"فعليكِ" - Translation from Arabic to Turkish

    • gerekir
        
    • zorundasın
        
    • istiyorsan
        
    • zorundasınız
        
    • varsa
        
    • etmelisin
        
    • gerekecek
        
    O an geldiğinde, hiç düşünmeden o çıtayı aşmak gerekir. Open Subtitles عندما يأتي الوقت الصحيح فعليكِ أن تقفزين من فوق السياج بلا تردد
    Yatırımcılarla otel odalarında röportaj yapacaksan dikkatli olman gerekir. Open Subtitles إن كنتِ ستجري لقاءات مع الشخصيات الهامة في غرف الفنادق فعليكِ توخي الحذر
    Sürdürdüğümüz yaşamı devam ettirmek istiyorsan çalmak zorundasın. Open Subtitles إن أردت الإستمرار بنمط الحياة التى نعيشها فعليكِ أن تسرقى
    - Bak bu işi halledene kadar, o kanıtı saklamak zorundasın. Open Subtitles اسمعي، حتى يتجلى الأمر فعليكِ أن تحمي ذلك الدليل
    Seni ciddiye almamı istiyorsan ciddi bir insan olman gerek. Open Subtitles لو أردتِ مني قبولك فعلاً، فعليكِ أن تكوني شخصاً جاد
    Evden çıkmasını istiyorsanız, bana yardım etmek zorundasınız. Open Subtitles إذا أردتِ زوجكِ خارج المنزل فعليكِ مساعدتي هنا
    Sakladığın, olup biten her ne varsa... hemen buradan gitmen lazım. Open Subtitles أياً كان ما تخفينه فعليكِ أن تخرجي من هنا، رجاءاً تعالي معي الأن
    Liderlik yapmak istiyorsan, işi biliyor gibi hareket etmelisin. Open Subtitles أصغي عزيزتي, إذا رغبتِ بالقيادة، فعليكِ التصرّف وكأنكِ تعرفين الطريق.
    Yapacağını düşündüğüm şeyi yapacaksan, gözlerime bakman gerekecek. Open Subtitles اذا كنتِ ستفعلين ما أظنه، فعليكِ النظر إلى عيوني
    Eğer kötü kurdun seni bulmasını istemiyorsan telsizini kapatman gerekir. Open Subtitles ,إذا كنتِ لا تريدين أن يعثر الذئب السيء الكبير عليك فعليكِ فعلاً أن تطفئي اللاسلكي
    Bu yüzden birini bulduğunda değerini bilmen gerekir. Open Subtitles لذا, عندما تجدين شخصًا. فعليكِ التمسك به.
    Deri yaşlandıkça dövmeyi kırışıklara dikkat ederek yapmanız gerekir. Open Subtitles حالما يبدأ الجلد بالكبر، فعليكِ أن تحبّري الشخص بتركيز على وضعية ذلك الجلد
    Yaşamak istiyorsan, gelmek zorundasın. Open Subtitles إذا كنتِ تريدين أن تعيشي فعليكِ أن تغادري الآن
    Bu büyüyü yapmak için en sevdiğin kişiyi feda etmek zorundasın. Open Subtitles - ولم ذلك؟ لفعل ذلك، فعليكِ بالتخلي عن أكثر ما تحبينه
    Eğer onu atlatmak istiyorsan, bu akşam bir şeyler çıkarmak zorundasın. Open Subtitles إذا أردتِ الإيقاع بها فعليكِ كتابة شئٌ ما الليلة
    Eğer sınıfın dinlemesini istiyorsan, Emilio'yu kazan. Open Subtitles إن كنتِ تودين أن ينصت إليكِ الصف فعليكِ أن تكسبي ود إميليو
    Eğer bir şeyler yemek istiyorsan izin almalısın. Open Subtitles ،إذا أردت شــيئاً لتأكليـه فعليكِ أن تطلبيــه
    Ama kalmak istiyorsanız cüzdanınızı ve cep telefonunuzu vermek zorundasınız. Open Subtitles ولكن إذا أردتِ البقاء ، فعليكِ إعطائنا محفظتكِ وهاتفكِ ، رجاءً
    Gizmo'nun kavga etmesini istemiyorsanız onu kısırlaştırmak zorundasınız. Open Subtitles إذا أردتِ بحق إبقاء (جيزمو) بعيداً عن الشجارات، فعليكِ أن تقومي بإخصائه.
    Eğer 2.0'ın varsa burs kazanabilmen için... Open Subtitles إذا كان لديكِ 2.0, فعليكِ أن تحرزى على الأقل 1050 فى فحوصات اللياقة الدراسية
    Eğer 2.0'ın varsa burs kazanabilmen için... Open Subtitles إذا كان لديكِ 2.0, فعليكِ أن تحرزى على الأقل 1050 فى فحوصات اللياقة الدراسية
    Yeniden piyasaya çıkacaksan kendini terbiye etmelisin. Open Subtitles إن أردتِ العودة للسوق, فعليكِ أن تثقفي نفسكِ
    Bir gün bizi terk edecek olurlarsa, kendine şunu sorman gerekecek: Hazır şansın varken, onları en iyi şekilde değerlendirdin mi? Open Subtitles و لو ستذهب اليوم، فعليكِ سؤال نفسكِ، أفعلتِ أفضل ما بوسعكِ بإستخدامهم آنما واتتكِ الفرصة؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more