Tabi, bu bir Saul Steinberg. New Yorker'da kapak olmuştu. | TED | إنها بالطبع سول ستينبرج .. كانت على غلاف مجلة نيويوركر |
New York Times 17 Şubat tarihli pazar dergisine kapak hikâyesi olarak oyun oynamayı koyduğuna göre bu ciddi bir şey olmalı. | TED | يجب أن يكون الأمر جديا إذا كانت صحيفة نيويورك تايمز ضعت على غلاف العدد السابع عشر من فبراير ليوم الأحد موضوع اللعب |
Ve yeni bir kitap yazdım, ama bu seferki beni Wired dergisinin kapağına taşımayacak. | TED | وقد ألفت للتو كتابا جديدا، ولكن هذه المرة ليس من النوع الذي سيجعلني أظهر على غلاف مجلة وايرد. |
Sen de kitabının kapağında harikasın, ama gerçekte daha güzelsin. | Open Subtitles | كنت أعرف أنك تبدو كبيرة لأنني رأيتك على غلاف كتابك. |
Kan var ve elimde boş mermi kovanı tutuyorum. Bir tüfek fişeği. | Open Subtitles | لقد وجدت دم ، وفي يدي الان غلاف فارغ ، خرطوشة بندقية |
Cluff a sordun mu Onun sesi değil | Open Subtitles | هل طلبت الإذن من (غلاف)؟ ذلك صوته، صحيح؟ |
Bu yüzden yeni Treasure Trailz kapak oğlanını bulma zamanı geldi. | Open Subtitles | بعد أيام قليلة لذلك حان الوقت لفتى غلاف ترجر تريلز جديد |
Şimdi 2012'de, Ekonomist dergisinin yeni bir kapağı var ve bu kapak neyi gösteriyor? | TED | والآن في 2012 قامت مجلة الإقتصادي بوضع غلاف جديد وما ذلك الغلاف ؟ |
Bu konu 2002 yılında Time dergisine kapak olmuştu, hakikat uğruna ortaya çıkma kararı alan üç cesur itirafçıyı tanıdığımız yıldı. | TED | وحقيقة في 2002 كان هذا على غلاف مجلة تايم هل نكرم بالفعل الوشاة الثلاثة الشجعان؟ لقرارهم بالاستمرار باسم الحقيقة |
1972'de "New York Times"ın kapak konusu oldu bu. "ABD Araştırmasındaki Frengi Mağdurları 40 Yıl Tedavi Edilmedi." | TED | وفي عام 1972 كان على غلاف نيويورك تايمز لم يُعالج ضحايا مرض الزهري بدراسة لمدة 40 عام |
AMAJournal'ın kapağına resmini koymalıyız. | Open Subtitles | يجب ان توضع صورتها على غلاف جريدة ايه إم إيه |
Fields madalyasını vermedikleri yetmedi... şimdi de Fortune dergisinin kapağına, kendine bilim adamı diyen... şarlatanlarla koymuşlar resmimi. | Open Subtitles | اذاً، لم يكتفوا بسرقتى ولكنهم الآن يضعوننى على غلاف مجلة فورشن مع أولئك الكتاب المأجورين التافهين |
Yani kargaların Science kapağında tavukların ise çorba kasesinde son bulmasının sebebi çocukluk. | TED | إذن فالطفولة هي التي تفسر لماذا ينتهي المطاف بالغراب على غلاف مجلة العلوم وينتهي بالدجاج في طبق الحساء. |
Women's Running dergisi yayın yönetmeni fitness dergisi kapağında ilk defa başörtülü bir bayanı kullandı. | TED | مدير تحرير مجلة المرأة وضع الحجاب لأول مرة في غلاف مجلة لياقة في أميريكا. |
Çünkü evinizin duvarında bir mermi deliği var, Lucas, ve yakınlarında, 9 mm'lik tabancadan çıkma bir mermi kovanı buldum. | Open Subtitles | لأنه يوجد ثقب في بيتك يالوكاس وبالقرب منها,وجدت غلاف الرصاصة من مسدس يد 9 ميليتر |
Bu havada oraya varabileceğimizi sanmıyorum Bay Cluff. | Open Subtitles | من المحال أن نبحر في مثل هذه الطقس، سيد (غلاف) |
Arabasının içini ve çevresini inceledim. Silah veya boş kovan yok. | Open Subtitles | لقد تحققت داخل وحول السيارة لا سلاح , ولا غلاف رصاصة |
Parmak izi, DNA veya salyalarını akıttığın bir çizburger paketi gibi. | Open Subtitles | بصمات، حمض نووي أو غلاف هامبرغر عليه علامتك |
Sana bu aptal şeyin kapağını göstereceğim böylece bitirebiliriz ve eve gidebilirsin. - Bakmayacağım. | Open Subtitles | سأريك غلاف هذه اللعبة الغبية كى تنهيها بسرعة لتعودى للبيت |
Ve bu Science kapağındaki yemek almak için bir aracı kullanmayı öğrenen bir kuş. | TED | وهذا طائر على غلاف مجلة العلوم استطاع تعلم كيفية استخدام أداة للحصول على الطعام. |
Gerçekten Ay üzerinde duran ve... atmosferi olmayan bir hapishaneden kaçmaya mı çalışcağız? | Open Subtitles | أحقًا سنحاول الهرب من السجن العصيّ على الهروب على قمر بلا غلاف جويّ؟ |
Kaplamaları her 27 kübik modülün her yüzüne istediğiniz şekilde uygulayabilirsiniz, ama her yüzde sadece tek renk kaplama olacak. | TED | يمكنك وضع الأغلفة على كل وجه من الوجوه الـ27 للوحدة مكعبة بأي طريقة تريدها، لكن كل وجه يمكن أن يأخذ لون غلاف واحد فقط. |
Bunun en iyi örneği binanın dış kabuğunun bir ağacın kabuğu gibi fonksiyon gösterdiğini hayal eden mimarlardır. | TED | ومثالٌ عظيم لذلك هو المهندسون المعماريّون الذين يتخيّلون غلاف البناء الخارجيّ ليعمل كلحاء الشجر. |
kılıfı varken üzerini okuduğumu hatırlıyorum. | Open Subtitles | اتذكر انني قرأت الغلاف عندما كان به غلاف |
Varoluşun paralel düzlemlerinden bahsediyoruz, bir kitap kabı ve kapladığı kitap gibi. | TED | ولذا، فإننا نتحدث عن مستويات تواجد متوازية، نوعا ما مثل غلاف كتاب والكتاب الذي يغلفه. |
Yükü en aza indirmek için, kumaş çok ince, sandviç kağıdı kadar ince. | TED | ومن أجل تقليل الوزن، جعلوه رقيق جدا، انها رقيقة مثل غلاف شطيرة. |