| Şu ana kadar yaptığın her şey ailen ya da para içindi. | Open Subtitles | كلّ ما فعلتِه لحدّ الآن كان مقابل المال أو من أجل عائلتكِ |
| ailen ve arkadaşların olsa, beni onlardan saklamaya çalıştığın diye canına okurdum. | Open Subtitles | إنه كل شيء. مع عائلتكِ وأصدقائك, كنت سأضربكِ لو حاولتي إخفائي عنهم. |
| Söyle, yoksa yemin ederim ki aileni bir daha göremezsin. | Open Subtitles | أقسم لكِ أنّكِ لن تري عائلتكِ ولا أيّ شخص آخر |
| Ayrıca o vakitte ailenin de orada olduğunu söylemiştin. Onları hiç görmemiştim. | Open Subtitles | وقلتِ أيضاً أنّه الوقت الذي كانت فيه عائلتكِ هناك لم نرَهم أبداً |
| Ölümlü ailene karşı attığın her adım nihai amacımızdan seni uzaklaştırıyor. | Open Subtitles | كل خطوة تخطينها نحو عائلتكِ البشرية تبعدكِ خطوة عن هدفنا المطلق |
| Yazın ailenle gittiğin bir göl var. | Open Subtitles | تقصدين بحيرة في الجبال برفقة عائلتكِ في الصيف. |
| Tüm bunları onun için yapıyorsun ve o ailenden bile değil. | Open Subtitles | أتقومين بكلّ ذلك من أجله، مع أنّه حتّى ليس من عائلتكِ. |
| Ancak her şey anımsadığım gibiyse biz de senin ailen idik. | Open Subtitles | ولكن إذا كانت الأمور كما أتذكرها أنا ووالدتي كنا عائلتكِ أيضاً |
| ailen öldürüldü ama sen son anda kendini ışınlayabildin. | Open Subtitles | مات أفراد عائلتكِ لكنكِ استخدمتِ . الانتقال الآني، ونجوتِ في الوقت المناسب |
| ailen öldürüldü ama sen son anda kendini ışınlayabildin. | Open Subtitles | مات أفراد عائلتكِ لكنكِ استخدمتِ . الانتقال الآني، ونجوتِ في الوقت المناسب |
| Biliyorum, ama onlar senin ailen değiller Billie. Hiç olmadılar. | Open Subtitles | أعلم ، لكنهم ليسوا عائلتكِ بيلي ، و لم يكونوا أبداً |
| Şimdi sana bir özür borçluyum, çünkü senin ailen hakkında ufak bir sırrı saklıyorum. | Open Subtitles | لذا , أدين لكِ بإعتذار لأنني أتكتم على سرّ حول عائلتكِ أيضاً |
| aileni tehlikeye atacak hiç bir şey yapmayacaksın. | Open Subtitles | أنتِ لن تفعلي شيئاً سيعرّض عائلتكِ للخطر |
| İstersen, tüm aileni getirebilirsin. | Open Subtitles | حسناً، يمكنكِ إحضار عائلتكِ بأكملها إن كنتِ تودّين |
| aileni terk edip bir tedavi programına katılman karşılığında. | Open Subtitles | المقابل هو أن تتركي عائلتكِ و تدخلين برنامج العلاج |
| Eğer sessizce benimle gelirsen, ailenin güvende olacağını garanti ediyorum. | Open Subtitles | إذا أتيتِ معي بهدوء، أُقسم لكِ بأنّ عائلتكِ ستكون بأمان. |
| Biyolojik ailenin kim oldugunu bilmiyoruz ama, biz senin gerçek aileniz. | Open Subtitles | , نحن لا نعرف والداكِ بالولادة لكننا عائلتكِ الحقيقة |
| Şimdi, dükkanını kapat, evine, ailene git. Hiçbir şey görmedin. | Open Subtitles | أقفلت متجركِ وعدتِ إلى بيتكِ لرؤية عائلتكِ ولم تري شيئاً |
| Yazın ailenle gittiğin bir göl var. | Open Subtitles | تقصدين بحيرة في الجبال برفقة عائلتكِ في الصيف. |
| Kulağa biraz garip gelecek ama yakınlarda ailenden birini ya da arkadaşını kaybettin mi? | Open Subtitles | ولكن هل فقدت أحد أصدقاءكِ أو عائلتكِ مؤخراً ؟ |
| Beni ilgilendirmediğini biliyorum,ben sadece ailenizin acı çekmesine seyirci kalmak istemiyorum. | Open Subtitles | أعلم أن هذا ليس من شأني ولكني لا أود أن أرى عائلتكِ تتأذى |
| Bende her zaman benim aile içinde olmamdan hoşlanmadığını düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أنك أنتِ لم ترغبي بوجودي في عائلتكِ |
| Ailende kimsenin pıhtılaşma sorunu oldu mu? | Open Subtitles | هل سبق لـ أي شخص من عائلتكِ أن كان لديه إضطراب النزيف ؟ |
| ailenizden sadece biri bile seyirciler arasındaysa, gerginlik artıyor. | Open Subtitles | حتى اِذا كان فرداً واحداً من عائلتكِ هنا حاضرا بين الجمهور هذا يزيد التوتر |
| Ama her ihtimale karşı ailenize olan biteni anlatmak isteyebilirsiniz. | Open Subtitles | لكن قد تريدين إخبار عائلتكِ بما يجري للإحتياط فقط |
| Bayan Spalding banka adına konuşacak olursam bunu ailenizi geçindirmeye çalıştığınıza işaret olarak görürüz. | Open Subtitles | سيدة سبالدنج أنا الآن أتكلم نيابةً عن البنك ستكون إشارة حسنة للبنك بأنكِ تحاولين إعالة عائلتكِ |
| Hem ailenizle bir gece geçirmenin bizim iyiliğimize olacağına pek inanmıyorum. | Open Subtitles | و لا اظن أني أبالغ في الحماية لقول أن قضاء ليلة مع عائلتكِ ليست في مصلحة ابنتي |