Albay, motorsikletliyi kapıda gördüğümüzde dolabın anahtarını cebimden alıp, gruplara ayrılmamızı teklif ettiniz. | Open Subtitles | أيها العقيد ، عندما رأينا السائق عند الباب أخذتمنيمفتاحالدولاب، و إقترحت أن نفترق |
Sen neden beni kapıda karşılayıp kuyruğunu sallamıyorsun? Stella, canım! | Open Subtitles | حسنا لماذا لا تحيّيني عند الباب و انت تهزين ذيلك؟ |
Mesela üstünde sahte dişten başka bir şey yokken kapıda onu karşılamak gibi. | Open Subtitles | مثل تحيته عند الباب الأمامي و أنا لا أرتدي شيئ سوى أسنان صناعية |
Para verdiğin çocuk, Kapıdaki yer göstericiye kartını gösterir kartı geri aldıktan sonra da senin adına imza atar. | Open Subtitles | حسنا الشاب المستأجر سيأخذ البطاقة من يدين المرشد عند الباب وعندما تعود يديه للوراء في النهاية سيوقع أسمك عليها |
Bunu Kapının önünde bulduk onu bu ara sokağa çekmek için kullanılmış. | Open Subtitles | وجدنا هذه عند الباب الأمامي لاستدراجه إلى الزقاق |
Ondan sonra, sekiz, belki de dokuz adam vardı kapıya kadar. | Open Subtitles | بعد هذا ، كان هناك ثمانية رجال ربما تسعة عند الباب |
Ne yolunda gitmedi ? Matematik kağıtlarımız, veya kapıda misafirleri karşılamak. | TED | ترتيب أسرّتنا. مالذي لم يتم بشكل جيد؟ نتائج الرياضيات، أو تحية الزائرين عند الباب. |
Yani, bu hafta kapıda beş misafiri karşılayın, yatmadan önce fazladan 10 dakika kitap okuyun. | TED | كما تعلمون، استقبال خمسة زوارٍ عند الباب هذا الأسبوع، يعني الحصول على عشر دقائق إضافية للقراءة قبل النوم. |
Teğmen kapıda gümüş tepsiyle bekleyen birini bulmayı bekliyordu. | Open Subtitles | الملازم توقع مقابلة شخص عند الباب مع صينية فضية |
Donna Filumè, gelin bakın. Ricardo da burada. Aşağıda kapıda sizi bekliyor. | Open Subtitles | ريكاردو في انتظارك أيضاً إنه بالطابق الأسفل عند الباب الأمامي |
Evet, küçük kız dışarıya çıkarken o kapıda bekliyordu. | Open Subtitles | آجل , لقد كان واقفاً عند الباب عندما خرجت الفتاة |
Çok güzel bir Paris giysisi içinde, sizi kapıda görüyorum. | Open Subtitles | بثوب باريسي رائع, متمنية أن أراك عند الباب |
- Evet, Ön kapıda. Bir saksının içine koymuştum. Niçin cevap vermedin? | Open Subtitles | أجل تركته في مزهرية عند الباب لماذا لم تردي ؟ |
Her şey hazır. kapıda bir ya da iki adam olacak. | Open Subtitles | كل شيء جاهز سيكون ثمة رجل أو اثنان عند الباب |
- kapıda yazıyor efendim. - Buna izin veremem. | Open Subtitles | ـ أجل ، هذا عند الباب ، سيدي ـ لن أسمح بذلك |
Sadece arka Kapıdaki şu insanların kim olduklarını merak etmiştim. | Open Subtitles | كنت فقط أتساءل حول هؤلاء الناس عند الباب الخلفي |
Kapıdaki bayan, ilk geldiğinde iyi görünüyordu. | Open Subtitles | السيدة عند الباب بدت لطيفة عندما جاءت أولا |
Mümkün olduğunca çabuk üstünüzü değişip Kapının önünde sıraya girin. | Open Subtitles | احضار أزيائهم ,مفهوم ؟ فقط غيروا ملابسكم واصطفوا عند الباب الأمامي بسرعة |
Ön kapıya zil taktım. Böylece birisinin gelip beni öldüreceğinden haberim oluyor. | Open Subtitles | لقد وضعتُ أجراساً عند الباب الأمامي لأعرفَ إن كان أحدٌ قادماً لقتلي |
Bu alevin bu taraftan yayılıp Kapıyı geçerek... tavana çıkacağını bilmektir. | Open Subtitles | هى أن تفكر مثله أن تعرف هل سيمتد اللهب من هنا عند الباب ثم إلى السقف |
Aspasia'yı biliyorum! Kapıdan üçüncü olan! | Open Subtitles | أنا أعرف أين مكان اسبازيا إنه الثالث من عند الباب |
Alison, ben şey, arka kapıdayım. | Open Subtitles | مهلا، أليسون، أنا، اه، عند الباب الخلفي. |
kapının yanındaki kovanlara bakarsak vurulmuş. | Open Subtitles | حسنا, اغلفة الرصاص عند الباب تفول انه تم اطلاق الرصاص عليه |
Ön kapının yanında fayansların üzerinde yatıyor. | Open Subtitles | كانت ترقد على أرض الرخام عند الباب الرئيسي |
Çünkü bir tanık cinayet gecesinde seni Jamie'nin ön kapısında görmüş. | Open Subtitles | لأن أحد الشواهد قال إنه شاهدك عند الباب الأمامي ليلة مقتله |
Palazzoya, büyük kapının önüne varıyor. | TED | يصل الى ساحه البلازو ومن عند الباب الكبير |
Kapında dünyada görmek isteyeceğim son kişi vardı. | Open Subtitles | عند الباب,رأيت أكثر شخص فى العالم لا أريد أن أراه |
Çıkar şunları, kapının oraya bırak. | Open Subtitles | إنزع هذه الملابس واتركها عند الباب |