"عيوب" - Translation from Arabic to Turkish

    • kusurları
        
    • kusur
        
    • kusuru
        
    • kusurlu
        
    • kusurlarını
        
    • Kusursuz
        
    • hatalı
        
    • hataları
        
    • kusurlar
        
    • hatası
        
    • kusurlarına
        
    • kusurum
        
    • hatasız
        
    • kusurlarım
        
    • sorunları
        
    Ve inanıyorum ki bugün şehirlerimizin ciddi kusurları var ve farklı, daha iyi olanlar inşa edilebilir. TED و أؤمن أن مدننا اليوم لها عيوب كثيرة، وأنه يمكن بناء أخرى، مختلفة وأحسن.
    Onları kusur olarak görmekten çok eşsiz farklılıklar olarak görmeye çalış. Open Subtitles حسنا، فكر بها على أنها أقل عيوب والمزيد من الاختلافات الفريدة.
    Pek çok kadının koşarak uzaklaşacağı bir sürü derin kişilik kusuru saydım ama sen konuyu değiştirdin. Open Subtitles أتعرفين أنكِ تحملتِ للتو عيوب كثيرة بشخصيتي تهرب منها معظم النساء صارخات؟
    Ne de olsa en önemli özelliklerini açığa çıkardı, işletme ve finansın kısıtlamalarını kaldırmak, kamu korumalarını yok etmek, bizi birbirimizle aşırı bir rekabet içine sokmak elbette biraz kusurlu. TED بعد كل شيء، قد كشفت معالمها الرئيسية، التي كانت رفع القيود عن الأعمال والمال، وهدم دور الحماية العامة، ووضعنا في منافسة شديدة مع بعضنا البعض، كأنه لا توجد عيوب تذكر.
    Başkalarının kusurlarını göstermekten başka, var mı ? Open Subtitles من الاشاره الى عيوب الناس الاخرون, هل هنالك؟
    Söylerdim ama Büyükelçinin ingilizcesi çok kötü ve senin fransızcan Kusursuz. Open Subtitles من الممكن , لكن انجليزية السفير سيئة و فرنسيتك بلا عيوب
    Bilmem, hatalı koruyucularla ilgili bir şeyler söyledi. Open Subtitles أنا لا أعرف ، قال شيئا عن اجهزة بها عيوب
    Güzel elmaslar ama resmi olarak kusurları olduğunu söyledi. Open Subtitles قال انها الماس جميل، ولكن رسميا هناك عيوب.
    Eminim ki, hepimiz standart testlerin kusurları ve önyargıları olduğunun farkındayız. Open Subtitles أنا واثق من أن جميعنا يدرك عيوب وتحيز الاختبارات الثابتة.
    Şimdi çok iyi görüyorum, ve bütün kusurları görebilirim. Open Subtitles الآن، أَنْظرُ بشدّة جداً، موافقة، وأنا لا أَستطيعُ رُؤية أيّ عيوب.
    Merceğini temizle bence, çünkü bu pırlantada kusur falan yok. Open Subtitles إذن ,من الأفضل لك أن تنظف منظارك اللعين ,لا يوجد عيوب بهذا الماس
    Görünüşüme gelecek olursak, en ufak kusur olmamalı. Open Subtitles وعندما يتعلق الامر بمظهرى يجب ان لا يكون هناك عيوب
    Mavi bebek sendromu, bir doğum kusuru olup, derinin mavi rengi alması olarak tarif edilen bir terimdir. Open Subtitles متلازمة الأطفال هو مصطلح يستخدم في وصف مجموعة من عيوب الولادة مثل تحول لون الجلد إلى اللون الأزرق
    Sevgi, insanların en büyük kusuru ve onları kırmak için kullanabileceğimiz en iyi alet. Open Subtitles الحب هو أعظم عيوب البشر و أفضل أداة لنا لإخضاعهم
    Planın biraz kusurlu, ama boş ver, kimse mükemmel değildir. Open Subtitles الخطة بها عيوب بسيطة، لكن لا يوجد شخص مثالي.
    Hayat ortağının kusurlarını mümkün olduğunca az bilmek daha iyidir. Open Subtitles ومن الأفضل أن تعرفى أقل القليل عن عيوب شريكك
    Ve bu da --- aslında kaynaklarınızı iyi kullanabilmek için Kusursuz bir sistemdir çünkü bu --çok ucuzdur. TED وهذا يشبه، هذا نوعًا ما نظام بلا عيوب من حيث استخدام مواردك للحد الأقصى، لأن هذا رخيص جدًا.
    KBC sistemleri bizim askerlerimizi hatalı zırh ile savaşa gönderdiler. Open Subtitles إن كي بي سي للانظمة ترسل ابناءنا إلى المعركة بدروع وقاية جسدية ذات عيوب
    Bazı dizayn hataları nedeniyle vücudun sol tarafını ve omuzları korumuyor. Open Subtitles كانت هناك بعض عيوب التصميم والتى تركت اجزاء من الجانب والاكتاف,غير محميه
    Hayır, öyle ustalıkla söyle ki bunları başıboşluktan gelme kusurlar gibi görünsün. Open Subtitles وحسبك ان تذكر عيوبه فى همس ومهارة بحيث تبدو وكانها عيوب نزعة التحرر
    Kaptan Smith, yalnızca üç hatası olan akılı bir adamdı. Open Subtitles القبطان سميث، كان رجلاً حكيماً ولكنه كان يعانى من ثلاث عيوب
    Talidomit ilacı hamile annelerde doğum kusurlarına sebep olmuştu. Kesinlikle. Open Subtitles كما يسبب الثاليدوميد عيوب ولادية عند الأمهات الحوامل
    Benim çok kusurum var. Open Subtitles انا ايضا لدي عيوب كثيرة ل أحد كامل
    Senin adın benim hastalarımdan biriyle bağlantılı olursa hatasız olursan iyi edersin yoksa bu bebeği cezan için satmak zorunda kalırsın. Open Subtitles ولكن اسمك اذا ظهر مرة أخرى مع أحد مرضاي عملك يجب أن يكون بلا عيوب
    Düzeltmeye çalışmadığım büyük kusurlarım olduğu için kusura bakma! Open Subtitles اعذريني لأنّني لديّ عيوب هائلة لا أعمل على إصلاحها
    Gördün mü? Evdeki sorunları görmeden satın almamalıydın. Open Subtitles كان عليك الإنتظار لمعرفة عيوب هذا المنزل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more