"عندما غادر" - Translation from Arabic to Turkish

    • gittiğinde
        
    • gittiği zaman
        
    • terk ettiğinde
        
    • evi terk
        
    • bıraktığında
        
    • temelli terk
        
    • ayrıldığında şaşırtmaca
        
    • işten çıktığında
        
    Haber vermeden gittiğinde, yine başını derde soktuğunu anladım. Open Subtitles عندما غادر دون كلمة عرفت أنه متورط فى المشاكل مرّة أُخرى.
    Tanrım, babam gittiğinde, ben de onunla gitmek istedim. Open Subtitles .. يا إلهي ، عندما غادر كنت أريد أن أذهب معه
    Ertesi gün, babam gittiğinde annem bizi yolculuğa çıkardı. Open Subtitles . في اليوم الذي يليه ، عندما غادر أبي . أمي أخذتنا في جولة
    Walker gittiği zaman ve Stephanie'nin kaybolduğu zaman arasında orada olduğu anlamına geliyor. Open Subtitles وهو ما يعني أنه كان هناك ما بين عندما غادر ووكر وعندما اختفى.
    En son böyle bir kanepeye babam bizi terk ettiğinde uzandım. Open Subtitles اخر مرة كنت على اريكة مثل تلك كانت عندما غادر والدى
    Rohan, Rahul evi terk ettiğinde evde bile değildi... Open Subtitles روهان لم يكن بالمدينة عندما غادر راهول المنزل
    Lucy'yi bize bıraktığında Bay Murphy onu almaya birinin gelebileceğini söylemişti. Open Subtitles عندما غادر قليلا لوسي معنا، قال السيد ميرفي انه قد يرسل شخص ما للحصول لها يوم واحد.
    Kızılderililerle konuşmak için evi temelli terk ettiğinde serüvenleri hakkındaki bütün yazıları okudum. Open Subtitles عندما غادر المنزل ليتحدث نيابة عن الهنود،مرّة ونهائياً قرأت كُل مقالة على مآثره
    Yani Sentinel, Cybertron'dan ayrıldığında şaşırtmaca yapmıştı. Open Subtitles "إذاً عندما غادر "سينتينل سايبرترون كان يخونهم
    Kyle, Petersonlar'la gittiğinde berbat bir haldeydi ve Kyle döndüğünde daha da beter oldu. Open Subtitles لقد كان مزاجه متقلب عندما غادر كايل مع بيترسون ولقد حدث الأسوء عندما عاد كايل
    Babam bu sabah gittiğinde, ...acil durum numaralarını bıraktı. Open Subtitles حسنا,عندما غادر أبي هذا الصباح ترك قائمة بأرقام الطواريء
    Baban gittiğinde saatteki numaralar kaçtı tatlım? Open Subtitles حسنا، عزيزتي ما الأرقام التي كانت على الساعة عندما غادر أبوكِ؟
    Kuzenlerim gittiğinde savaş bittiğinde onları tüm kalbimle özledim. Open Subtitles و عندما غادر ابناء عمي بعد انتهاء الحرب افتقدتهم من كل قلبي
    1945'de Japon ordusu gittiğinde, o buraya kilitlenmiş. Open Subtitles عندما غادر الجيش الياباني في عام 1945 كان محبوس هنا
    Son ortağı gittiğinde, büyük bir bunalıma girmişti. Open Subtitles عندما غادر شريكه السابق ، ذلك قد و ضعه في حالة ذعر شديد جدا، جدا
    O Afganistan'a gittiğinde ben klinikte testler yapıyordum ve ordunun askerler üzerinde yaptığı bir deneye rastladım. Open Subtitles عندما غادر إلى إفغانستان كنت أقوم ببعض التجارب ومرت علىً دراسة كان الجيش يجريها علي الجنود
    Geçen gece Troy gittiği zaman, nereye gittiğini biliyordum - Open Subtitles عندما غادر تروي الليلة الماضية لقد عرفت الى اين كان متجه
    Anlıyorum. Çekip gittiği zaman babama vurmak istemiştim. Open Subtitles أنا أتفهم ذلك، أنا أردتُ بشدة أن أصفع أبي عندما غادر.
    Daphne'nin babası evi terk ettiğinde kendime içkiyi bırakacağıma söz verdim. Open Subtitles عندما غادر والد دافنى وعدت نفسى انى سأتوقف عن الشرب
    O seni bıraktığında burada bekleme miştin, değil mi? Open Subtitles هل بقيتي هنا عندما غادر المحل ؟
    Kızılderililerle konuşmak için evi temelli terk ettiğinde serüvenleri hakkındaki bütün yazıları okudum. Open Subtitles عندما غادر المنزل لتتحدث عن الهنود مرة واحدة وإلى الأبد، أنا أقرأ كل مادة على مآثره.
    Yani Sentinel, Cybertron'dan ayrıldığında şaşırtmaca yapmıştı. Open Subtitles إذن، عندما غادر (سنتينال) "سايبرترون،" كان لأجل التخلّى عن قومه.
    Muhtemelen işten çıktığında ani bir saldırıya uğradı. Open Subtitles لقد تمت مهاجمته غفلة عندما غادر العمل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more