"غرفته" - Translation from Arabic to Turkish

    • odasında
        
    • odasına
        
    • odasını
        
    • odası
        
    • oda
        
    • odasının
        
    • Odasından
        
    • odaya
        
    • odada
        
    • odasındaki
        
    • odayı
        
    • odasıydı
        
    • Odadan
        
    Geçen Perşembe gecesi, burada, şehrimiz New York'ta 87 yaşında bir adam otelindeki mütevazı odasında hayata gözlerini yumdu. Open Subtitles ليله الخميس هنا في مدينتنا نيويورك الرجل الذي كان في سن السابعه والثمانين مات في غرفته المتواضعه في فندق
    odasında manyak gibi davrandın, şimdi de üstünlük kurduğunu mu sanıyorsun? Open Subtitles أنت تتصرف في غرفته كمختل واضح والآن تؤكد حقك الإستعلائي ؟
    Sonra bir gün odasına gittim ve yatağının boş olduğunu gördüm. Open Subtitles في أحد الأيام ذهبت إلى غرفته ولاحظـت أن سريره كان فارغاً.
    Arkadaşın Steve birkaç ay önce odasına girdiğimde kendisini Sarah D'Amato'nun içinde gördüğüm zaman beni çok zor bir pozisyonda bırakmıştı. Open Subtitles حسنا , صديقك ستيف هنا تركني في موقع متطرف منذ عدة شهور مضت عندما سرت الى غرفته ورايته يضاجع سارة اماتو
    Eğer çocuk askerî okula gidiyorsa, onun odasını ben alacağım. Open Subtitles لو ذهب الولد الى المدرسة العسكرية سوف احصل على غرفته
    Bu fotoğrafa bayılıyorum, çünkü bu başkasının odası ve bu ise onun. TED أنا أحب هذه الصورة ، لأن هذه غرفة شخص آخر وهذه غرفته.
    Olanları okuldaki oda arkadaşından öğrendim, çünkü, eh... ..Tommy ve ben altı aydır konuşmuyorduk. Open Subtitles كان على ان اسئل اصدقاء غرفته فانا وتومى لم نتحدث منذ 6 شهور
    Doğduktan 6 ay sonra odasında çıkan yangında annesini kaybetmiş. Open Subtitles فقد والدته في حريق في غرفته ،تماماً بعد ستة أشهر
    Bir de vaktini odasında geçirmesini ve saçını kestirmesini tembihlersen iyi olur. Open Subtitles و تنصحه بقضاء معظم وقته في غرفته و ربما يحظى بقصت شعر
    Dosya odasında hiç iletilmemiş mektuplarla dolu bir kutu buldum. Open Subtitles وجدتُ صندوقاً من الخطابات في غرفته لم يتم توصيلها قبل.
    Dosya odasında hiç iletilmemiş mektuplarla dolu bir kutu buldum. Open Subtitles وجدتُ صندوقاً من الخطابات في غرفته لم يتم توصيلها قبل.
    Hafif bir yemekten sonra odasına çıktı ve orada sırtından bıçaklandı. Open Subtitles القتيل صعد الى غرفته بعد عشاء خفيف حيث طـُـعن في ظهره
    Yani Syd odasına canlı gitti kimse içeri ne girdi ne de çıktı ama yine de öldürüldü mü? Open Subtitles ذلك، ذهب سيد في غرفته على قيد الحياة، لم يأت أحد آخر أو للخروج منه، وحتى الآن، تم اغتياله؟
    Hepimiz onu severdik ve insanlar sürekli odasına girer çıkardı. TED أحببناه جميعاً وكانت الناس تتوافد إلى غرفته وتخرج منها
    odasına girer girmez silahın kabzasıyla kafasına vur. Open Subtitles لا ستقوم باعادته الى الفندق و في غرفته ستضربه بالمسدس
    - Evet. Buraya nasıl geldiğine bile emin değilim ve sürekli odasını değiştiriyorlar. Open Subtitles نعم لست متأكدة كيف إنتهى به الأمر هنا فهو يظل يغير مكان غرفته
    Bize yakın olmak için odasını değiştirmiştir, Çünkü senden hoşlanıyor. Open Subtitles لقد بدّل غرفته لتكون الى جانب غرفتنا لأنكِ تعجبينه
    Çocuğun sözde yatak odası olan yerde bir avuç hokkabaz, oturup çene çalıyor. Open Subtitles عنده حفنة من المهرجين يثرثرون بأفواههم وهم جالسين في ما يفترض أنها غرفته
    Evet, Bay Koo'nun oğlu evlendi ve onun odası boş. Open Subtitles أجل إبن السيد كو تزوج واصبحت غرفته فارغة شكرا لكِ
    oda arkadaşının annesi olmayan herkesin on tur atmasını istiyorum. Open Subtitles ...والآن أريد عشر دورات لكل من ليس بأم شريك غرفته
    Temizlik yapıyorum. Bu oğlumun odasının bir fotoğrafı değil, onunki daha dağınık. TED أُنظّف ، هذه ليست صورةً فعلية لغرفة ابني ؛ غرفته أكثر فوضى.
    senin çabalarınla da ilgilenmiyoruz açıkçası". Akabinde beni Odasından kovdu. TED و لسنا مهتمون بمساعدتكم و من ثم طردني من غرفته
    Gün içerisinde ise odaya girdiğimde, onu ürkütmemeye ve üzmemeye dikkat ederek, kendimi belli ederdim. TED وخلال النهار كنت استأذن بينما أدخل غرفته, حريصة على ألا أفزعه أو أقلقه.
    Her neyse, kahrolası senin bu odada ne işin vardı Darren? Open Subtitles وماذا كنت تفعل في غرفته ، على أي حال ، دارين؟
    Bir müşteri ona kendi otel odasındaki tuvaletini kullanmasını teklif etti Open Subtitles لكن زبون عرض للسماح لهم بإستخدام الحمام في غرفته بالنُزل المجاور.
    Bayan Paradine, kocanız öldükten sonra LaTour'u odayı toplaması için gönderdiniz mi? Open Subtitles سيدة بارادين, بعد وفاة زوجك, هل ارسلت لاتور لتنظيم وتنظيف غرفته ؟ نعم
    Burası onun odasıydı. Open Subtitles هذه كانت غرفته.
    Sen de odasına dinleme cihazı koyabilesin diye onu Odadan çıkarmamız için katılmış gibi yaptın. Open Subtitles وأنتَ تظاهرتَ بالموافقة فقط لنخرجه من غرفته حتّى يمكنكَ وضع جهاز التصنت

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more