Çünkü Başlıklı olmanın çoğunlukla katil olmak demek olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | لأنّي علمت أنّ كونك ذا القلنسوة يرادف كونك قاتلًا بصفة عرضية. |
Sana doğru düzgün veda edebileceğim bu günlerin de geleceğini biliyordum. | Open Subtitles | علمت أنّ هذا اليوم سيحين اليوم الذي أقوم فيه بتوديعكِ |
Babamın bir vampir avcısı olduğunu biliyordum ama aynı zamanda da kasaba doktoruydu. | Open Subtitles | علمت أنّ والدي كان صيّاد مصّاصي دماء، لكنّه أيضًا كان طبيب البلدة. |
İntikam almak istemek, kederin bir parçasıdır. Benim dünyamda ise; biliyordum ki bendeki bu intikam arzusu gerçeğe dönüşemezdi. | Open Subtitles | الفرق هو أنّ في عالمي، علمت أنّ تلك الرغبات العنيفة لن تصبح حقيقية أبداً |
Yeterince uzun süreliğine tereddüt edersen bana harekete geçmek için zaman kazandıracağını biliyordum. | Open Subtitles | علمت أنّ ترددك سيطول كفاية بما يمهلني متّسعًا من الوقت لأتصرّف. |
Nasıl da kana susamış. Karanlığın sana yakışacağını hep biliyordum. | Open Subtitles | لطالما علمت أنّ الظلام سيكون صبغة جميلة عليك |
- Yanlış olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | لقد علمت أنّ ذلك كان فعلٌ خاطئ |
Ama birinin yardıma geldiğini biliyordum. | Open Subtitles | . لكن، علمت أنّ شخصاً قادماً لمساعدتيّ |
Kral beni çağırdığında bu zorlu yolculukta dümene geçmesinde güvenebileceğim tek bir adam olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | عندما استدعاني الملك علمت أنّ هناك رجلاً واحداً أثق به... للإبحار في هذه الرحلة الصعبة... |
Arkadaş olabileceğimizi biliyordum. | Open Subtitles | علمت أنّ القدر قضى بأنّ نكون صديقتين. |
Çünkü aynen böyle tepki vereceğini biliyordum. | Open Subtitles | لأنني علمت أنّ ردّة فعلك ستكون كهذه |
Sana ulaşmak için bunun en iyi yöntem olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | علمت أنّ هذا أفضل سبيل لاخراجك |
Kolay olmayacağını biliyordum ama her şeyden korkuyorum. | Open Subtitles | علمت أنّ الأمر لن يكون سهلاً، لكن... كلّ شيء يُروّعني |
Babanın arkamdan bir şeyler çevirdiğini biliyordum. | Open Subtitles | علمت أنّ والدك كان يقوم بأشياء أخرى |
Görebildiğini biliyordum. | Open Subtitles | علمت أنّ بمقدرتك الرؤية |
Şansımıza, Joy ve Darnell'in, çocukları Joy'un Nathanville'deki annesine götüreceğini ve ertesi güne kadar gelmeyeceklerini biliyordum. | Open Subtitles | لحسن حظنا علمت أنّ (جوي) و (دارنيل) أخذا الأولاد (لرؤية أهلها في (نايثانفيل ولن يعودا قبل اليوم التالي |
Hey Vicki. Seni keşlerin yanında bulacağımı biliyordum. | Open Subtitles | مرحباً،(فيكى)، علمت أنّ سأجدك هنا برفقة أحد المُدمنين. |
Tempe'nin her şeyi kontrol altına alacağını biliyordum. Bana ihtiyacı yoktu. | Open Subtitles | علمت أنّ (تيمب) تسيطر على كل شئ لم تحتج إليّ |
Raymondo, kalbinin uyumanı sağlayan eter kadar saf olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | يا (ريماندو)، لقد علمت أنّ قلبك نقيّ مثل غاز الإيثر الذي يساعدك على النوم |
Dyson'ın sorduğu ilk soruya cevap verdin ve benim aklımı başımdan alan o yüzünün en değerli ikinci varlığın olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | لقد أجبتي على السؤال الأول (الذي سأله (ديسون وعندها علمت أنّ صاحبة الوجه الذي أذهلني كان ثاني أجمل مالديكِ |