Sonunda onun böyle özgür dolaşarak nasıl mutlu olabildiğini anladım. | Open Subtitles | أخيراً فهمتُ كيف بمقدوره أن يكون سعيداً وأن يتجول بحرّيّة. |
Sonunda insanların bu tür ilaçları neden kullandığını anladım sanırım. | Open Subtitles | كأنني فهمتُ أخيرا لماذا يأخذ الناس هذا النوع من الأدوية |
Kan kardeşi olma oyunu oynadığımızda damarlarımda farklı bir şey aktığını ve eğer bir yerlere varacaksam bir damladan daha fazlasına ihtiyacım olacağını anladım. | Open Subtitles | في ذلك الوقت كنا نلعب معاً كأخوة بالدم لقد فهمتُ أن هنالك شيئاً آخر يجري عبر عروقي و أني سأحتاج الى أكثر من قطرة دم |
Anlıyorum, aşık olman seni yumuşatmış, banliyölü bir zombiye dönmüşsün. | Open Subtitles | فهمتُ أنكَ قد أحببت حياة الدعة في هذه الضاحية الناعسة |
Artık Anlıyorum. Trajediler, beni daha büyük bir şeye hazırlıyordu. | Open Subtitles | الآن فهمتُ المأساة التي قُدّرت لي كانت تهيّئني لشيء أعظم |
Ben Rusça konuşmam. Ama Anladığım kadarıyla uluslararası müşterilerle çalışıyormuşsun. | Open Subtitles | لا أتكلم الروسية، ولكنني فهمتُ أنّكَ تعاملت مع زبائن عالميين |
Tamam nasıl oynanacağını anladım. Şimdi sıra bende. | Open Subtitles | حسنا، فهمتُ كيف تلعب هذه اللعبة، الآن دوري. |
Bunu anladım. Ama... Niye yaptın bunları, Light? | Open Subtitles | فهمتُ هذا ، لكن ما الذي تنوي فعله ، لايت ؟ |
anladım, geri dönp dönmeyeceğimizi bilemezsiniz. | Open Subtitles | لأنكم لن تتأكدوا من أننا سنعود لقد فهمتُ |
Ama sonra anladım ki, ...burada amaçlanan şey erken yaşta seksi desteklemekten ziyade, ...bu konuda bilgi verip eğitmek, ...böylece de genç yaştaki insanlar sorumluluk bilinciyle hareket etmesini sağlamak. | Open Subtitles | وعندها فهمتُ بأنّ مغزى هذه العربة لم يكن إثارة جنس المراهقين بل الإطلاع والتثقيف |
Tamam, sen haklıydın, ben yanlıştım. anladım bunu, anlaşıldı bu. | Open Subtitles | حسناً ، كنتِ على حق ،وأنا كنتُ مخطئاً أفهم هذا ، فهمتُ هذا |
anladım. Tribünde, pisliğin içinde seks yapıyordunuz. | Open Subtitles | فهمتُ ذلك ، كنتَ تقيم علاقة حميميّة في التراب تحت المدرّجات |
Evet. hayır, anladım. Bana ders vermeye çalışıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أجل، لا، فهمتُ تحاول تعليمي درساً، صحيح؟ |
Mumya. anladım. Sargılardan. | Open Subtitles | المومياء لقد فهمتُ ما كان يقصده , بسبب الضمادات |
Kendini rezil ettiğini Anlıyorum. Bunun anlamsız olduğunu da Anlıyorum. | Open Subtitles | فهمتُ أنّكِ قد أذللتِ نفسكِ، وأفهم أنّ ذلك بلا معنى. |
Ama şunu da Anlıyorum ki bizi alıkoyan üç şey var. | TED | ولكني فهمتُ أيضًا أن هناك ثلاثة أمور تعرقلنا دومًا. |
Anlıyorum,ona Sekreterler Günü için büyük bir çiçek almıştın değil mi? | Open Subtitles | لقد فهمتُ أنّكَ جلبتَ لها أزهارٌ كثيرة ليوم السّكيرترات؟ |
Anlıyorum, tamam mı? Berbat bir durum. | Open Subtitles | لقد فهمتُ ذلِك حسناًً، إنهُ مثيرٌ للغثيان |
Tamam, peki. Demek istediğini Anlıyorum. Ama bunu defalarca konuşmuştuk. | Open Subtitles | حسنٌ، لقد فهمتُ وجهة نظرك، لكن تكلمنا عن ذلك مراراً وتكراراً. |
Wilhelm, Anladığım kadarıyla oynamak için küçük bir tank istiyorsun. | Open Subtitles | و الآن يا ويلهام , لقد فهمتُ بأن تريد دبابة صغيرة لكي تلعب بها , أليس كذلك ؟ |
Tamamdır. Hadi gidip bir şeyler yiyelim. | Open Subtitles | لقد فهمتُ دعنا نذهب ونحصل على شيء للأكل |
Doğru anladıysam eğer iki adamım, karısına çiçek getirdi diye herkesin içinde adamı neredeyse vuracaktı. | Open Subtitles | لو فهمتُ هذا بشكل صحيح، عميلين كادا يُطلقان النار، على رجل تقريباً بمطعم مزدحم لجلب الزهور لزوجته. |
Orasını anladık kızım. | Open Subtitles | لقد فهمتُ ذلك ,يا فتاة ولكن من فعل هذا؟ |
Nasıl olduysa her dediğini anlıyordum. | Open Subtitles | انا بطريقة ما فهمتُ كل شيء قاله و |