Onunla ilişkisi olduğunu ve onun ölümünde kullanılan arabanın, onun olduğunu. | Open Subtitles | أن نكتشف عن علاقته مع جيني هيرن وأن سيارته كانت تقتلها. |
Yapay zekâ ile olan ilişkisi, onun gerçek insanlarla iletişim kurmasını sağlıyor. | TED | ذلك رجل علاقته بالذكاء الاصطناعي تساعده علي الحصول على علاقات مع أشخاص حقيقيين. |
Ha bire Allah'ın adını duymaktan sıkıldım. Onun bunlarla ne ilgisi var? | Open Subtitles | سئمت من سماع الحديث عن الرب طيلة الوقت ما علاقته بأي شيء؟ |
Bay Cotton, geçmişiyle irtibatını kesmiş olabilir, ama oğlunun bu cürümle bağlantısı bize, günahlarımızı alenen itiraf etmek ve kefaretini ödemedeki başarısızlığımızı hatırlatıyor. | Open Subtitles | السيد كوتون ربما قد أشار إلى أنه قطع علاقته بهم لكن ابنه متورط في هذه الجريمة هذا يذكرنا بفشلنا |
Fish'de bu kıç varken daha iyi bir ilişki yaşayamazdı zaten. | Open Subtitles | حسنا, فيشر كانت علاقته أقل من أن تكون طبيعية مع تلك المؤخرة |
Cihazın nasıl çalıştığına veya seninle ne alakası olduğuna dair hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء به عن طريقة عمل ذلك الجهاز أو علاقته بك |
Arron Banks'ın Rus hükûmetiyle saklı ilişkisi hakkında söylediği yalanlara hiç değinmeyeceğim bile. | TED | ولن أخوض في أكاذيب أرون بانكس بشأن علاقته السرية بالحكومة الروسية. |
Unutmayın, bu cinayet suçlamasıyla ilgisi hariç... ..sanığın Madam Grandfort'la ilişkisi hakkındaki görüşleriniz esasında... ..sanığı yargılamanız söz konusu olamaz. | Open Subtitles | تذكروا أيضا أنكم لن تجعلوا الوضع شاق على المتهم بسبب أى وجهة نظر لديكم بخصوص علاقته بمدام جرانفورت |
- Asıl endişe verici olan Senatör Duvall'in CIA ile yakın ilişkisi. | Open Subtitles | الذي يقلقنا هو علاقته الوطيدة بالمخابرات المركزية. |
Mafya babası Paul Zapatti ile olan ilişkisi, kesinlikle araştırılacaktır. | Open Subtitles | ان علاقته برئيس المافيا بول زباتي سيتم التحقيق فيها |
Herhangi şekildeki bir piyanonun gemideki bir hayaletle ne ilgisi var? | Open Subtitles | حتى لو كان هذا البيانو موجود .. ما علاقته بالموضوع؟ |
Bu işin Kongre Üyesiyle bağlantısı nedir? | Open Subtitles | هذا الرجل كان يطير بالمروحية من أجل معيشته ، ما علاقته برجل كونغرس أمريكي ؟ |
Çünkü Vincent Nelson cinayetinde zanlı konumundaydı ve biz de Bay Nelson'la bağlantısı hakkında birkaç soru sormak istiyorduk. | Open Subtitles | لأنه كان احتمال تشتبه في أن القتل فنسنت نيلسون وأردنا أن أسأله الأسئلة عن علاقته مع السيد نيلسون. |
Seninle tamamen profesyonel bir ilişki içerisinde, sana bir iş arkadaşı ve doktor olarak saygısı var yine de sana baktığında aklına seksten başka bir şey gelmiyor. | Open Subtitles | علاقته بك مهنية تماماً يحترمك كزميلة و طبيبة و رغم ذلك لا يمكنه النظر إليكِ دون التفكير بالجنس |
Bu az görünür bir güç fakat bunun komployla alakası ne? | Open Subtitles | تلكَ قوة نادرة لكن ما علاقته بالمؤامرة ؟ |
Bir kadın, kocasının ilişkisinin intikamını almak için bebeğini öldürüyor. | Open Subtitles | زوجة تقتل طفلها لتنتقم من زوجها بسبب علاقته الغرامية |
Telefon görüşmelerini, mesajlarını kızla olan ilişkisini biliyorum. | Open Subtitles | معى مكالماته و رسائله النصيه و معي علاقته بالفتاه |
Gelen istihbarata göre annesiyle çok yakınmış ama bu ortalama iki yıl önce, annesi onu terk etmeden önceymiş. | Open Subtitles | لا ندري، تشير المعلومات إلى أن علاقته بأمه كانت وثيقة لكن كان هذا قبل تركها له قبل عامين تقريبًا |
Caroline, bunu yapma. Aman Tanrım, adam senden ayrıldı. Onun araması gerek. | Open Subtitles | لا تقومي أبداً بذلك لقد قطع علاقته بك, عليك تركه يتصل بك |
Lucy Chapman ile olan ilişkisinden sonra yeni bir hayata başlamak istiyordu. | Open Subtitles | لقد كان الخطاب بشأن علاقته ب لوسى شابمان لأنه اراد ان يطويها ويبدأ صفحة جديدة فى حياته |
Aklına hiç, kendisinin bağlantısını örtmek için böyle yapmış olabileceği geliyor mu? | Open Subtitles | هل خطر لك فى أى وقت مضى أنه ربما يحاول إخفاء علاقته بالأمر عنك ؟ |
O iğrenç ilişkiyi onaylıyorum anlamına gelir. | Open Subtitles | سوف يعتبر ذلك موافقة مني على علاقته المثيرة للسخرية |
- Sanırım erkek arkadaşı ondan ayrılmış mı, öyle bir şey olmuş. | Open Subtitles | - أظن أن صديقها- قطع علاقته بها، أو شيء من هذا القبيل |
Bu bahaneyle Joong Won'a Onunla ilgili ne düşündüğünü soracağım. | Open Subtitles | سوف استغل هذه الفرصة لاسأله عن علاقته الفعلية بتلك الفتاة |
Bu moron seni terketti ve sen de eski dostun rahibi yanına çağırdın. | Open Subtitles | ذاك الأحمق قطع علاقته بك فإتصلت بصديقك القديم القس |