adil olmak zorunda değilim. Benim hoş bir ipim var. | Open Subtitles | ليس من الضروري أن أكون عادلا انا عندي الحبل الجميل |
Bu adil değil. Yani, bu adamın mı bebeği oluyor? | Open Subtitles | ،الأمر ليس عادلا و حسب أعني، ذلك الرجل لديه طفل؟ |
- Neden yapamazmışım? - Çünkü bu hiç adil değil. | Open Subtitles | لماذا لا , لماذا لا استطيع لأن هذا ليس عادلا |
Sonra Tanrı geleceğe baktı ve anladı ki; eğer dünya adil olursa varolamazdı. | TED | ولكن عندما نظر الله الى المستقبل راى انه في حال كان الكون عادلا تماما فانه لايمكن ان يُخلق |
Lee kaybolunca William'a onu bulması için yalvardım, ama haksızlık ettim. | Open Subtitles | اختفت لي,ترجيت ويليام أن يجدها لكن ذلك لم يكن عادلا له |
Westley' in onun için yaptıklarından sonra, onunla evlenmezse, bu adil olmazdı. | Open Subtitles | أنا متأكد أنها فعلت ذلك بعد كل ما فعله ويسلى لها اذا لم تتزوجه فهذا لن يكون عادلا حسنا.. |
Walter Stern katı bir adamdı, ama adil biriydi. | Open Subtitles | كان وولتر ستيرن رجلا قاسيا, ولكنه كان عادلا |
- Onunla evli değilim. - Hayır, öyle. - adil olmak isterim. | Open Subtitles | أريد أن أكون عادلا ما رأيك بإجراء إقتراع؟ |
Sizi böyle bir duruma soktukları için gerçekten üzgünüm. Bu hiç adil değil. | Open Subtitles | أنا آسف جدا لأنهم وضعوك وسط كل هذا هذا ليس عادلا |
Eğer devriye için adam değiştirirlerse adil olur. | Open Subtitles | و لو تبادلوا الاماكن في الدوريه سيكون ذلك عادلا |
Ama yine de hayatta kızıma en çok kimin değer verdiğini, ve dünya adil olsa kiminle beraber olacağını biliyorum. | Open Subtitles | لكن هذا لا يعني بأنّني لا أعرف من يهتمّ بابنتي أكثر ومع من هي ستكون إذا كان العالم عادلا |
Ve bu adil değildi, efendim. | Open Subtitles | فقد تلفظتُ بترهات ضدها و هذا لم يكن عادلا ، سيدي. |
adil bir karar olabilir hatta doğru bir karar da olabilir. | Open Subtitles | قد يكون قرارا عادلا وقد يكون القرار الصائب حتى |
Bu yüzden aramızda anlaşmanın gayet adil olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | ولذلك أعتقد أن اتفاقا سيكون عادلا للجميع |
Bu hiç adil değil, o yemeği size Ayışığı ile ben getirdim. | Open Subtitles | هذا ليس عادلا. كان ضوء القمر وأنا هم الذين حملوها. |
Bu adil değil adamım. Parmaklıklar arkasında olmaman gerekirdi. | Open Subtitles | ذلك ليس عادلا يا رجل لم يكن من المفروض عليك ان تكون في الزنزانة |
Bak sadece senin paketini alacaksam, adil bölmeliyiz ki adamlarıma ödeme yapabileyim. | Open Subtitles | كل ما أقوله يا رجل إن كنت سأبيع مخدّراتك فتقاسم الأرباح سيكون عادلا |
Ayrıca bizi kimin taşlayacağını seçmemize izin verirseniz gayet adil olur. | Open Subtitles | في الواقع ، اعتقد انه سيكون عادلا اذا كنت دعونا نختار الذي يحصل على حجر منا. |
Bu nedenler birçoğunuz evinde aynı karakteristiğe sahip köpekler var. Bu, insanlar için de haksızlık, | TED | وهذا سبب تربية معظمكم لكلب في المنزل، والذي يملك كذلك على كل هذه الخصائص. والأمر ليس عادلا للإنسانية، |
Ve geldiğinden beri ne kadar ilerleme gösterdiğini ve sana haksızlık yapmış olabileceğimi fark ettim. | Open Subtitles | فأدركت انك قطعت شوطاً كبير منذ ذلك الحين ولهذا قد يكون انني لم أكن عادلا |
Dürüst bir cezaydı ve satırı iyi kullanmıştınız. | Open Subtitles | لقد كان عقابا عادلا ولقد كنت جيدا وانت تحمل السيف |
Biliyorsun. Bunu onların hatası yapmak adaletsiz ve tehlikeli. | Open Subtitles | و أن تجعل هذا خطأهم إنه ليس عادلا فحسب إنه خطير |
Bay Stern'e benimle konuşmak istediğinizi söylemişsiniz. Ben de geldim. Size makul bir teklifte bulundum. | Open Subtitles | لقد طلبت من السيد ستيرن أن تكلمني و ها أنا,أعرض عليك عرضا عادلا |
Bay Shuester da adaletli olması için, seni gözlemleyecek. | Open Subtitles | والاستاذ شوستر سيراقبهم للتاكد من ان ذلك عادلا للجميع |