Ne yaparsam yaparım, bu aynen böyle. | Open Subtitles | ما أريد أن أفعله فسأفعله ببساطة هكذا الأمر |
Bunu yapmak istemiyorsan, ben yaparım. | Open Subtitles | إذا لم تكونى راغبة بفعل هذا .. فسأفعله أنا |
Bu beni yok edecek bile olsa bugün aynı şeyi tekrar yaparım. | Open Subtitles | ،وحتّى لو كان هذا سيدّمرني فسأفعله مجدّداً اليوم |
Bu şehirdeki insanları korumak için ne gerekiyorsa onu yapacağım. | Open Subtitles | ومهما كان ما علي فعله لحماية اناس هذه المدينة فسأفعله |
Bunu kolaylaştıracak ne yapabilirsem yapacağım. | Open Subtitles | أيًا كان ما يمكنني فعله لجعل الأمر أكثر سهولة، فسأفعله |
Yapabileceğim bir şeyse, senin için yapacağım. | Open Subtitles | لو يمكنني ، فسأفعله لك |
Nasıl oluyor bu bilmiyorum ama karşılığında bir şey istiyorsan yaparım. | Open Subtitles | لا أعرف كيف يجري هذا، ولكن إن كان عليّ فعل شيء في المقابل فسأفعله |
Yoksa arkadaşıma yaptıklarını ben de sana yaparım. | Open Subtitles | أو كل ما فعلته بجثة صديقي هنا فسأفعله بك |
Tamam, sen yapmazsan ben yaparım. | Open Subtitles | حسنا.. اذا لم تفعل ذلك فسأفعله أنا |
Tamam, sen yapmayacaksan, ben yaparım. | Open Subtitles | اذا لم تفعل ذلك فسأفعله أنا |
Gon'a yardım için yapabileceğim bir şey varsa seve seve yaparım. | Open Subtitles | طالما بإمكاني فعل أيّ شيء لمساعدة (جون)، فسأفعله بسرور. |
Ve her ne olursa olsun, yapacağım. | Open Subtitles | وأياً يكن فسأفعله |
Eğer bunu yapacaksam, bir insan olarak yapacağım. | Open Subtitles | إذا فعلت هذا، فسأفعله كإنسان |