Kurbanlar dağılmış fiziksel, duygusal açıdan ve çoğunlukla suistimal eden kişiye dönmüşler. | Open Subtitles | الضحايا في حالة يرثى لها جسديا,عاطفيا و عادة ما يرجعون للمسيء لهن |
Ne düşünüp yapacağımız bize öğretiliyor, ama duygusal açıdan yönetici biziz. | Open Subtitles | يتمتعليمناأفكارناوأفعالنا.. لكن عاطفيا نحن غير مسؤولين حقيقة |
Fiziksel ya da zihinsel bir benzerlikten söz etmiyorum belki de duygusal yönden. | Open Subtitles | لا اقصد بالشكل الجسد ولا حتى بالقدرات العقلية لكن ربما عاطفيا |
duygusal yönden anlaşılması güç, bunu anlayabiliyorum. | Open Subtitles | إنظر يمكنني أن أفهم ذلك , هذا أمر معقد عاطفيا , وأنا أعني لا ازدراء. |
Savaştan önce Romantik şarkıcıymış. Hatta oldukça da ünlü. | Open Subtitles | كان مطربا عاطفيا قبل الحرب مشهور جدا فى مجاله |
Evet, duygusaldı ve ilham vericiydi, her zaman, kalıpların dışında düşünmeyi duyardım , fakat gerçekten de kendi kalıplarımın dışına çıktığımda bir şey oldu. | TED | الآن، لقد كان ذلك عاطفيا وملهما، وكنت دائما أسمع عن التفكير خارج الصندوق، ولكن لم يكن حتى خرجت حقا من صندوقي أن حدث شيء. |
Onu çoğalıcıları yapabilecek zekada yapmasına rağmen duygusal olarak olgunlaştırmamış. | Open Subtitles | جعلها ذكية بما فية الكفاية لبناء الربلكيتورز وغير ناضجة عاطفيا |
Aylar önce görüşmemeye yemin ettiğim, duygusal açıdan uygun olmayan bir erkekle görüşmek. | Open Subtitles | رؤية رجل متوفر عاطفيا كنت قد أقسم من قبل أشهر. |
Partneri olan itaatkar kadın, sosyal açıdan garip biri, ortalama bir zekaya sahip ve duygusal açıdan dengesiz. | Open Subtitles | شريكته الأنثى الخاضعة ستكون مرتبكة اجتماعيا بذكاء متواضع و غير مستقرة عاطفيا |
Yapabileceğim tek varsayım, eş değişme mevzusunun gündeme geldiği, ...babamınsa duygusal açıdan hazır olmadığı. | Open Subtitles | بإمكاني الإعتقاد أن موضوع تبادل الزوجات قد طُرح و أبي لم يشعر أنه عاطفيا جاهز للأمر |
Size tek söyleyebileceğim oldukça dağınık, duygusal açıdan zengin ve dikkat çekici ölçüde idealist olduğu. | Open Subtitles | يمكنني أن أخبرك فقط بأنها غير منتظمه عاطفيا و كريمه و مثاليه بطريفه استثائيه |
O zaman geldiğinde, onu sevgiyle kucakla yoksa senin duygusal açıdan ulaşılamaz olduğunu anlayacaktır. | Open Subtitles | وعندما تفعل ، وتبني لها ، الا انها سوف معرفة ان كنت غير متوفر عاطفيا. |
Ama toplantı sonucu duygusal açıdan savunmasız olacağını nasıl bildi? | Open Subtitles | و لكن كيف عرف انها ستكون ضعيفة عاطفيا بعد هذا الاجتماع بالتحديد؟ |
duygusal yönden incinmekle ilgili bir sayfalık kompozisyon yazacaksın. | Open Subtitles | يجب أن تكتب مقال من صفحة واحدة عن استغلال شخص مجروح و ضعيف عاطفيا |
Sırf adam duygusal yönden hassas bir çocuktan yararlandı diye mi? | Open Subtitles | فقط لأن الرجل افترس طفلة سريعة التأثر عاطفيا |
Onun duygusal yönden sağlıklı olmasına odaklanmış olmasına ihtiyacımız var. | Open Subtitles | ونحن نحتاج أن يكون مستقر عاطفيا مركز |
Eeiiv. Hani kahvaltı esnasında bari... vıcık vıcık ve Romantik olmasan? | Open Subtitles | أتمانع ، ألا تغدو عاطفيا و رومانسيا تماما |
- Müthiş bir aktördü. Düzgün görünüşlü ve duygusaldı. | Open Subtitles | اسمع ما أعنيه كان ممثلا رديئا فهو حسن المظهر، وقد كان عاطفيا |
Her şeyi çözdüğünü sanıyorsun ama aslında duygusal olarak rahatsızsın. | Open Subtitles | و تتظاهرين بأنك متماسكة و لكن بالحقيقة أنت مدمرة عاطفيا |
Artık tamamen yeni bir şeyden neredeyse anında, duygu yüklü semboller yapabiliyoruz. | TED | يمكننا الآن خلق رموز مشحونة عاطفيا بشكل شبه لحظي من شيء جديد كليا. |
duygusal anlamda kırılgan olduğunuz zamanlarda, karmaşık problemlere kolay cevaplar çok cezbedici oluyor. | TED | كانت هذه الأفكار السهلة لأسئلة معقدة مغرية خاصة إذا ما كنت غير مستقر عاطفيا |
Bu konuda bu kadar duygusal davranacağımı düşünmemiştim. | Open Subtitles | أنا فقط لأم أعتقد أنني سوف أرتبط عاطفيا حول هذا الامر برمته |
duygusal doğruluk tondur, histir, söylediğimiz şeyi nasıl söylediğimizdir, birbirimize gösterdiğimiz saygı ve şefkattir. | TED | الصحيح عاطفيا هو الأسلوب، الإحساس كيف نقول ما نريد ان نقوله الإحترام والشفقة الذي نظهرها لبعضنا |