"فات الأوان على" - Translation from Arabic to Turkish

• için çok geç
• Çok geç
• için biraz geç
• için geç

Hayır, bunun için çok geç. Söyledin. Benim için bitti.
كلا، فات الأوان على ذلك، كما قلت، إنتهى أمري

Artık bunun için çok geç Pete. Kimse bana yardım edemez.
فات الأوان على هذا بيت لا أحد يمكنه مساعدتي الآن

Kızmalıyım ama kızmak için çok geç.
,أعلم أنه يجب أن أكون غاضباً لكن قد فات الأوان على الغضب

Seni seviyor, eminim, ama bu sevgi ölmek üzere, ve öyle bir sevgi ki, ileride geriye dönüp bakacak ama Çok geç.
هو يحبّكِ وإنّي موقنٌ من ذلك، إذّ أنّه حبٌّ يُدركه المرء على فراشِ الموت. حيث يكون قد فات الأوان على الالتفات إليهِ.

Üzgünüm diyerek başlayabilirsin ama bunun için biraz geç oldu.
قد تبدأين بقول آسفة لكن فات الأوان على هذا

Değiştirmek için çok geç olduğunu mu söylüyorsun?
هل تخبرينني بأنه فات الأوان على تغيريهم ؟

Bunun için çok geç. Bunun için çok geç.
لقد فات الأوان على ذلك لقد فات الأوان اللعين لذلك

Düğüne flörtümü getirmek için çok geç mi?
هل فات الأوان على إحضار رفيقة إلى الزفاف؟

- Zarar görmeni istemiyorum. - Bunun için çok geç.
لا أريدك أن تتأذين - فات الأوان على ذلك -

Başka bir hedef bulmak için çok geç. Bu işi halletmeliyiz, bir şekilde fikrini değiştirmeliyiz.
فات الأوان على البحث عن ضحية أخرى يتوجب علينا إنجاح هذا الأمر

Artık tek başına başlamak için çok geç.
لقد فات الأوان على تناولك لهذه الأدوية بمفردك..

Eğer video doğruysa, benim için çok geç.
إن كان ما ذُكر في الفيديو صحيحاً، فقد فات الأوان على علاجي

- İlaç için çok geç, neredeyse geldik.
فات الأوان على وجبة السفر فلقد وصلنا تقريباً

Artık fikir değiştirmek için çok geç evlat.
‫فات الأوان على تغيير رأيك الآن يا بُني.

- Onun için çok geç. Rahim tamamen açılmış.
لقد فات الأوان على ذلك إنها متوسعة بشكل كامل

Affınıza sığınarak söylüyorum ki bunun için çok geç.
مع كامل احترامي يا سيدتي فقد فات الأوان على ذلك

Şuan tam tepede. Rota değişikliği için çok geç.
إنها بالفعل تُحلق فوق المدينة لقد فات الأوان على تغيير مسارها

Artık çörek yemek için çok geç, yoksa şekerim yükselir ve kestiremem.
فات الأوان على تناول الـ"بير كلوز" الآن، سيمنعني السكر من أخذ قيلولتي.

İstediğin bu muydu, Çok geç olana kadar beklemek mi?
تنتظري حتى نتزوج قبل فوات الأوان؟ فات الأوان على ماذا؟

Bunun için artık Çok geç. Kendine yeni bir gösteri atı buldu.
لقد فات الأوان على هذا الآن فقد حصل لنفسه على جواد جديد

Sence de bunun için biraz geç olmadı mı?
فات الأوان على هذا الكلام ألا تعتقدين ذلك ؟

Sence de bunun için biraz geç değil mi?
لقد فات الأوان على هذا، ألا تعتقد ذلك؟

Sence de endişelenmek için geç değil mi?
لقد فات الأوان على أن تقلق، أليس كذلك؟