"فقط إن" - Translation from Arabic to Turkish

    • Yalnızca
        
    • Ama sadece
        
    • Sadece onu
        
    • Sadece sen
        
    • Sadece eğer
        
    Bu hedefleri Yalnızca Batı Almanya Ordumuz olursa elde edebilirdik. Open Subtitles أمكننا تحقيق هذه الأهداف فقط إن حظينا بجيش لألمانيا الغربية
    Görünüşe göre Yalnızca iki tane olabilir - daha fazlası için, onları saymak için gereken 3 veya 4 gibi ek hane gerekir. TED يتبين أنه من الممكن أن نجد تكرارين فقط إن وجد تكرار أكثر، فيجب أن تتواجد أرقام مثل 3 أو 4 لتعبر عن هذه التكرارات.
    Yalnızca bu şey beynine vurursa, seni geri zekalı. Open Subtitles قم بفحصي أنا فقط إن أصاب هذا الشئ مخك يا أحمق
    Zaman olursa durup onu almayı kabul ettim, Ama sadece zamanımız olursa. Open Subtitles لقد وافقت على العودة و إلتقاطهم فقط إن كان هناك وقت
    Sana karşı koymanda yardımcı olacağım. Ama sadece sen hazırsan bunu yapabilirim. Ben hazırım. Open Subtitles يمكنني مساعدتك في مواجهة ذلك التهديد فقط إن كنت مستعداً
    Bu enerji, Sadece onu tutacak bir boşluk olmadığı zaman taşacağı şekilde yağacak. TED ستنصب الطاقة بشكل يجعلها تفيض خارجا فقط إن لم يكن هنالك مكان ليجمعها.
    - Peyote sadece, eğer yerli Amerikan kilisesine üyeysen yasaldır. Open Subtitles يكون البيوتي قانونياً فقط إن كنت عضواً في الكنسية الامريكية الوطنية
    Yalnızca bana NZT bana yardım edebilirdi ve son ilaç da katilin kanındaydı. Open Subtitles فقط إن زي تي هو ما سيبقي عليَ و ما تبقى منه يوجد في دماء هذا الشرس
    Yalnızca yapılması gerekeni yapmak için çok zayıfsan öyle. Open Subtitles فقط إن كنتِ أضعف من القيام بما عليكِ القيام به.
    "aslında bu genç cesur adam şunu demek istiyor bize eğer Yalnızca Kutsal Kitabı açıp okursan her şeyi anlayacaksın. Open Subtitles فقط إن فتحتم الإنجيل و قرأتم عندها سوف تفهمون هذا ما قاله الشباب الشجاع
    Hatta Yalnızca ilişkideyken girebileceğin bir cinsel pozisyon var. Open Subtitles في الحقيقة, هناك وضعية للجماع يمكنك فعلها فقط إن كنت في علاقة
    Yalnızca kendi canınız tehlikede olduğunda başkasının hayatına kastedebilirsiniz. Open Subtitles و يمكنك إنتزاعها فقط إن كانت حياتك على المحكّ
    Tamam, yapacağım-- Ama sadece sahne görevlisi olurum. Open Subtitles حسن، سأقوم بذلك ولكن فقط إن كنت سأقوم بأعمال طاقم المسرح
    Duşta işemene ses çıkarmıyorum, Ama sadece duş alırken yaparsan! Open Subtitles لا أمانع أن تتبول في حوض الإستحمام لكن فقط إن إستحممت
    Sadece onu tedavi olmaya ikna etmenin yolunu bulamazsak aptal gibi görüneceğiz. Open Subtitles فقط إن لم نستطع إيجاد طريقة لإقناعها بالموافقة على العلاج
    Sadece onu ikinci kez kaybetmek katlanamayacağım bir acı olurdu. Open Subtitles أعرف فقط إن فقدتها مرتين، سيكون أكثر مما أتحمل.
    Sadece sen buradayken kısa ziyaretler, ayak altında dolanmadığı sürece ve bazen de küçük kuşun yuvadan ayrılması gerekecek. Open Subtitles زيارات أقصر فقط وأنت هنا فقط إن لم يقف في طريقنا وفي نقطة ما
    Patrona biraz minnettarlık gösterin. Sadece sen benimle gidersen, Takahashi. Open Subtitles أظهر للزّعيم بعضاً من خبرتكَ- (فقط إن ذهبتَ معي ، (تكاهاشي-
    Sadece eğer kuralları bilmiyorsan neden oynuyorsun? Open Subtitles فقط إن لم تكن تعرف القوانين، لماذا تلعب؟
    Sadece eğer biraz viskiye eklenmişse. Oh, Tanrım. Open Subtitles فقط إن كان ممزوجاً ببعض الويسكي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more