Düzen yaradılışın gelgitidir ama sizin türünüz pek çok şey arasından birine tapar. | Open Subtitles | بسبب إستمرار الخلق و لكن أنتم ، أنواع حيث يقدس الوحد على الكثير |
Şunu anladım; bir topluluğun değerlerini değiştirmek zor olsa da, bireysel etkileşimlerden çok şey öğrenebiliriz. | TED | ما أدركته أن، أن تغيير أفكار المجتمع أمر صعب، بإمكاننا الحصول على الكثير من التفاعلات بين الأفراد |
Biramit çok fazla alüminyum içeriyor kaldırmak için 5 kişi yetiyor. | Open Subtitles | الهرم يحتوي على الكثير من الألمنيوم ، وسيتطلب 5 رجال ليرفعوه |
Bildiğiniz gibi azizler aramadan bir sürü gönüllü kadın bulabiliyorlar. | TED | انهم حتى لو لم يطلبوا سيحصلون على الكثير من المتطوعات |
pek bir şey çıkmadı. | Open Subtitles | لم أحصل على الكثير ربما حصلت على أكثر من اللازم |
çok para kazandığın zaman, bana yeni bir motosiklet al. | Open Subtitles | عندما تحصل على الكثير من المال اشتري لي دراجة جديدة |
Yukarıda, odamda yeterince var. | Open Subtitles | أحصل على الكثير من التمارين الرياضية تصل في غرفتي. |
O kadar çok para kazanıyor olacağız ki, bunların hiçbir önemi kalmayacak. | Open Subtitles | سوف نحصل على الكثير من المال لا علاقه بين موتهم و المال |
Bunu çok duyuyorum. | Open Subtitles | أوه، نعم، أن أحصل على الكثير. |
Ve böylece onlarla seyahat ederek ve bütün farklı elementleri öğrenerek birlikte çok vakit geçirdik ve yararlanılmayan birçok verimsizliğin olduğunu keşfettik. | TED | وقضى الوقت في السفر معهم وتعلم كل شيء عن العناصر المختلفة، و العثور على الكثير من أوجه القصور لم يتم الاستفادة منها. |
Neden gizem içeren bu kadar çok şey yapıyorum? | TED | لماذا أقوم بعمل الكثير من الأعمال التى تنطوى على الكثير من الغموض؟ و بدأت أتوصل لإجابة |
O kaybedeceği ne kadar çok şey olduğunu bilecek kadar zeki. | Open Subtitles | أنت تعرف، انه ذكي بما فيه الكفاية لمعرفة أن انه حصل على الكثير ليخسره |
Daha pek çok şey için beni kullandı. | Open Subtitles | لقد استغلنى للحصول على الكثير من الاشياء |
Bu kadar büyük bir ağaçtan çok fazla kereste çıkıyor olmalı. | Open Subtitles | أنتم يجب أن تحصلوا على الكثير من الخشب من الأشجار الكبيرة |
Üstünde çok fazla elma vardı. Dalı kesmem lazımdı ama açgözlülük ettim. | Open Subtitles | أَنا آسفة على هذا الفرع كان يحتوي على الكثير من التفاح عليه. |
Güzellik uykumuza ihtiyacımız var çünkü bir sürü değerli şey almamız lazım. | Open Subtitles | نحتاج جميلتنا للنوم حسننا لأننا يجب أن نحصل على الكثير من الأشياء |
bir sürü madeni param olsun diye dilediğim için, sayılmaz. | Open Subtitles | إلا إذا كانت أمنيتي الحصول .على الكثير من النقود المجانية |
Kalan giysilerinden pek bir şey anlayamıyorum. İnsan yapımı lifler ve pamuğun genel bir karışımı sadece. | Open Subtitles | لا يسعني الحصول على الكثير من ملابسه إنه مجرد خليط عام من القطن والألياف الصناعية |
Hayalarına silah doğrultulmuş bir adamın kabul edemeyeceği pek bir şey yok. | Open Subtitles | الرجل سيوافق على الكثير اذا وجهت السلاح الى خصيتيه |
pek çok Alman entelektüeli üzerinde uzun vadeli bir etkisi olacaktı. | Open Subtitles | لقد كان له تأثير طويل المدى على الكثير من المُثقّفين الألمانيّين. |
Hayır, yeterince portakal suyum var. | Open Subtitles | لا , لقد حَصلَت على الكثير مِنْ البرتقالِ. |
O kadar çok param olacak ki torunlarım lakros oynayacak. | Open Subtitles | سأحصل على الكثير من المال لدرجة أن أحفادي سيلعبون اللاكروس |
Bunu çok duyuyorum. | Open Subtitles | أنا أحصل على الكثير. |
Bu iş sayesinde birçok ödül kazandım. | TED | حصلت على الكثير من الجوائز خلال هذا العمل |