"فأن" - Translation from Arabic to Turkish

    • onun
        
    • göre
        
    • eğer
        
    • o zaman
        
    • varsa
        
    • bu
        
    Diyor ki, eğer onun karısı olursam dayım bana dokunamazmış. Open Subtitles هو يقول أن أصبحت زوجتها فأن خالي لا يمكنه لمسي
    Güvenmezsen bu senin ve onun için çok tehlikeli olabilir. Open Subtitles اذا لم تفعلي فأن ذلك قد يكون خطرا عليكما كلاكما
    Duyduğuma göre, kafana kurşun sıktığın zaman tüm kafatasın patlıyormuş. Open Subtitles سمعت أنه عندم تطلق على رأسك فأن كامل جمجمتك تنفجر.
    Bilime göre, küçük bir kelebeğin kanat çırpışı, bir fırtınaya neden olur. Open Subtitles وفقـاً للعلم عندما ترفرف أجنحة الفراشة فأن هذا يدل على وجود عاصفة
    Ve eğer bir tür altyapıları varsa, bunu devam ettirmekte güçlük çekerler. TED وإذا كان لديهم بعض البنى التحتية، فأن لديهم صعوبة في الحفاظ عليها.
    eğer tapınaktan ayrılıp Grafton'a yaşamaya gidersek, o zaman çocuklarım bana geri verilecek. Open Subtitles يقول أننا إذا غادرنا الملجأ وذهبنا للعيش في جرافتون فأن أولادي سيرجعان لي
    eğer Odin Eric'in ölmesini isteseydi, Thor'un çekici onun ölüm çanları olurdu. Open Subtitles اذا كان أودين قد أوصي بقتل اريك فأن تلك المطارق ستدق بخبر موته
    onun yerine bir sarhoşu dinlemeyi tercih ederim. Open Subtitles فأن الاستماع إلى سكير أفضل من الاستماع إليه
    O lanet temizlikçi serserilerin onun cesedini bulamadıysa... orospu çocuğu yaşıyor demektir. Open Subtitles إذا لم يجد رجالك جثته فأن ابن العاهرة على قيد الحياة
    bu ruhunun tehlikede olduğu anlamına gelir, bu yüzden bir ayna... onun ruhunu çalabilir. Open Subtitles و هذا يعني ان روحها في خطر لذا فأن المراه يمكن ان تسرق روحها الا يقولون هذا ؟
    onun için çok şey yaptılar. Onu Rohit'le evlendirmek istediklerinde, Shalini reddedemedi. Open Subtitles لقد فعلوا الكثير من أجلها ولو أرادوا أن يزوجوها لروهيت فأن شاليني لا تستطيع الرفض
    Çünkü buna göre, birşeyleri yanlış yapmak bizde birşeylerin yanlış olduğu anlamına gelir. TED لان تبعا لما سبق فأن نقع في الخطىء يعني ان هناك خطىءٌ فينا نحن كأفراد
    Düşünce şu, her ülkeyi harite üzerinde yerleştirmek, ama alanını belirli bir birime göre ölçeklendirmek. TED و لذلك فأن الفكرة هو أن نمثل كل بلد على خريطة , و لكن نقيس المنطقة بناء على كمية ما.
    Bunu önceden gördüğümüze ve farkettiğimize göre, mümkün olduğunca becermeye bakmamız gerekli. TED ولأننا نستطيع رؤية ومعرفة أنها قادمة، فأن كلامي في الأساس أننا قد نكون جيدين فيها.
    Buna göre, Grant demiryolu üç mil yukarıda kol olarak ayrılacak. Open Subtitles ووفقأ لهذه, فأن خطوط السكة الحديد الخاصة بجرانت تنتهى قبالة ثلاثة أميال.
    eğer fikirleri böyle doğrudan reddetmeye devam ederseniz yeni bir şey ortaya çıkmaz. Open Subtitles إذا أستمريتم في رفض الافكار ، مباشرةً هكذا . فأن لا شيء سينتج
    eğer bu bir rehine durumuysa Caleb kolayca ikna olmayacaktır. Open Subtitles ان كانت حالة رهائن فأن كايلب لن يسلم سلاحه بسهولة
    bu yeni türe ilk bakışlarını atmak bir haftalarını aldı ve o zaman bile bir saniyeden kısa sürdü. Open Subtitles سيأخذ الامر اسبوعاً ليحصلوا على اول نظرة لهذه الانواع الجديدة وحتى لو حدث فأن الامر سيستغرق أقل من ثانيه
    o zaman olduğunu söylediğiniz kişi olmaya gelince yapmanız gereken bir numaralı şey insanlara kim olduğunuzu hissettirecek imkanlar sunmanız. TED إذاً، فأن أول شئ تفعله حينما يتعلق الأمر بأن تجسد ما تقوله عن نفسك، هو تقديم أماكن للناس لإختبار من أنت.
    Yani, içinizde birinin benden kurtulma gibi bir fikri varsa... başka planlar yapmasını tavsiye ederim. Open Subtitles لذا فأن كانت هناك خطط للتخلص مني أقترح أن تعدلوها
    Herhangi bir zamanda, herhangi bir sayfa da Web de, aslında, ...web günlüğü topluluğu bu sayfa hakkında ne düşünüyor?, diyebilirsin. TED ولذا فأن في أي وقت، على أي صفحة في الويب، في الواقع، يمكنك القول، ماذا يعتقد مجتمع المدونون حول هذه الصفحة؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more