| Nöbet dehidratasyonun ya da nörolojik bir şeyin sonucu olabilir. | Open Subtitles | قد تكون نوبة الاختلاج نتيجةً للتجفاف أو ذاتَ منشأ عصبيّ |
| - O kızların nörolojik değerlendirmesini yapmak için buradayım. | Open Subtitles | . إنّي هنا لأقوم بفحصٍ عصبيّ على الفتيات |
| - O kızların nörolojik değerlendirmesini yapmak için buradayım. | Open Subtitles | . إنّي هنا لأقوم بفحصٍ عصبيّ على الفتيات |
| Kabuslar görüyor, sinir krizleri geçiriyordum. | Open Subtitles | أتعلمون, لقد كنتُ أحلم بكوابيس و تعرضتُ لإنهيار عصبيّ |
| Efendim, eğer çocukları bulamazsam sinir krizi geçirecekmişim gibi hissediyorum. | Open Subtitles | سيّدي، أشعر بأنّه سيصيبني انهيار عصبيّ إن لم أعثر على هذين الطفلين |
| Çocuklarda görülen nöropsikiyatrik bir hastalık. | Open Subtitles | ، إنّه اضطراب عصبيّ نفسيّ لدى الأطفال |
| Düşündüm de bu nörolojik olabilir. | Open Subtitles | ظننتُ أنّه قد يقع أعتقد أنّ السبب عصبيّ |
| Ben hâlâ nörolojik olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | انا لازلت لا اظن ان الأمر عصبيّ |
| Ve doktorlar nörolojik hasar yüzünden 55 yaşından sonrasını göremeyeceğimi söylediler! | Open Subtitles | و قالوا إنه بسبب تلف عصبيّ مُحال أن أعيش لسن 55 عام! |
| Görünür bir nörolojik nedeni olmayan bir nörolojik semptom. | Open Subtitles | عرض عصبيّ بدون سبب عصبيّ واضح |
| Kalıcı nörolojik hasarı olabilir. | Open Subtitles | دائم عصبيّ بضرر تصاب قد ولكن |
| Kendra'nın nörolojik tedaviye ihtiyacı var, hapishaneye değil. | Open Subtitles | . إنّ (كيندرا) تحتاج لعلاجٍ عصبيّ و ليس السجن |
| Özgürlük Harekatı kapsamında cesur bir şekilde ülkemize hizmet ederken, uzman er Murphy nörolojik bir hastalığa yakalandı | Open Subtitles | بينما كانت تخدم وطنها بشجاعةٍ كجزء من عملية الحرية الدائمة فلقد أصيبت المختصة كيندرا مورفي) بمرضٍ عصبيّ) |
| Kendra ağır nörolojik hastalığı olan bir kadın. | Open Subtitles | كندرا)، امرأة مريضة) ذات مرض عصبيّ حاد |
| -Mabel, sen bir sinir krizi geçiriyorsun. | Open Subtitles | - "مايبل" ستُصابين بإنهيار عصبيّ |
| sinir krizi geçirene kadar, okulun büyücülük öğretmeniydi. | Open Subtitles | حتّى أصابه انهيار عصبيّ |
| sinir krizi geçiriyorsun, Lindsay. | Open Subtitles | (أنتِ تعانين من إنهيارٍ عصبيّ يا (ليندسي |
| Hayır sana söyledim, onda sinir bozukluğu vardı. | Open Subtitles | - لا، أخبرتك بأنها أصيبت بانهيار عصبيّ |
| Beyaz Rusya'da ele geçirdiğiniz silahın koca bir şehri etkisi altına alabilecek VX sinir gazı olduğu doğrulandı. | Open Subtitles | "الأسلحة التي استعيدنها من (بلاروسيا) تحقق أنها غاز عصبيّ سام قادّر على نسف مُدن كُبرى" |
| Çocuklarda görülen nöropsikiyatrik bir hastalık. | Open Subtitles | ، إنّه اضطراب عصبيّ نفسيّ لدى الأطفال |