Tek Yapman gereken bu numaraları girmek ve özgür olacaksın. | TED | كل ما عليك فعله هو إدخال هذه الأرقام وستكون حراً. |
Bulurum bir tane. Senin tek Yapman gereken benim için gitar çalmak. | Open Subtitles | سأجد واحد ، كل ما عليك فعله هو أن تعزف القيثار لي |
Öyleyse Yapmamız gereken şey küçük bir mikroçipe tüm potansiyel aydınlatma cihazlarını yerleştirmek. | TED | اذا كل ما علينا فعله هو وضع رقاقة صغيرة لكل جهاز اضاءة محتمل |
Diyoruz ki, Yapmamız gereken tek şey bu güçlü lideri seçmek ve bizim sorumlarımızı bizim yerimize de çözecek. | TED | فكل ما نقوله، كل ماعليك فعله هو أن تنتخب هذا الزعيم القوي وسيقوم هو أو هي بحل كل مشاكلنا. |
Bütün yapmak istediğim, koşu ayakkabılarımı giymek ve kapıdan dışarı koşmaktı. | TED | كل ما أردت فعله هو أن أرتدي حذائي الرياضي والجري خارجا. |
Yapmanız gereken ilk şey kendiniz ile olan ilişkinizi değiştirmektir. | TED | أول شيء يجب فعله هو أن تغيروا علاقتكم مع أنفسكم. |
Benim Yapmam gereken ise yiyecekleri daha çok sayıda insana ulaştırmaktı. | TED | ما أردت فعله هو إخراج الطعام إلي مدي أوسع من الناس. |
Skopolamin vermeleri yeter. Bütün planı anlatır. | Open Subtitles | كل ما يستطيعون فعله هو اعطاؤه عقار وسوف يخبرهم عن الخطه كلها |
Ne Yapman gerekiyor biliyor musun? Ona tamamlanıcı soru sor. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله هو أن تسأله سؤال لاحق للمهمة |
- Tüm Yapman gereken çeneni kapalı tutmaktı. - Tüm yaptığım gerçeği söylemekti. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله هو ابقاء فمك مغلقا كل مافعلته هو قول الحقيقة |
Tüm Yapman gereken, en beğendiğin adamı gözünde canlandırmak ve onu taklit etmek. | Open Subtitles | كل ما عليكِ فعله هو تَخيّل الرجل الذي أُعْجبتِ به، ثم قومي بمنافسته |
Şimdi tek Yapman gereken kumarhaneyi kapatmak öyle değil mi? | Open Subtitles | إذن كل ما عليك فعله هو أنت تغلق الكازينو, صحيح؟ |
Bir ölümlüyü bulmak için tek Yapman gereken, hayallerini izlemek. | Open Subtitles | لتقوم بإيجاد البشريّ، كل ما عليك فعله هو تتبّع أحلامه |
Yapmamız gereken ikinci şey ise çok kısa bir süre zarfında ne kadar yol kat etdiğimize geri donüp bakmamız gerekiyor. | TED | الامر الثاني للذي علينا فعله هو علينا فقط ان ننظر الى الخلف الى اي مدى وصلنا في هكذا فترة زمنية قصيرة. |
Tek Yapmamız gereken, kafalarımızı indirmek ve bize bakan gözlerden tamamıyla uzaktayız. | Open Subtitles | كل ما يجب علينا فعله هو خفض رأسينا ونختفي تماماً عن الأنظار |
Ne Yapmamız gerek biliyor musunuz? Benim için bir paket hazırlamanız. | Open Subtitles | ما علينا فعله هو أن تجمعي كل تلك القضايا في حزمة |
Sıtma örneğinde ise, istedğimiz şey sivrisineklerin giremediği evler yapmak. | TED | فى حالة الملاريا, ما نود فعله هو بيوت مضادة للبعوض |
yapmak istediğim şey bir kişinin bir çift gözlük yapabileceğini sizlere göstermek. | TED | ما أريد فعله هو أن أبين لكم أنه يمكن أن تصنع نظارات. |
Yapmanız gereken gelip her şeyi kontrol etmek ve balığı yemlemek. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله هو المجيء وتفقد كل شيء وإطعام الأسماك |
Tüm Yapmam gereken çocukları yedirip içirmek bezlerini değiştirmekti ve her şey tamam. | TED | ظننت أن كل ما علىَ فعله هو إطعامهم، تغيير الحفاض، وسيكونوا بخير هكذا. |
Bir tanesini tokatlasak yeter. Gözüme bir şey çarptı. | Open Subtitles | اسمع, كل ما علينا فعله هو ان نسرق احداها اظن اني لاحظت شيئاً |
Tek yapması gereken babamın adını söylemekti, ama yapmadı; ağzını kapalı tuttu. | Open Subtitles | كل ما كان عليه فعله هو ذكر اسم أبي ، ولم يفعل |
Kanser hücrelerinin bulunup bulunmadığını görmek için sadece yeterli renklendirmeye ihtiyacım var. | Open Subtitles | كل ما أحتاج فعله هو صبغة فقط لأتأكد من وجود خلايا سرطانية |
İkincisi: Şu an yapabileceğiniz en riskli şey güvenli olmaktır. | TED | الثانية: أكثر الأشياء مخاطراً يمكنك فعله هو أن تكون آمناً. |
yapmaya çalıştığımız şey aslında uyuşmaz sektörleri bir araya getirmek. | TED | ما نحاول فعله هو جذب القطاعات غير المحتملة إلى المائدة. |
Tek yapmaları gereken az yemek ve daha çok spor yapmak. | Open Subtitles | كل ما علينا فعله هو إجبارهم على أكل أقل وتمارين أكثر |