"على إيجاد" - Translation from Arabic to Turkish

    • bulmaya
        
    • bulmak için
        
    • bulmama
        
    • bulmamıza
        
    • bulma konusunda
        
    • bulmasına
        
    • bulmayı
        
    • bulmanıza
        
    • bulabiliriz
        
    • bulman için
        
    • bulması için
        
    • bulmasında
        
    Doktorlar duruma el koydu... ve bir tedavi yöntemi bulmaya çalışıyorlar. Open Subtitles الأطباء يسيطرون جيداً على الوضع ويعملون على إيجاد علاج ليلاً نهاراً
    Tamam, biz burada çözüm bulmaya uğraşacağız ve işaretçiyi bulduğunuzda tekrar edeceğiz. Open Subtitles حسناً، سنعمل على إيجاد حل هنا وسنعلمك به عندما تجد الإشارة اللاسلكية
    Ve bu neden şu; işletme öğrencileri tek bir doğru plan bulmak için eğitilmişlerdir, değil mi? TED والسبب هو أن طلاب إدارة الأعمال متدربون على إيجاد طريق واحد صحيح، حسناً.
    Billy Mahoney' i bulmak için ona yardım et, olur mu? Open Subtitles ساعده على إيجاد بيلي ماهوني إفعلها فقط، حسنا؟
    Belki bir ara yanıma gelir, başlık bulmama yardım edersin. Open Subtitles ربما بإمكانك أن تأتى إلى منزلى لاحقاً وتساعدنى على إيجاد عنوان؟
    Şifreli e-postalar göndererek onun katilini bulmamıza yardımcı olacağını mı düşündün? Open Subtitles ظننت إذاً أن بإرسالك رسائل مشفرة سيساعدنا هذا على إيجاد القاتل؟
    Bir daire bulma konusunda kabiliyetsiz olduğu için duygusal yönden kendini toparlayamadığını mı söylüyorsun? Open Subtitles أتظن بأنهُ لم يتعافى من الصدمة العاطفية لعدم قدرته على إيجاد شقة؟
    Lanet olsun be adam. Tehlikeli ya da değil. Arkadaşımın kızını bulmasına yardım edeceğim. Open Subtitles تباً يا رجل، سواء كانت خطرة أو لا سأساعد صديقي على إيجاد ابنته
    Birey kendi hayatını toplum kurallarına teslim ederek bu soruna bir çözüm bulmaya alışkındır. TED إعتاد الأفراد على إيجاد جواب لهذه المسألة عن طريق تكريس حياتهم لقواعد المجتمع
    Uzun bir zaman zarfında, bu kötü bir şey, araştırmacılar hala bu maytları kontrol etme konusunda alternatif çözümler bulmaya çalışıyor. TED هذه أخبار سيئة على المدى البعيد لذا يعمل الباحثون على إيجاد البدائل للحد من انتشار العت
    Bazı astronomlar zamanlarını ve enerjilerini bu mesafedeki gezegenleri bulmaya adarlar. TED بعض علماء الفلك يركزون جهودهم وأوقاتهم على إيجاد كواكب تخضع لهذه النظرية.
    Dişinin kanat çırpma sesini parmaklarımla taklit edebilirim ve bu da bir dişi bulmak için azimli olan erkeklerin beni gittiğim her yere takip etmelerine neden olur. Open Subtitles يمكنني تقليد ضربات جناح الإناث بفرقعة إصابعي وهذا يدفع الذكور إلى اللحاق بي إلى أي مكان لأنهم مصممون على إيجاد الإناث.
    Biz duvardan kaçıcaz onlara bir çare bulmak için. Open Subtitles فنحنُ سنخترِق الجِدار وسنُجبرهُم على إيجاد الدواء.
    Babanı bulmak için elimizden gelen her şeyi yaptığımızı sana garanti ediyorum. Open Subtitles أعدك بأنّنا سنبذل قصارى جهدنا على إيجاد والدكِ، لكن الآن
    Pekâlâ, adamımızı bulmama yardım et. Yaşlıca, tıknaz biri. Open Subtitles حسنا ً , ساعدينى على إيجاد رجلنا يفترض أن يكون أكبر سناً , قصير و سمين
    Yerdenizin kaderi bu Amulet'i bulmama bağlı. Open Subtitles مصير جزر البحر يعتمد على إيجاد هذه التعويذة
    Hiçbirimizin insan olmasını istemiyorsun. Neden bu tedaviyi bulmamıza yardım edesin? Open Subtitles ولا تريد عودة أيّ منّا بشرًا فلمَ ساعدتنا على إيجاد الترياق؟
    O zaman Morlock'ları bulmamıza yardım edebilirsin. Mara'yı da. Open Subtitles ثمّ أنت تستطيع مساعدتنا على إيجاد مورلوكس، و إيجاد مارا.
    Sana bir aile bulma konusunda kararlıydım. Open Subtitles كنت مصممة على إيجاد عائلة لك
    Sen olmasan, küreyi bulmayı asla başaramazdık. Open Subtitles نحن لم نكن قادرين على إيجاد الجهاز بدون مساعدتك
    Burada bizimle kalmak için davetlisiniz ya da yeniden yerleşebileceğiniz, güvenli uygun bir gezegen bulmanıza yardım edebiliriz. Open Subtitles يمكنكم أن تبقوا معنا أو نساعدكم على إيجاد كوكب آمن وملائم بحيث تنتقلون إليه
    Yıldız üssünde analiz etmek için kan örneği alacağım ve sonra hastalık için bir tedavi bulabiliriz. Open Subtitles سأقوم فقط بأخذ بعض عينات الدم لتحليلها على متن السفينة الأم وبعدها سنكون قادرون على إيجاد علاج لهذا المرض
    Sadece aşkı bulmana yardımcı olmak için değil, onu da bulman için. Open Subtitles ليس فقط من أجل أن يساعدكِ في إيجاد الحب لكن من أجل أن تساعديه على إيجاد نفسه
    Onu spor dışında ona sevinç veren yeni şeyler bulması için cesaretlendirdim. TED شجعتها على إيجاد ما يجلب لها السعادة، بعيداً عن الرياضة.
    Yeniden onun diyarına geçmem için bana izin verirse yemin ederim ki kapıyı açacak o tozu bulmasında ona yardım ederim. Open Subtitles إذا أمّنَتْ لي ممرّاً إلى عالَمها فأقسم... أنْ أساعدها على إيجاد ذاك الرماد الذي يفتح البوّابة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more