"فعلاً" - Translation from Arabic to Turkish

    • gerçekten
        
    • cidden
        
    • aslında
        
    • Öyle mi
        
    • zaten
        
    • gerçek
        
    • Evet
        
    • bir
        
    • gerçekte
        
    • çoktan
        
    • bile
        
    • Kesinlikle
        
    • tam
        
    • sahiden
        
    • Sahi
        
    Neyin yanlış gittiği konusunda hipotezleri olabilir ancak gerçekten neyin bu korkunç olaya sebep olduğunu bilmelerinin herhangi bir yolu yoktur. TED من الممكن أن يفترضوا ما الخطأ الذي حدث ولكن ليس لديهم فعلاً طريقة لمعرفة ما الذي أدى إلى تلك الأحداث المريعة.
    Gerçi, insanların gerçekten istediği ürünlerden işe başlayarak bu kopukluğu çözmek esasen mümkün. TED بالرغم من ذلك، يمكن سد هذه الفجوة، بدءا بالمنتجات التي يريدها الناس فعلاً.
    Hayır gerçekten, biz gelecek nesiliz bu dünyayı daha ileriye götürecek olanlarız. TED لا فعلاً .. فنحن جيل الغد الذين سوف يحركون العالم إلى الأمام
    Anlayabilmen için bu kadar ileri gitmeliydim. Ne sinir bozucu, cidden! Open Subtitles أكان عليّ فعل شيء كهذا حتى تستمعي لي، شيء مزعج فعلاً
    gerçekten şu anda tarihin çok önemli bir noktasında durduğumuza inanıyorum. TED أنا فعلاً أؤمن أننا نقف على شَفَا مرحلة هامة فى التاريخ
    Şey, doğrulamam gerek, efendim, acaba bu para gerçekten Konsolosluktaki kasadan mı geldi? Open Subtitles علي التدقيق ما إن كان المال جاء فعلاً من خزينة المفوضية أم لا
    yoksa Las Vegas'a gerçekten bir haber için mi gelmiştim? Open Subtitles أم أني أتيت فعلاً إلى لاس فيغاس لأعمل على قصة؟
    gerçekten de Tok'ra ve insanların Goa'uld'u yenebileceğini düşünmüyorsun, değil mi? Open Subtitles أنت لاتظن فعلاً أن الجواؤلد والبشر يمكن أن يطيحوا بالجواؤلد ؟
    Bak gerçekten benim hatam değildi. Arabayı bir arkdaştan ödünç aldık. Open Subtitles أنظر ان ذلك فعلاً ، ليس خطأي لقد إستعرناها من صديق
    Francis gerçekten pislik mi, yoksa sadece Öyle mi görünüyor? Open Subtitles هل فرانسيس بينويت وغد فعلاً أم أنه فقط يتظاهر بذلك؟
    Eğer gerçekten dostum olsaydın ve bunu durduracak gücün olsaydı, durdururdun. Open Subtitles إن كنت فعلاً صديقي و لديك القدرة لإيقاف هذا كنت لتوقفه
    gerçekten öne-arkaya hareket olması için benim ekrandan dışarı çıkmam gerekir. Open Subtitles للتحرك فعلاً فى البعد للأمام والخلف, يجب أن أخرج من الشاشة.
    Kendi başına çözdü. Bunu idare etmemde gerçekten yardımcı oldu. Open Subtitles لقد إكتشف الأمر بنفسة إنه فعلاً يساعدني في إنجاز ذلك
    Ben ciddiyim. gerçekten. Kulağa tuhaf geliyor ama oldu işte. Open Subtitles هذا يبدو غريباً و لكن هذا نوعاً ما حدث فعلاً
    Senin gerçekten onu tekrar çalmasına ikna etmem için bana yardım edebileceğini sanmıştım Open Subtitles لقد ظننت فعلاً أنكِ قادرة على مساعدتي لكي نجعله يعزف مرة أخرى انتظري
    Seni gerçekten her şeyinle seviyorum tatlım. Sen de beni seviyorsun, biliyorum. Open Subtitles أنا أحبّكِ فعلاً أجزاءً وقطع ، يا عزيزتي وأعلم أنكِ تحبّيني كذلك
    Bunca yıldan sonra bilmek istediğin şey cidden bu mu? Open Subtitles هل ذلك فعلاً ما تودّ معرفته بعد كلّ تلك السّنوات؟
    Çılgınca ve aptalca geliyor kulağa, ama aslında ucuz ve köhne bir şey yerine hiçbir ekipman edinmemeyi tercih eden hastaneler var. TED قد يبدو ذلك جنون، وغبي. لكن هناك فعلاً مستشفيات تفضل أن لا تملك أي معدات على أن تملك معدات تبدو رخيصة وتافهة.
    zaten bütün uğraşın beni öldürmeye çalışmak, değil mi Evelyn? Open Subtitles إن كنت تحبنى فعلاً لقتلت نفسك فى الثوانى 3 القادمة
    Onların tedavi sürecindeki duygularını ve düşüncelerini içeren gerçek sanat eserleri... TED انهم فعلاً قطع فنية تحتوي على أفكارهم ومشاعرهم طوال فترة العلاج.
    Evet, sen pencereden çık, burada duran kocaman kapıyı kullanma seni salak... Open Subtitles فعلاً إذهب من النافذه ولا تخرج من الباب الأساسي .. يا أحمق
    Hep düşünmeden hareket ettiğini ama gerçekte düşüncesiz olduğunu söylerdi. Open Subtitles لقد إعتادت القول بأنها كانت عفويه لكنها كانت فعلاً متهوره
    Haydi şununla yüzleşelim: Diyetler işe yarasaydı; hepimiz çoktan incecik olmuştuk. TED دعونا نواجه الأمر: إذا الحميات فعلاً كانت تعمل، فلكنا جميعاً نحفاء.
    Yani küçük savaşının parçası olmak istemiyorum. Parçası oldun bile. Open Subtitles لذا أنا لست جزء من حربك أنت فعلاً جزءاً منه
    Bu müessesenin müdürü olarak Kesinlikle buranın hayaletli olduğunu söyleyebilirim. Open Subtitles بصفتي مديراً لهذا الفندق الجميل أؤكد لكما بأنّه مسكون فعلاً
    STANLEY KRIM (Salak) Şuradan geliyordum. tam durduğum nokta aslında şurasıydı. Open Subtitles أنا كانت نازل هنا، وهذا هو الحال حيث أنه حدث فعلاً
    Genellikle hayatımda bir şey gerçek olmayacak kadar iyiyse, sahiden gerçek değildir. Open Subtitles غالباً في حياتي، عندما تبدو الأشياء أنها حقيقية، فهذا لأنها حقيقية فعلاً
    Sahi mi? Gir de içeriyi fethet o zaman. Open Subtitles اذهبي هناك فعلاً واقهري تلك السدادات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more