروج أو نور بدون ظلام.

karanlık her şeyi yutmadan önce batan güneşin sahneyi sihirli hale getirdiğinden.
وكيف غروب الشمس يجعل المنظر سحرياً حتى يتحول كل شيء إلى ظلام

Ay ışığının olmadığı karanlık bir gecede yaklaşık 300 metre yükseklikteki bu kaya duvarı bütün askeri teçhizatları ile tırmanmaya başladılar.
في ظلام ليلة غير مقمرة، بدؤا تسلق الحائط الصخري، إنحدار أكثر من 1000 قدم، في زي قتال كامل.

Günümüzün en iyi ölçümleri, evrenin ne kadarının karanlık olduğunu bulmamıza izin veriyor.
القياسات المتواجدة حالياَ تسمح لنا بحساب مقدار ظلام الكون.

Yani burası olağanüstü aktif bir bölge. Sadece karanlık kasvetli bir yer değil.
لذلك فهي منطقة نشطة بطريقة غير أعتيادية فهي ليست مجرد ظلام. فهي منطقة حيوية جداً.

Günümüzün karanlık çatışmalarında, her birimiz, karanlığı aydınlığın yeneceğini hatırlatan ve asla karanlığın kazanmayacağını anlatan, birer parlayan mum olabiliriz.
وخلال ظلام صراعات اليوم، يمكن لكل واحد منا أن يصبح شمعةً مضيئة، وإثباتاً بأن النور سيتغلّب على الظلام، لا العكس أبداً.

-- gökadalar arası uzay tamamen karanlık; zifiri karanlık.
الفضاء المجري مظلم تماما، ذو ظلام دامس.

Fakat romanın ilk sayfalarında bile korkunç bir karanlık, görünüşte huzurlu olan ortamın üzerine çöker.
لكن منذ الصفحات الافتتاحية الأولى للرواية، يخيّم ظلام مروّع على هذا الوضع الذي يبدو وكأنه هادئ.

Bu karanlık anda, gecenin zifiri karanlığında umutsuzluğa kapılmamalıyız.
في هذه الساعة الحالكه في ظلام الليل يجب ألا نيأس

Çabuk fişeği yak! zifiri karanlık!
أسرع بتلك الشعلة الضوئية إنه ظلام أسود قاتم

Bomba patladığında sarımsı bir ışık gördüm ve karanlığa gömüldüm.
عندما أنفجرت القنبلة رأيت وميض أميل للأصفرار بعدها غرقت فى ظلام دامس

En çok internet kulllanımın olduğu yeri görebiliyoruz, Kuzey Amerika ve Avrupa'nın ortası, dünyanın geriye kalanı, sayısal uçurum karanlığında kaybolup gidiyor.
نرى أن أكثر هذه الاتصالات متمركزة في قارتي أمريكا الشمالية وأوروبا، في حين أن بقية العالم يتيهون في ظلام تلك الفجوة الرقمية.

Nefes almanın zor olduğu o anlarda, adeta elle tutulabilir, muazzam bir karanlığın içine dalmıştık. Katranın içinde yürümek gibiydi.
وفي غمضة عين، غرقنا جميعنا في ظلام حالك، وقد كان محسوساً، ماتخيلته عن شكل الخوض داخل القطران.

Sahra altı Afrika'da ise nüfusun yarısından çoğu karanlıkta yaşamakta.
وفي أفريقيا جنوب الصحراء الكبرى، يعيش أكثر من نصف السكان في ظلام دامس.

Dairedeki bütün perdeleri kapatmıştım, yani gün ortasında bile içerisi tamamen karanlıktı.
أغلقت جميع الستائر في الشقة و حتى في منتصف النهار كانت الشقة في ظلام دامس.

Hepsinin kanı siyahtır ve hepsi toprağın kara kirlerinden doğmuştur.
بالدم الأسود، جميعهم ولدوا من أوساخ و ظلام هذه الأرض

Gölgelerin tesellisine ve gecenin karanlığına ihtiyacım var.
انا ارجو العزاء من الظلال ومن ظلام الليل

Bu bir rastlantı değil. Birisi bu Gece evi karanlıkta bırakmak istiyor
هذا ليس حادث شخص ما يريد المنزل فى ظلام دامس الليله

Madenlerin karanlığından sonra... dışarı çıktım, sersemlemiş gibiyim.
بعد ظلام المناجم أستطيع ان اغرق فيه كرجل مسلوب العقل

Beş saniye içinde her şey berbat oldu, pencerelerimiz suya batarken hayatımız karardı ve bu beş saniye o kadar çabuk geçiyor ki.
كل ما نحتاجه خمس ثواني ليحول كل شيء من جيد إلى ظلام لما يغمرالماء النوافذ. تمر تلك الخمس ثواني بسرعة .

Uzayın soğuk karanlığını kullanarak dünyada her enerji bağımlı sürecin verimliliğini artırabiliriz.
يمكننا استخدام ظلام الفضاء البارد لتحسين كفاءة كل عملية مرتبطة بالطاقة هنا على الأرض.

karanlık hayal ederdik ya da kör edici bir ışık ya da isim koyamayacağımız bir şey.
كنا نتخيل ظلام حالك أو ضوء يُعمي أو شيء اخر لا نعلم ماذا نطلق عليه