Mantıklı ve akıllı bulduğumuz insanlar bize yabancı gelmeye başladı. | TED | والناس الذين اعتقدنا دائما أنهم عقلاء وأذكياء بدوا وكأنهم غرباء. |
Sanıkların üçü de bir şekilde yabancı olarak kabul edildi. | TED | جميع النساء اللاتي اتُهمن كن يُعتبرن غرباء على نحوٍ ما: |
Öyleyse bir düşünün, bu yabancılar dünyadaki yabancılara yardım edecek. | TED | لذا فكر في ذلك، أن غرباء يساعدون غرباء حول العالم. |
biraz garip giyinen tuhaf insanlar tarafından icra edilir. Ulaşılmazdır, farklı bir yerde | TED | يقوم بها أناس غرباء بعض الشيء يلبسون بطريقة غريبة بعض الشيء. ويتعذر الوصول إليها، وهي في مكان آخر |
onlar bu yaşta biraz garip oluyor, ama ben buna alışığım. | Open Subtitles | هم غرباء في مثل هذا السن لكن أنا مُعتاد على ذلك |
Şimdi yabancılarla konuşma ve gider gitmez beni ara, tamam mı? | Open Subtitles | والآن ، لا تتحدثِ إلى أي غرباء وهاتفيني بمجرد وصولكِ هناك |
Bu yabancı yerde aileme göz kulak olacak kimse yok. Anlamıyor musun, cani? | Open Subtitles | لا ينصفهم أحد في مكان يكونون فيه غرباء ألا تفهم ذلك أيها الجزار؟ |
Bazen tamamen yabancı gibi geliyorlar ama onlarda özel bir şey var. | Open Subtitles | في بعض الأحيان ترى غرباء ولكن يكون هناك شيء خاص بالنسبة لهم |
Bazen tamamen yabancı gibi geliyorlar ama onlarda özel bir şey var. | Open Subtitles | في بعض الأحيان ترى غرباء ولكن يكون هناك شيء خاص بالنسبة لهم |
Hayır, garajımda yabancı bir adamı sorgulayıp hayatını kurtarmama, tesadüfmüş gibi davranma. | Open Subtitles | لا تتعامل مثل العفوى عندما استجوب رجال غرباء فى المرآب لأنقذ حياتك. |
yabancı bir erkekle görüşmek korkutucu olmalı. Özellikle bir katil, dışarıda dolanıyorken. | Open Subtitles | لا بد انَّهُ من المخيف مقابلة رجال غرباء بوجود قاتل في الخارج |
O ve insanları birer yabancı şirketlerin kiralık tetikçileri onlar. | Open Subtitles | هو وقومه غرباء هم يعملون كقتلة مأجورين من اجل الشركات |
yabancılar en karanlık anlarında hayatta kalmak, daha az yalnız hissetmek ve onlara güçlü olduklarını hatırlatmak için yabancılara yardım ediyor. | TED | عبارة عن غرباء يساعدون غرباء في أحلك لحظاتهم ليبقوا أحياء وتقليل الشعور بالوحدة، وتذكيرهم بمدى قوتهم. |
Avanaklar çünkü yabancılar için tehlikeye giriyorlar. | Open Subtitles | انهم حمقى لأنهم يخاطرون بحياتهم من أجل غرباء |
Konuklarımıza tuhaf ve egzotikmişler gibi bakma. | Open Subtitles | لا تنظروا الى ضيوفكم على انهم غرباء او انهم مخلوقات غريبة |
Bak bunun saçma göründüğünü biliyorum ama ailem garip ve birbirine bağlıdır ve her şeyi birlikte yapmaları gerekir. | Open Subtitles | إنظر ، أعرف أن هذا يبدو سخيفاً لكن والدىّ غرباء و مرتطبتان و هما يفعلان كل شئ معا فحسب |
Ama yabancılarla seks yaptıklarını söylemiyorum; | TED | لكني لا أقول انهم كانوا يمارسون الجنس مع غرباء |
Bir yabancının oturma odasında, çıplak bir resmimin asıIı olması garip bir duygu. | Open Subtitles | شعور مضحك لمعرفتك معلق عارياً في غرفة جلوس غرباء |
Bunu daha iyi yapacak tek şey yabancıların bunu görmesi olurdu. | Open Subtitles | تعلمين ، ان الشيء الوحيد هو إذا كنتم غرباء هنا لرؤيتها. |
Madem yabancıyız, her şeye en baştan başlayabiliriz. | Open Subtitles | الآن بما أننا غرباء, نستطيع أن ننطلق من البداية مجدداً. |
Şunu sormam lazım, yabancıları daima evine davet eder misin? | Open Subtitles | يجبُ عليَّ أن أسألك، هل تدعو غرباء غالباً إلى منزلك؟ |
Bir başka dünyaya gelen uzaylılar gibiydik; kapüşonların, minder koltukların ve pek çok zeki, yaratıcı çalışanın dünyası. | TED | شعرنا بأننا غرباء في أرضٍ غريبة، محاطين بأكياس فاصولياء جافة وقلنسوات والعديد من الموظفين الأذكياء والمبدعين. |
Outsiders'da daha önce... | Open Subtitles | "سابقاًفي"غرباء.. |
Bütün akademik kariyerini, eski Mısır piramitlerinin uzaylı yaratıklar... ..tarafından yapıldığı inancıyla mahvetti. | Open Subtitles | لقد عرض تاريخه الأكاديمى كاملا للخطر لإعتقاده أن أهرام الجيزة الكبرى بناها غرباء عن كوكبنا |
tanımadığın insanlar sana imzalı beyzbol kartı gibi şeyler satar. | Open Subtitles | غرباء يقومون ببيعك بطاقات البيسبول الموقعة من قبل نجوم اللعبة |