Ağır bir şekilde silahlanmış sivil bir nüfusun bunların olmasına neden izin verildi diye gittikçe daha kızgın hale gelmesinin sizin kişisel güvenliğiniz için ne anlama geldiğini hayal edin. | TED | تخيلوا ما يعنيه لأمنكم الخاص وشعب مدجج بالسلاح يزداد غضبا على غضب حول السبب الذي سمح لهذا بالحصول. |
Aman Tanrım, sana daha fazla nasıl kızgın olabilirim, bilmiyorum. | Open Subtitles | يا إلهي, لا أعتقد أنه يمكنني أن أكون أشد غضبا من ذلك |
Onlar ters orantılı gibi. Biri zayıf olurken diğeri kızgın oluyor. | Open Subtitles | انهما كرسوم متعاكسة.احدهما يزداد ضعفا والآخر يزداد غضبا |
Bunu kayda değer bulmuyorlardı ancak toplum içinde bir öfke hakimdi. | TED | لم يعتقدوا بأنها ذات أهمية، لكنها أحدثت غضبا داخل المجتمع التقني. |
Bizler böyle şeyleri uygunsuz öfke olarak patlayana kadar içimize atarız, tercihen de bir düğün ya da ilkokul mezuniyetinde. | Open Subtitles | ندع الأشياء تمضي بسرعة حتى تنفجر غضبا ربما في زفا أو في حفل تخرج |
Aramızdaki en öfkeli kişi öfkesini fikre ve harekete dönüştürebilendir. | TED | والأكثر غضبا بيننا هو الذي يمكن ان يتحول غضبه إلى الفكرة والعمل. |
Hala hayattalar daha da kızdım şimdi. | Open Subtitles | كنت لا تزال على قيد الحياة؟ أنا أكثر غضبا! |
Çiftçi çok kızmıştı, beni Bozeman'de öksüzler yurduna yolladı. | Open Subtitles | أستشاط المزارع غضبا منى , فأرسلنى الى ملجأ للايتام ببوزمان |
Ya da sinirlendi çalıştığı yere bir bomba koydu ve patlatmadan yerin dibine girdi. | Open Subtitles | او انه انفجر غضبا و زرع قنبلة في مكان عمله ثم اوقع المفجر قبل ان تنفجر |
Tanıdığım en kızgın adamsın aslında. | Open Subtitles | واحد من أشدّ الرجال غضبا ممن عرفتهم في حياتي بالواقع |
Diğerlerinden daha kızgın olan birkaç önemli insan belirledim. | Open Subtitles | حددت عدد قليل من الأشخاص الرئيسيين التي كانت غضبا من غيرها |
Gördüğüm en kızgın adamsın. | Open Subtitles | أنت الأكثر غضبا الرجل وأنا أعلم. |
Gel buraya, Jack. Bu en kızgın sarılmam, çünkü şu an öyle hissediyorum. | Open Subtitles | "تعالى هنا يا "جاك ,ذلك كان حضني الأكثر غضبا لأن هذا هو ما أشعر به الآن |
Ayrıca aynaya da bakmayın. Çok kızgın görünüyor. | Open Subtitles | ولا تنظر الى المرآة إنها تستشيط غضبا |
Güvenli evdeki en kızgın sürtükle takılmanın nedeni bu mu? | Open Subtitles | مع العاهرة الأكثر غضبا في المنزل الآمن؟ |
Ve içini öfke kaplar. | Open Subtitles | و هو مستشيط غضبا |
Daha çok öfke saldırısı gibiymiş. | Open Subtitles | هذا كان هجوما اكثر غضبا |
Çok öfke ve kuvvet var. | Open Subtitles | هذا تطلب غضبا و لياقة |
Hiç görmediğin kadar öfkeli olabilirim. | Open Subtitles | يمكننى أن أكون أشد غضبا مما رأيتنى. |
Saklamayı iyi beceriyorsun ve sanırım çoğu insan da fark etmiyor ama açıkçası, bu güne kadar tanıdığım en öfkeli adamsın. | Open Subtitles | حسنا ، أنت تبلي جيدا باخفاء غضبك ، وأعتقد أن أغلبأصدقائكلا يرونمدى غضبك.. لكن ، حقيقة .. أنت أكثر الرجال الذين عرفتهم غضبا. |
Şu an sana çok kızdım. | Open Subtitles | لم يسبق أن كنت أكثر غضبا منكِ |
Dan öyle kızmıştı ki bizi kovalamaya başladı ama aynı zamanda da Alice yerde baygın yatıyordu. | Open Subtitles | و الآن فقد أصبح دان يكاد يجن غضبا مننا و بدأ.. بدأ يلاحقنا |
Peki, gerçekten sinirlendi. | Open Subtitles | حسنا,هذا هو ما جعلك تسطشيت غضبا |