Eğer kahvaltısını iyi yapmazsa günü berbat geçer. | Open Subtitles | أعلم أن يومه بالكامل يكون سيئاً، إذا لم يكن فطوره جيداً. |
Yakında yine okula başlayacak ve ben her gün onun kahvaltısını, öğlen ve akşam yemeğini yapıyorum. | Open Subtitles | إستأنف دراسته ثانية وأنا أعد له فطوره وغذائه وعشائه كل يوم |
Yakında yine okula başlayacak ve ben her gün onun kahvaltısını, öğlen ve akşam yemeğini yapıyorum. | Open Subtitles | إستأنف دراسته ثانية وأنا أعد له فطوره وغذائه وعشائه كل يوم |
bu sabah, kral da benzerlerini kahvaltı masasında bulmuş. | Open Subtitles | هذا الصباح ، وجد الملك واحدة أخرى على صينية فطوره |
Menajer kahvaltı yapıyor. | Open Subtitles | أن يتناول فطوره المؤلف من بيضة واحدة خلال 3 دقائق |
Ve sabahın 5'inde ayakta olursam şehirdeki işçi arılar kahvaltılarını bitirmeden ben yapmış oluyorum. | Open Subtitles | وأذا وصلت للخامسة صباحاً، يمكنني أن أنتهي قبل عامل منتصف المدينة أن ينتهي من فطوره |
Yolu yarıladığında durup, büyük bir kayanın yanında yemeğini yemeye başlamış. | Open Subtitles | نزل نحو منحدر في الأسفل توقف ليتناول فطوره بجانب صخرة كبيرة |
Bu şıllık, kahvaltısını etmeye oturma odasında devam edecek. | Open Subtitles | حسن، هذا الساقط الصغير سيتناول فطوره بغرفة المعيشة |
Bir rock yıldızının kafasını, adam kahvaltısını yaparken ezdin. | Open Subtitles | انت حطمت جمجمة نجم الروك عندما كان يتناول فطوره |
Annenin baban için bu kadar şey yaptığını bildiğimize göre kendi kahvaltısını hazırlamasına izin vermekte tedirgin olmalı mıyız? | Open Subtitles | معرفة كم امك لا تزال تهتم بوالدك هل يتعين ان نقلق بشأن السماح له بإعداد فطوره لوحده ؟ |
Kendi kahvaltısını pişiren bir adam olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أكون الرجل الذي يستطيع أن يطهو فطوره بنفسه |
Adam kahvaltısını bitiremedi. | Open Subtitles | لم يجد الرجل وقتاً لينهي فطوره |
Ona kahvaltısını bitirmesi gerektiğini söylüyordum. | Open Subtitles | لقد أخبرته أنه يجب أن يأكل فطوره |
Kendi kahvaltısını hazırlamış. - Günaydın baba. | Open Subtitles | انه يحضر فطوره بنفسه صباح الخير يا ابي |
Sabahları namaz kılmak için erken kalkardı kahvaltı yapar, müzik grubu çalışmalarına giderdi. | Open Subtitles | كان يستيقظ مُبكراً من اجل الصلاه... ويتناول فطوره, ويذهب إلى التدريب مع فريقه. |
Onu her sabah uyandırıp kahvaltı hazırladık okula götürdük, onunla oyunlar oynadık ona her gece uyumadan masal anlattım. | Open Subtitles | كنا نوقظه كل صباح, ونجهّز له فطوره.. ونأخذه إلى المدرسة. ونلعب معه.. |
Bırak da zavallı çocuk rahat rahat kahvaltı etsin. | Open Subtitles | دع ِالفتى المسكين يتناول فطوره بهـدوء |
Burada kahvaltı ediyor. | Open Subtitles | لكنه يأكل فطوره هنا |
Hadi benimle yat, sana Vince'in kahvaltı yaptığı yeri gösteririm. | Open Subtitles | فلنتبادل القبل وسأريك أين يتناول (فينس) فطوره |
Az önce kahvaltı ettiğine inanmıyor. | Open Subtitles | ! إنه لا يصدّق أنه تناول فطوره للتو |
Elemanlarının hem kahvaltılarını, hem de öğle yemeklerini karşılar. | Open Subtitles | وانه يشتري طاقمه,فطوره وغذاه |