"في الاتجاه" - Translation from Arabic to Turkish

    • tarafa
        
    • yönde
        
    • yöne
        
    • tarafta
        
    • taraftan
        
    • yolda
        
    Uyuyacağın zaman bana bir iyilik yap ta kıçını diğer tarafa yönlendir. Open Subtitles مهلاً اصنعي لي معروفاً عندما تنامين .. وجهي مؤخرتك في الاتجاه الآخر
    Pockets, Sean'a söyle yanlış tarafa bakıyor. Open Subtitles بوكيتس، أخبر شون أنه ينظر في الاتجاه الخاطئ.
    Dediğim gibi, top doğru tarafa sıçrarsa kim bilebilir? Open Subtitles كما قُلت، إذا ارتدَّت الكُرَه في الاتجاه الصحيح، مَن يعرِِف؟
    Yanlış yönde iyi bir başlangıç yapmışsın. Bunu niye yaptın? Open Subtitles كان لديك بداية جيدة في الاتجاه الخاطىء لماذا فعلت ذلك؟
    Doğru yönde güzel, ufak bir dürtmenin zararı olacağını sanmam. Open Subtitles لا أظن أن دفعة بسيطة . في الاتجاه الصحيح ستضر
    Sağlık Etki Fonu, yeniliği daima en çok ihtiyaç duyulan yöne kanalize edecektir. TED يوّجة صندوق التأثير الصحي الإبتكار دائمًا. في الاتجاه الذي تشتدُّ فيه الحاجة إليه.
    Doğru şartlar altında top doğru tarafa sıçrarsa, kim bilebilir? Open Subtitles في الظروف الصحيحَة و إذا قفزَت الكُرَه في الاتجاه الصحيح، مَن يعلَم؟
    Dikkat edin! Bu tarafa doğru bir mamut geliyor. Open Subtitles انتبه، أنت في الاتجاه الخاطئ، اذهب في الاتجاه الآخر
    Biraz acıtacak, kafanı diğer tarafa çevirebilirsin. Open Subtitles سيؤلم هذا قليلاً لذا ربما تريد النظر في الاتجاه الآخر
    Biraz acıtacak, kafanı diğer tarafa çevirebilirsin. Open Subtitles سيؤلم هذا قليلاً لذا ربما تريد النظر في الاتجاه الآخر
    Çocuğunun yaşamasını istiyorsan, fısıltıları her duyduğunda diğer tarafa kaç. Open Subtitles وإن أردتِ أن تعيش ابنتكِ فاهربي في الاتجاه الآخر كلّما سمعتِ همساً
    Eğer peşine giderse bizde öbür tarafa hızlıca koşarız. Open Subtitles إذا اتّجه نحوه سنركض في الاتجاه الآخر نحو الطّريق الرئيسيّ.
    Sürekli yanlış tarafa bakıyorum,ve bu aralar bir şiir üzerinde çalışıyorum. Open Subtitles و اه , احتاج لتركيب هذه الكاميرا في المكتب انها تتجه دائما في الاتجاه الخاطىء وأنا نوعا ما اؤلف قصيدة
    Yüksek rakımlı bir dağcılık gezisinin ters yönde olanı gibi birşey... farklı yönü iplerlen aşağıya doğru koşuyorsunuz. TED وانه نوعا مثل رحلة تسلق جبال عالية الارتفاع في الاتجاه المعاكس، إلا أن كنت تمرر سلسلة من هذه الأمور الى الاسفل.
    Elektronlar bir yönde döner, Pozitronlar diğer yönde. TED الاكترونات تنتقل في اتجاه، و البوزيترونات في الاتجاه الآخر.
    Mesele, bütün bunların yanlış yönde ilerlemesi. TED المشكلة، أنها جميعها تسير في الاتجاه الخاطئ.
    Durup geriye dönmekten ziyade, atletler su altında takla atabilir ve ters yönde anında gitmeye başlayabilirdi. TED فبدلاً من التوقف والالتفاف، أصبح بإمكان الرياضيين التشقلب تحت الماء والانطلاق في الاتجاه المعاكس.
    Görünen o ki yolcuların çoğu alandan aynı yöne doğru kaçmış. Open Subtitles يبدو أنّ العديد منهم حاولوا الهرب من الموقع في الاتجاه نفسه
    New York götüme tekmeyi basmıyormuş, beni nazikçe doğru yöne doğru itekliyormuş. Open Subtitles تم نيويورك لا الركل مؤخرتي، كان بايعاز منه، بلطف، في الاتجاه الصحيح.
    Haydi, tam tersi yöne elimizden geldiği kadar hızlı koşalım. Open Subtitles دعونا فقط نجري بأسرع ما يمكننا في الاتجاه المعاكس هيا
    Yemek yiyeceksen, ahır diğer tarafta. Open Subtitles إذا أردت الأكل , فمحلات الطعام في الاتجاه الآخر.
    Ben, kazan dairesine inen kuzey koridordan gideceğim... sizler de öbür taraftan gelin. Open Subtitles أنا متوجه إلى الممر الشمالي المؤدي إلى غرفة المرجل لذلك يا رفاق اذهبوا في الاتجاه الآخر.
    Çin doğru yolda ilerlese de önümüzde hâlâ uzun bir yol var. TED وعلى الرغم من أن الصين تسير في الاتجاه الصحيح، نعلم أن الطريق لا يزال طويلًا أمامها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more