"غالب" - Translation from Arabic to Turkish

    • Ghalib
        
    • çoğunlukla
        
    • sık
        
    • Çoğu
        
    # Ghalib'in şiirini ezberden okumak, onu bir şair gibi gösteriyor. # Open Subtitles ♪يقراء شعر غالب ويدعي أنه شاعر♪
    Ruhana için, Ghalib'den tut Shakespeare kadar hepsini ezberledim. Open Subtitles من غالب يحفظون شكسبير كل شيء ... لروحانا.
    Ingilizce Tercüme Mirza Ghalib. Open Subtitles ترجمةٌ إنجليزيه لميرزا غالب
    Bilirsin, matematik ve bilimden çok hoşlanırım çünkü bence çoğunlukla bayağı... mantıklı biriyimdir. Open Subtitles تعلمين أنني دائماً ما أحببت الرياضيات و العلوم, و أظن أنه لأن غالب الوقت, انا شخص عقلاني جداً.
    Siz bir enerji kaynağının uzantısısınız ve burada bu harika bedenlerinizle bulunuyorsunuz, Ama bedenleriniz sizi çoğunlukla gerçekte ne olduğunuzdan uzak tutar. Open Subtitles أنتم امتدادات لنبع الطاقة أنتم هنا في هذه الأجساد الرائعة لكن أجسادكم قد ألهتكم في غالب الأمر، عن حقيقة من أنتم
    Neden kiliseye daha sık gelmiyorsun? Open Subtitles أنت كثير الغياب ولا تأتي إلى الكنيسة في غالب الأحيان
    Yılda 20 milyar dolar. Çoğu çocuğun gördüğü 10.000 reklam. TED عشرون بليون سنوياً , عشرة آلاف اعلان يراه غالب الأطفال
    Dene bunu, Ghalib. Open Subtitles جربيه .. إنه غالب
    Ghalib... Ghalib! Open Subtitles "غالب" .. "غالب"
    Ghalib'in şiirlerini. Open Subtitles وشعر غالب
    Bana, Ghalib'i soruyorlar. Open Subtitles إنهم يسألون من يكون (غالب) ؟
    Ghalib... mutfakta. Open Subtitles غالب" ... في المطبخ"
    Ghalib'in şiirlerini. Open Subtitles الشعر غالب.
    çoğunlukla birbirimize alışılmamış hayvan arkadaşlıkları resimleri yolluyoruz. Open Subtitles حسناً، في غالب الأحيان نحن نرسل صور فحسب لعلاقة صداقات غريبة بين الحيوانات.
    Şey, çoğunlukla, düşünmezler. TED حسنًا، في غالب الأمر، لا يقومون بذلك.
    Çoğu zaman, posterler tasarlarım ve onları Facebook'ta yayınlarım. Arkadaşlarım beğenirler veya beğenmezler. Çoğu zaman beğenmezler, paylaşmazlar, çoğunlukla, hiçbir şey yapmazlar. TED في غالب الاحيان، اصنع الملصقات، وأشاركهم علي الفيس بوك، اصدقائي يعجبون بها، أو لا يعجبون بها، وفي أغلب الأحيان لا يعجبون بها، ولا يشاركونها، أو لا يفعلون شيئًا، وهذا يوم أخر.
    İş nedeniyle bizim oralara sık gelirdi. Open Subtitles وكان عمله يتطلب منه التردد لهناك غالب الوقت
    Böylesi çok sık gelmez. Open Subtitles مثل هؤلاء الرجال الذين لم يولدوا أيضاً في غالب
    Gerçek çok sık kayboluyor gibi. Open Subtitles حيث تشعر بأن الحقيقة تضيع في غالب الأحيان.
    Belki bu sizi şaşırtmayacak çünkü Çoğu zaman insanlar günümüz gençlerinin teknolojiyle her türlü şeyi yapabildiğini hissediyor. TED قد لا يفاجئكم ذلك، لأن في غالب الأحيان يشعر الناس بأن شباب اليوم هم قادرين على القيام بكل شيء بالتكنولوجيا.
    Çoğu zaman, üzgün olmak için biraz fazla 'işlerin farkında' biriyim. Open Subtitles غالب الأحيان، أنا على درجة كبيرة من الوعي بحيث لا أشعر بالتعاسة
    Ve Oz'da Çoğu zaman... en güzel kısmı beklentidir. Open Subtitles و في سجنِ أوز، غالب الأوقات أفضلُ جُزءٍ هوَ التَوقُّع

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more