"عواقب" - Translation from Arabic to Turkish

    • sonuçları
        
    • sonuçlar
        
    • sonuçlarını
        
    • sonucu
        
    • bedeli
        
    • sonuçlarına
        
    • sonuçlarıyla
        
    • sonuçlara
        
    • sonuç
        
    • sonuçlarından
        
    • bedel
        
    • etkisi
        
    • olacağını
        
    • cezasını
        
    • sonuçların
        
    Peki, kadınlara özgü hastalık tanımlanamadığında genele yayılan sonuçları nelerdir? TED ما هي عواقب عدم الكشف عن النموذج النسائي لأمراض القلب
    Ve tedavisiz, bağımlılığın büyük ve çok kötü sonuçları oluyor. TED وفي حالة عدم معالجة الإدمان، فإن له عواقب وخيمة وضخمة
    Yüksek sesle konuşmanın gerçek ve bazen çok acı sonuçları var. TED في بعض الأحيان هنالك عواقب حقيقية ومؤلمة لعدم السكوت عن الخطأ.
    Böyle durumlarda, aklımızı veremediğimiz zamanların farkında değilken yaptılarımız bazı sonuçlar doğuruyor. TED وعندما يحدث هذا، عندما يتشتت انتباهنا دون أن نلاحظ، ستكون هناك عواقب.
    Şimdi, bu gürültü öylesine büyük ki toplum bu gürültünün sonuçlarını en aza düşüren kişileri ödüllendirmektedir. TED هذا التشويش هو من الضخامة بحيث يمنح المجتمع أهميّة كبيرة لأولئك من بيننا الذين يمكنهم الحد من عواقب التشويش.
    Dünyamızın sağlığı denizlerdeki koşullara çok sıkı bir şekilde bağımlıdır öyle ki bu değişimlerin anlatılamayacak kadar çok fazla sonucu olacaktır. Open Subtitles سلامة كوكبنا مرتبطة ارتباطاً وثيقاً مع ظروف البحر بحيث أن هذه التغيرات قد تجلب عواقب لا تُعد ولا تحصى على العالم
    Yaptıklarının bir bedeli olduğunu baban anlamalı ama, tamam mı? Open Subtitles لكن والدك يجب أن يفهم أن هناك عواقب لأفعاله, حسناً؟
    Hedef araçların sahipleri ise kendi hataları olmadan bu algoritmanın olumsuz sonuçlarına katlanacak. TED ومالكي المركبات المستهدفة سوف يعانوا من عواقب سلبية بسبب هذه الخوارزمية بدون أي ذنب إرتكبوه
    Düşmanlarımız ufak bir çatlak dahi bulabilirlerse bunun çok kötü sonuçları olur. Open Subtitles لو استطاع أعدائنا أن يجدوا شق صغير واحد سيكون للأمر عواقب وخيمة
    Ve cinayet işleyen bir p*çin kalbini kırmanın sonuçları vardır. Open Subtitles وهناك عواقب وخيمة ستنشأ عند تحطيم قلب هذا الوغذ القاتل
    Bu adamı davadan almanızı talep ediyorum yoksa ciddi sonuçları olacak. Open Subtitles أطالب بإبعاد هذا الرجل عن القضيّة وإلا فستكون هناك عواقب وخيمة
    Eylemler sonuçları ve dolayısıyla yeni dünyaları yaratır ve hepsi farklıdır. Open Subtitles الأفعال تؤديّ إلى عواقب التي تخلق عوالم جديدة لكنها جميعها مُختلفة،
    Nasıl veya ne zaman bilmiyorum ama bir gün bunun sonuçları olacak. Open Subtitles لا اعلم كيف او متى, ولكن يوم ما سوف يكون هناك عواقب.
    Karanlık, çarpık kişilerle aynı dünyada yaşamanın getirdiği sonuçları nihayet öğrendin. Open Subtitles لقد تعلمت أخيرًا عواقب العيش في هذا العالم مع هؤلاء الأشرار.
    Hiç birşey yapmamanın sonuçları bundan daha ağır olur, bayım. Open Subtitles إن عواقب التخاذل كفتها أرجح بكثير بالنسبة لي يا سيدي.
    Bu şerefsizin ve yeğeninin, yaptıklarının sonuçları olduğunu öğrenmeleri lazım. Open Subtitles على هذا الأحمق وابن أخيه أن يعرفا أنّ هناك عواقب.
    Yani buluttaki küçük değişiklikler bile çok ciddi sonuçlar doğurabilir. TED لذا أي تأثير صغير للغطاء السحابي سيؤدي إلى عواقب وخيمة.
    Ve bunun sonuçlarını düşünürseniz, bu şeyden gizlenmek gittikçe zor hale geliyor, diğer şeylerin yanında çünkü sadece elektronik dövmeler değil, yüz tanıma da gerçekten iyiye gidiyor. TED و كما تفكر في عواقب ذلك، يصبح من الصعب اخفاء هذه الأشياء، من بين أمور أخرى، لأنه ليس فقط الاوشام الإلكترونية، ولكن التعرف على الوجه اصبح جيدا.
    Bütün gazeteciler, tıpkı bizim gibi davranışlarının bir sonucu olduğunu kabul etmeli. Open Subtitles هو وجميع الصحافيين عليهم إحترام أشخاص في مستوانا الأفعال لها عواقب وخيمة
    Ama bu, yaptıklarınızın kanunsuz olduğu gerçeğini değiştirmiyor, bunun da bir bedeli var. Open Subtitles ولكن هذا لا يغير حقيقة أن أفعالكم كانت غير قانونية إطلاقاً، ولذلك عواقب.
    Hemen burayı terkedeceksiniz ya da boşboğazlığınızın sonuçlarına katlanacaksınız. Open Subtitles ستحزمان أمتعتكما و تغادران البلدة فوراً أو تتحمّلا عواقب إساءة التقدير
    Bu beyinde kısa devre yapar ve bunun zihinsel sonuçlarıyla fiilen karşılaşmaya başlarız. Bunlardan biri, zihnin gerisinde her yere sinen bir kaygı bulutu oluşması. TED إنها تعوق المخ، وبدأنا نجد أنها بالفعل لها عواقب مُدرَكة، إحداها هي خلفية من هواجس القلق.
    Düşmandan yana taraf olursa bir ejderha korkunç sonuçlara yol açabilir. Open Subtitles ،لكن إن وقف في صفّ العدوّ فقد تكون للتّنين عواقب وخيمة
    Görünüşe göre insani yardım çalışanlarına yapılan saldırılar için bir sonuç yok. TED فيبدو أنه ليس هناك أي عواقب للهجمات التي ترتكب ضد عمال الإغاثة الانسانية.
    Kişisel kâr sonuçlarından korkmasaydım anında yapardım. Open Subtitles كنت سأستخدمها بالتأكيد لو أنني لست خائفة من عواقب تحقيق مكاسب شخصية
    Evet, sorun da insanların herhangi bir bedel olmaksızın büyü yapabileceklerini sanması. Open Subtitles المشكلة الوحيدة هي أنّ الناس يعتقدون بأنهم يستطيعون التعامل مع السحر بدون عواقب
    Kimse bu tür bir gücü yan etkisi olmadan kullanamaz. Open Subtitles لا أحد يحمل ذلك النوع من القوى دون أي عواقب.
    Bugün yaptıklarımızın, gelecekte sonuçlarının ne olacağını hayal etmek bile çok zor. TED حيث لا يمكننا حتى تخيّل عواقب أفعالنا اليوم على مستقبل الغد.
    Şimdi evlenmeyi de beceremedim. Bunun cezasını biliyorsun. Open Subtitles الآن أنا أخفقت في الزواج وأنت تعلم عواقب ذلك
    Korkulan şey bu teşviklerin kararın yalnızca bilimsel sebeplerle yapılmadığını göstermesi ve hatta öyle olsa bile, istenmeyen sonuçların olabileceğidir. TED الخوف هو أن وجود تلك الحوافز يعني أن القرار لم يتخذ على أساس علمي وحتى إن كان كذلك، سيكون هناك عواقب غير مقصودة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more