"فإننا" - Translation from Arabic to Turkish

    • biz
        
    • zamanınız
        
    • olarak
        
    • demektir
        
    • varsa
        
    • bizler
        
    • hepimiz
        
    • kalırız
        
    • ederiz
        
    • edeceğiz
        
    • oluyoruz
        
    • şu
        
    • veriyoruz
        
    • kaldığımızda
        
    biz bunun yayıldığını gördükçe ulusal merkezlerin ortaya çıktığını görüyoruz. TED وكما نرى انتشار هذا ، فإننا نرى المحاور الوطنية الناشئة.
    İmkansız görünüyorsa da, biz birbirimize bağlıyız, sen ve ben. Open Subtitles مهما كان الأمر يبدو غير واقعي, فإننا مرتبطان, أنا وأنت
    biz zaten birkaç kere tümüyle farklı insanlar oluyoruz, ama yine de hep tam da kendimiz olarak kalıyoruz. Open Subtitles نحن حتى الآن قد أصبحنا أشخاصا مختلفين كليا عدة مرات و رغم ذلك فإننا دائما ما نظل أنفسنا جوهريا
    Fakat kurban veya mücrim olun eğer zamanınız geldiyse, biz sizi buluruz. Open Subtitles لكن سواء كنت ضحيّة أو مُجرم، لو ظهر رقمك، فإننا سنجدك.
    Ama yaptığımız bütün konuşmalarda şu sözler tekrar tekrar gündeme geldi: anlıyorduk ki, bunu yapmadığımız sürece sorunun bir parçası olarak kalıyorduk. TED ولكن كانت هناك محادثة واحدة والتي كانت تظهر في كل حوارتنا: حقيقة أننا إذا لم نقم بهذا، فإننا إذا جزء من المشكلة.
    İşin tamamını biz yaptıysak... elmasların tamamı neden bizde kalmasın? Open Subtitles أعتقد بما أننا قمنا بالعمل كله فإننا سنحتفظ بالماس كله
    Tamam, bilin diye söylüyorum. biz mayısta bir tarih düşünüyoruz. Open Subtitles حسنًا، كي تعلمين، فإننا نبحث عن موعد في شهر مايو.
    Çok mutlu görünüyordunuz, o yüzden biz de devam ettik. Open Subtitles لقد بدوتم سعداء لحصول ذلك لذلك فإننا استمرينا بالقيام بذلك
    Aksi takdirde, biz yaparız. İşbirliğiniz olsun ya da olmasın. Open Subtitles لو لو تتمكن, فإننا سنقوم بذلك معك أو من دونك
    O dua ederken onu öldürmek ve biz poseidon kızdırdı risk. Open Subtitles اقتل لها في حين تصلي، و فإننا نخاطر بإثارة غضب بوسيدون.
    Yani biz bu virüsü tamamen silip yok etmeye çalışıyoruz. TED لذا فإننا نحاول أن نمحي هذا الفايروس من على وجه الأرض نهائيا
    Kendiliğimizle ve varlığımızla ilgili bütün farkındalığa yeniden geri döndük, buna rağmen biz bunun üzerinde TED استعدنا عقولنا مع كامل شعورنا بالذات والشعور الكامل بوجودنا الشخصي ومع ذلك فإننا بالكاد نقف للنظر في هذا التساؤل
    Yaşam üniversal bir dünyayı gerekli kılıyor, ama aynı zamanda biz yerel kimliğin güvence altında olmasına da inanıyoruz. TED الحياة تستلزم وجود عالم كوني، ومع ذلك، فإننا نعتقد في أمن وجود الهوية المحلية.
    biz elimizi uzatıp incinebilip olduğumuzda ağzımız burnumuz kırılır. TED عندما نتواصل ونصبح غير حصينين فإننا نظهر عيوبنا.
    Fakat kurban veya mücrim olun eğer zamanınız geldiyse, biz sizi buluruz. Open Subtitles لكن سواء كنت ضحيّة أو مُجرم، لو ظهر رقمك، فإننا سنجدك.
    Ama kurban ya da mücrim olun eğer zamanınız geldiyse biz sizi buluruz. Open Subtitles لكن سواء كنت ضحيّة أو مُجرم، لو ظهر رقمك، فإننا سنجدك.
    Konu teknoloji olunca, onu bu mavi gökyüzü fırsatı olarak konuşuyoruz. TED عندما نتحدث عن التكنولوجيا، فإننا نميل للتحدث عنها وكأنها فرصة خيالية
    Fakat eğer uzlaşma olamazsa, o zaman bir çıkmazdayız demektir. Open Subtitles لكن إن لم يمكننا الوصول الى ترتيبات فإننا الآن فى مأزق
    Nerede yaşadığınızı ve çalıştığınızı sormuyoruz çünkü eğer orada bir problem varsa size ne söyleyeceğimizi bilmiyoruz. TED لا نسأل: أين تعيش أو أين تعمل لأنه إذا كان هناك مشكلة فإننا لا نعرف ماذا نقول لك
    Uzaya savrulmak yerine dünyanın yüzeyine, yerçekimiyle yapışmış bizler de Kepler'in ilk kez keşfettiği doğanın bu yasalarına uyuyorduk. Open Subtitles تماما مثلما نحن ملتصقون بالأرض بسبب الجاذبية فإننا كذلك نسير فى الفضاء بسرعة هائلة نحن نسير طبقا لقوانين الطبيعة
    Bu gerçekte böyle bir problem olmayacak çünkü hepimiz gerçekten öleceksek farklılıklarımızı bir tarafa bırakıp, neye mal olursa olsun onları saptırmak için bir yol buluruz. TED بالعكس، هذه لن تكون مشكلة كبيرة لاننا لو كنا سنموت جميعاً من الكويكبات الصخرية فإننا اذاً سنضع اختلافاتنا بعيداً و نبذل قصار جهدنا لنجد حل لإبعادها
    Öz güven olmadan sıkışıp kalırız sıkışıp kaldığımızda ise başlayamayız bile. TED فبدون ثقة نكون عالقين وعندما نعلق فإننا لا نستطيع حتى أن نبدأ
    Ama eğer asfalta büyümemiz olarak bakarsak, o zaman tüm yaptığımızın gezegenin özündeki temel işletim sistemini tahrip etmek olduğunu fark ederiz. TED لكن إذا نظرنا إلى الأسفلت كنمونا ، فإننا ندرك أن كل ما نفعله هو تدمير نظام التشغيل الأساسي لكوكب الأرض.
    Bu işi hayrına yapacaksam, o zaman benim yöntemlerimle hareket edeceğiz. Open Subtitles حسناً، لو كنّا سنفعل هذا بشكل مجّاني، فإننا سنفعل ذلك بطريقتي.
    Yani ölü vücutları saklayacağız diye ölümü gözardı ediyoruz ve yaşamı zehirliyoruz. Ve dahası çevreye zarar veriyoruz. TED ولذا عند محاولات حفظ جثثنا، فإننا ننكر الموت، نسمم الحياة وأكثر من ذلك نلوث البيئة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more