Herkes WikiLeaks'e çok öfkeli ama bu daha buzdağının görünen ucu. | TED | الناس مستائون من ويكيليكس, و لكن هذا ليس سوى غيض من فيض. |
Ama okul bırakma krizi buz dağının sadece görünen kısmı. | TED | ولكن أزمة الانقطاع الدراسي هي مجرد غيض من فيض. |
Buzdağının görünen kısmı. | Open Subtitles | غيض من فيض. مثل شعبي و معناه القليل من الكثير |
Bu yüzden de sembol hakkındaki herşeyi öğrenmeliyiz... bu sadece aysbergin görünen ucu. | Open Subtitles | لهذا السبب نحن بحاجة لمعرفة حقيقة الأمر والشيء الذي يتعلق بهذه الرموز الشيطانية التي تميل فقط أن تكون بمثابة غيض من فيض |
Düşünüyordum da penisin ucunu kesersen ne anlamı olur? | Open Subtitles | حتى الاستماع ، ولقد تم التفكير ، ما يشكل غيض من القضيب؟ |
Eğer herhangi bir fikre kapıldıysanız general bu sadece buzdağının görünen kısmı. | Open Subtitles | وفي حال راودتك أية أفكار، جنرال. هذا مجرد غيض من فيض. |
Bahçenizden çıkan ceset buzdağının görünen yanıymış. | Open Subtitles | تلك الجثه في فنائك الخلفي هو مجرد غيض من فيض |
Korkarım ki şimdiye kadar öğrendiklerin sadece buzdağının görünen yüzü. | Open Subtitles | أخشى أن يكون كل ما علمته حتى الآن ما هو إلا غيض من فيض |
Mantarlar, miselyumu oluşturan mantar ipliklerin gövdelerinden çıkar ve miselyum bütün ağaç ve bitkilerin köklerini enfekte edip kolonileştirmesinden dolayı mantarlar buzdağının görünen ucudur. | TED | الفطريات، رغم ذلك، هي ليست سوى غيض من فيض، لأن ما يخرجُ من هذه السيقان هو الخيوط الفطرية التي تشكل الغزل الفطري ، وهذا الغزل الفطري يصيبُ ويستوطن الجذور لجيمع الأشجار والنباتات. |
Gel vatandaş gel! Hey Scotto, bu buz dağının görünen yüzü. | Open Subtitles | الى هنا جربوها (سكوت ) ، غيض من فيض يا فتى |
Ve bu olaylar buzdağının sadece görünen yüzü. | Open Subtitles | وهذة الحوادث هي فقط غيض من فيض |
Bu buzdağının görünen kısmı. | Open Subtitles | حسناً، هذا ليس إلاّ غيض من فيض. |
Bana göre, buzdağının görünen kısmı. | Open Subtitles | وفي رأيي، إنّها مجرد غيض من فيض. |
Ama bu sadece buz dağının görünen yüzü olabilir. | Open Subtitles | ولكن هذا يمكن أن يكون مجرد غيض من فيض. |
Bu işletme buzdağının sadece görünen tarafı. | Open Subtitles | هذا المرفق هو مجرد غيض من فيض، |
Kredi kartların buzdağının görünen kısmı sadece. | Open Subtitles | بطاقاتك الائتمانية ليست إلا غيض من فيض |
Gördüğünüz, sadece aysbergin görünen yüzü. | Open Subtitles | إنه مجرد غيض من فيض |
Düşünüyordum da penisin ucunu kesersen ne anlamı olur? | Open Subtitles | حتى الاستماع ، ولقد تم التفكير ، ما يشكل غيض من القضيب؟ |