"فهذه" - Translation from Arabic to Turkish

    • Burası
        
    • böyle
        
    • bunlar
        
    • bu bir
        
    • en
        
    • olur
        
    • benim
        
    • çünkü
        
    • olacak
        
    • bu onun
        
    • yani
        
    • budur
        
    Öyle bir şey olursa önümüzdeki on yılı, Burası biyolojik karantina altında geçirir. Open Subtitles إذا سار الأمر بالخطأ, فهذه المنطقة ستعاني من آثار مواد خطر للعقد القادم
    Evet, Burası Kibera, Nairobi’deki en büyük gecekondu bölgesi. TED فهذه كيبيرا، أكبر مجتمع عشوائي في نيروبي.
    Eğer hala şeytanı öldürmek gibi delice bir fikrin varsa, böyle yapacağız. Open Subtitles إن كنتَ لا تزال مصمماً على قتل الشرير فهذه طريقة القيام بذلك
    İşte bütün bunlar muhtemelen bize evrimi veriyor. TED إذا فهذه الأشياء معا تعطينا التطور، ربما.
    Unutmayın, eğer bina müfettişi gelirse bu bir oda değil, pencere kutusu. Open Subtitles تذكر ، إذا جاء مفتش المنازل فهذه ليست غرفة ، إنها شرفة
    Senden hoşlandığım için şanslısın. Bu yaptığım en karmaşık yolculuktu. Open Subtitles انت محظوظه لانني احبك فهذه اكثر رحله غريبه قمت بها
    Biri haketmediği bir durumdan acı çekerse bu kesinlikle bir trajedi olur. Open Subtitles لو كانت الإدانة الخاطئة ستجعل شخص ما يعاني فهذه فعلاً ستكون مأساة.
    Seni kucağımda taşımamı istiyorsan, gerçekten bu benim için hediye sayılmaz. Open Subtitles . لكم إذا أردتني أن أحملك قليلاً فهذه ليست هديتي بالواقع
    O zorla çıkarıldı çünkü kameraya zarar verdi. Ben popüler miyim? Open Subtitles فهذه تم طردها لأنها دمرت إحدى الكاميرات، هل أنا محبوبة ؟
    çünkü düşündüğünüzün aksine, Burası hayattan yoksun değil. TED لأنه وعكساً لما قد تتوقعونه ، فهذه البيئة ليست مجردةُ من الحياة.
    Uyuşturucu satıcılarını tutuklamak istiyorsan, en uygun yer Burası. Open Subtitles إذا كنت تريد حبس جميع تاجرى المخدرات؟ فهذه هى الوظيفة المناسبة
    Buraya girmemeni söyledim. Burası askeri bölge. Open Subtitles قلت لكم ألا تأتوا هنا، فهذه منطقة عسكرية
    Sonuçta, Burası bizim mekânımız. Open Subtitles في كل الأحوال فهذه مدينتنا ونحن أعلم بها
    Eğer çaresizseniz.... ...şanslısınız demektir. Burası şehir hastanesi. Etrafta bu konuda işinize yarayabilecek .çok sayıda eroin bağımlısı var. Open Subtitles فهذه مستشفى المدينة وهناك عدد كبير من مدمني الهيرويين هنا وهم بارعون بذلك
    Burası halı. Onu evinize almayın efendim. Open Subtitles لا حاجة إلى المسح هنا بأية حال فهذه سجادة لا تدعه يدخل منزلك
    Muhtemelen aranızdan birini öldürmemiz gerekecek; işler böyle ama sonrasında işimize bakmaya başlayabiliriz. Open Subtitles غالبًا سنضطرّ لقتل أحدكم، فهذه سنّتنا وعندئذٍ سيمكننا بدء المضيّ قدمًا في صفقتنا.
    Muhtemelen aranızdan birini öldürmemiz gerekecek; işler böyle ama sonrasında işimize bakmaya başlayabiliriz. Open Subtitles غالبًا سنضطرّ لقتل أحدكم، فهذه سنّتنا وعندئذٍ سيمكننا بدء المضيّ قدمًا في صفقتنا.
    bunlar oracıkta duran paylaşım modelleri. Bu modeller duyurulmalı, kullanılmalı ve yaygınlaştırılmalı. TED فهذه هي نماذج المشاركة الموجودة التي يمكن نشرها واستخدامها وتوسيع نطاقها.
    bu bir problem fakat araştırma ekibimiz bunu bir fırsat olarak gördü. TED لذا فهذه مشكلة، لكن مجموعة بحثنا نظرت إليها على أنها فرصة
    en az. bu garip bir durum. belki daha fazla. Open Subtitles على الأقل , فهذه حاله فريده و ربما تنتظر أكثر
    Sizi endişelendiriyorsa, oğlunuzla ilgilenseniz daha iyi olur. Open Subtitles وإذا كان يقلقكى .. فهذه مشكله من الأفضل ان تتعاملى معها مع أبنك
    Sevgili okurlar, birçoğunuz için bu benim ilk köşe yazım. Open Subtitles أعزائي القراء, بالنسبة للكثيرين مِنكم, فهذه المقاله الأولى لي بصحيفتكم
    Onları böyle bir mülakattan geçirdik çünkü neler olacağını görmek istedik. TED لذا فهذه هي مقابلات العمل التي وضعناهم خلالها لأننا أردنا أن نعلم ما الذي سيحدث حقيقة
    Gürültülü olacak... dokunma engelini onu rahatsız etmeyecek şekilde aşmak için... fırsatımız var. Open Subtitles . سيكون هناك ضجة فهذه فرصتنا لكسر حاجز اللمس لكن ليس بطريقة بغيضة
    Ama öğrenmezse bu onun sorunu, benim değil. Open Subtitles ولكن إذا لم تتعلـّم، فهذه مشكلتها، ليست مشكلتي
    yani o, artık geride kalmış, adama TED لذا .. فهذه الأُغنية هي واحدةٌ أُخرى مهداة إلى ذلك الشاب
    Ölüm cezasını gerektiren bir dava olacaksa, o dava budur. Open Subtitles ـ إذا كان هناك قضية بحكم إعدام ، فهذه هي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more