Azıcık altın tozu her şeyi nasıI değiştirebiliyor İnanılmaz bir şey | Open Subtitles | هذا رائع كيف أن غبار الذهب يمكنه أن يغير كل شيء |
Bilirsiniz, küçük bir şekerin üzerine biraz peri tozu serperiz. | Open Subtitles | حسنا، أنتم تعرفون، رش غبار الجنية قليلا على التيك تاك |
Ama sonra, hiç kimse ile vuruldu bu da çok önce rüya toz. | Open Subtitles | و لكن ، لا أحد ضرب بهذا القدر من غبار الحلم من قبل |
Küllerin içinde yanmış odun parçaları, toz ve çakıl çıktı. | Open Subtitles | الوعاء إحتوى على قطع خشبية محروقة صلب, غبار و حصى |
Mavi toza sahip olduğumuz sürece, sarı tozumuz hiç bitmeyecek. | Open Subtitles | وطالما أننا نملك الغبار الأزرق لن ينفذ غبار الطيران أبدًا |
Bir de şimdi elinde siyah Peri tozu var onu durdurmamız artık imkansız. | Open Subtitles | بما أنّها تمتلك الآن غبار الحوريّة السوداء فليس هناك ما يمكننا فعله لإيقافها |
Onlar gelip bazı şarkılar söyleyecekler, biraz peri tozu serpiştirecekler, bu harika. | TED | ستأتيان لغناء بعض الأغاني، و تنثرن غبار الحوريات، إنه لأمر رائع. |
Altın tozu ararken ancak toz toprak buldum. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذى وجدته كان غبار البرارى |
Kelimenin tam anlamıyla, birisi bir kaya örneğine altın tozu serpmiş Bifteğe tuz atar gibi | Open Subtitles | إنه حرفياً حين تقومين برش غبار الذهب على عينات الصخور كما تتبلين اللحم |
Peri tozu, peri tozu, peri tozu. | Open Subtitles | غبار الجنّية، غبار الجنّية، غبار الجنّية. |
Çiçek tozu toplayanlardan mı, yoksa gübreye konanlardan mı? | Open Subtitles | الذي يجمع غبار الطلع أو الذي يقع على روث؟ |
Beyaz bir tulum, şapka ve toz maskesiyle orada olmamı istediler. | Open Subtitles | قالوا اللقاء سيكون هناك مع ارتداء معاطف بيضاء، قبعة، وأقنعة غبار |
- Ama bir süre sonra, bütün herşey, toz, kir, pislik, üzerlerine yapışmıştır. | Open Subtitles | وبعد ذلك بفترة وجيزة، كلّ الأشياء حولهم، تتحول إلى غبار وأشياء أخرى. لتغطّيتهم |
İlginç, yüzleşmek zorunda bırakıldığım tabutun karanlığında toz pembe bir şey yoktu. | Open Subtitles | غريبة، لا أذكر أيّ غبار مزوح من التابوت الذي زججت فيه مؤخّرًا |
Ve sonra, şu oluyor: Kalan toz miktarı bir yıldız oluşturmuyor, bir gezegene dönüşüyor. | TED | وما يحدث بعد ذلك أن هناك بقايا غبار كافية لا تنصهر لتكون نجمة، ولكن تكون كوكبا. |
Etrafını kaplayan toz ve benzeri şeyler var. | TED | وتوجد تلك الأشياء من حولها، غبار ومكونات أخرى. |
Ressamlar boya elde etmek için kurşun kütlelerini toz haline getiriyor ve oluşan zehirli toz parçacıklarına maruz kalıyordu. | TED | لصنع الطلاء، يقوم الفنانون بطحن كتله من الرصاص الى مسحوق ناعم، مُعرضين لجزيئات غبار شديدة السمية. |
toprak toprağa, küller küllere, toz toza. | Open Subtitles | تراب إلى التراب، رماد إلى الرماد , غبار الى الغبار. |
Bu yıl o seçim kampanyasının tozunu üzerinden silkeledi ve o koltuk için tekrar yarıştı ve bu kez 12 oy farkla kazandı. | TED | هذه السنة نفض غبار الهزيمة عن حملته وترشح مرة أخرى لذلك المقعد وهذه المرة ربح بفارق 12 صوت. |
Girişler tozlu. İki numarada aşırı ısınma. | Open Subtitles | غبار فى الداخل ترتفع درجة حرارة المحرك الثانى |
Komite Sözcüsü de önemsiz bir vergi borcu meselesi dışında temiz. | Open Subtitles | اما رئيس اللجنة فلا غبار عليه ما عدا مشكلة ضرائب بسيطة |
Üç kere banyo yaptım, hala tozdan kurtulamadım. | Open Subtitles | ثلاث حمامات ولازلت لا أستطيع التخلص من غبار الجحيم هذا |
- İç savaş adamında da elmas tozları vardı... | Open Subtitles | و يوجد أيضاً غبار ماسي على الجثة من الحرب الاهلية ماذا.. |
Koltan ile karıştırılmış kireçtaşı tozu normal kireçtaşı tozundan farklı görünecektir. | Open Subtitles | غبار الحجر الجيري سيتغلب على أسهم الكولتان سيبدو مختلفاً عن غبار الحجر الجيري القديم |
Bu fotoğrafta gördüğünüz kırmızılık aslında Sahra Çölü'nden kum. | TED | الأحمر الذي ترونه في هذه الصورة هو في الواقع غبار من الصحراء الكبرى. |
Çelik yelek, ısıya duyarlı kızıl ötesi ve ufak bir orduyu peri tozuna dönüştürecek kadar kıymık bombası alacaksınız. | Open Subtitles | ، كيفلر تاك كامل مستشعر حرارة بأشعة تحت الحمراء و الكافي من قنابل الإنشقاق لتحويل جيش صغير إلى غبار |
Patlama alçı tozunun tavandan aşağı yağmasına neden oldu. | Open Subtitles | الانفجار سبب غبار نسف يمطر من سقف الغرفة |
Ne varsa kullanın. Flama, gökyüzündeki bir duman ya da toz. | Open Subtitles | عندما تستخدمون ما لديكم استخدموا العلم سيكون هناك دخان و غبار ابصقوا على اصبعكم |
Dikkatli ol! O bir polen tohumu Frank in buna allerjisi var. | Open Subtitles | احترس هذا غبار اللقاح فرانك لديه حساسية منه |