Çünkü batan bir gemiden kaçmaya çalışan biri gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | تستعملين أسساً أخلاقية للخروج من سفينة غارقة |
Eğer batan bir gemide olacaksam bana can yeleği atacak birine ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | إذا كنتُ في سفينة غارقة أحتاج إلى شخص لكي ينقذني |
Hayır, doğru diyorum. Her uçuşta muhakkak idrarla sırılsıklam olmuş bir battaniye çıkıyor. | Open Subtitles | كلا هذا صحيح، في كل رحلة، هنالك دائمًا بطانية غارقة بالبول. |
Ama şu anda batık olduğu için, artık verimli değil. | Open Subtitles | بالرغم من أنها غارقة الآن فهى خصبة مع ذلك |
Şey, dikkati çekerek bakma ama, bütün kent battı bile. | Open Subtitles | حسناً، لا تنظر الآن لكن البلدة بأكلمها أصبحت غارقة |
İşe batmış haldeyim ve yemekle ilgili bilgi verecek vaktim yok. | Open Subtitles | لكني غارقة في العمل ، و ليس لدي الوقت لأعلمك عن الطعام المطهو |
Bir gün mahkemeye gittim, o gün de çölde boğulmuş birini buldun. | Open Subtitles | في اليوم الوحيد الذي لدي فيه واجب بالمحكمة أنت تجد جثة غارقة في الصحراء؟ |
Kendini beğenmişliği ve tıraş losyonunda boğuluyorum. | Open Subtitles | أنا غارقة في قذارته و عطره |
İkimiz de biliyoruz ki, bunu çözebilecek tek kişi bu batan Jumper'ın arkasında kapana kısıldı. | Open Subtitles | محتجز في المقصورة الخلفية لمركبة غارقة |
batan gemiden kaçan fareler gibi, değil mi Kurt? | Open Subtitles | مثل جرذان هاربة من سفينة غارقة |
- batan gemiyi terk ediyormuş. | Open Subtitles | - ماذا؟ - لقد تم التخلي عنها في سفينة غارقة |
Eve sırılsıklam gittiğimi hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر أني عدتُ للبيت غارقة بالوحل غارقة؟ |
Halıları değiştirdiler yıllarca kan ve sidikten sırılsıklam olan o halıları. | Open Subtitles | أخرجوا السجاد, غارقة لسنوات عديدة بالبول و الدماء. |
Çok, çok yoğun yağıyor ben de sırılsıklam oldum burada. | Open Subtitles | ولكنها لم تعبر على الاطلاق انها جداً جداً شديدة وأنا غارقة حتى جلدى |
Yüzyıllar öncesinden batık bir gemi bulduk. | Open Subtitles | لقد وجدنا سفينة غارقة عمرها مئات السنين. |
batık bir geminin paslı topları gibi çıkık duruyorlardı. | Open Subtitles | ... و التصقتمثلمدفعانصدئان على سفينة غارقة |
Evet. Kasaba da boka battı. Böylesi çok daha iyi. | Open Subtitles | أجل، كل ما لدينا الآن بلدة غارقة في البُراز، هذا أفضل بكثير |
batmış bir nakliye konteynırına çarptık ve teknemiz alabora oldu. | Open Subtitles | اصطدمنا بحاوية شحن غارقة وانقلب القارب. |
Gelin de artık kullanılmayan tuvaletimizi görün hatta boğulmuş bir ineğin hayaleti tarafından ele geçirilmiş olabilir. | Open Subtitles | تعال وانظر لدينا مرحاض مهجور الذي قد يكون أو لا يكون مسكوناً بشبح بقرةٍ غارقة أترين؟ |
Yağların içinde boğuluyorum, anne. | Open Subtitles | أنا غارقة في الدهن يا أمي |
Ve bakın, bu çiçek yararlı böceklerle dolu, iyi olanlarla, tripsleri, yani kötü olanları yok etmişler. | TED | وانظروا ، هذه الزهرة غارقة مع البق المفترسة، مع الجيد منها، بعد القضاء على السيئ منها، والتربس. |
Benim adımı şaraba bulanmış bir fahişeye yazmaya nasıl cüret ederler? | Open Subtitles | كيف يجرؤون على كتابة اسمي على عاهرة غارقة في النبيذ |
"Bir süredir?" Şehir boğazına kadar kana bulanmış ama siz bir adamın geçmişine takılıp kalmışsınız. | Open Subtitles | "منذ مدة" ؟ المدينة غارقة في الدماء وأنتم تركزون على رجل ذو سوابق ؟ |
Körkütük sarhoştu. Ayaklarıyla somon yakalamaya çalıştı. | Open Subtitles | كانت غارقة بقدميها في الماء تحاول اصطياد سمكة سلمون بقدميها |