Son on yılda bunun çok üzücü bir örneği yaşandı. | TED | كان هناك مثال حزين على هذا الأمر في العقد الماضي. |
Son on yılda ya da yirmi yılda bazı insanlar teknolojiyi kullanarak sanatsal şeyler yapmaya başladılar. | TED | بعض الناس في العقد أو العقدين الماضيين بدأو في إنشاء ودمج الأعمال الفنية مع التكنولوجيا. |
Kargoyu boşaltmak kontratta yoktu. | Open Subtitles | إغراق الشحنة ذلك لم يكن في العقد الذي بيننا |
Şirket, kontratta bulunan yasal bir boşluktan faydalanmaya başladı ve bu da yatırımcıların milyonlarca dolar kaybetmesine neden oldu. | Open Subtitles | الشركة إستغلت فجوةً في العقد مما سمحَ لهم أن يسحبوا الملايين على المستثمرين |
son on yıldır hiç sertleşmedim ama o tamamen başka bir hikaye. | Open Subtitles | بالطبع، لم أحصل على انتصاب في العقد الأخير لكن هذه قصّة أخرى |
Sözleşmede bir sürü belirsiz alan var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأمور الغير واضحة في العقد |
Brezilya'da geçtiğimiz on yıl boyunca orman tahribatı %70 oranında azaltıldı. | TED | في البرازيل، معدل إزالة الغابات تقلص 70 بالمائة في العقد الماضي. |
Sözleşmedeki bir madde rehberin üzerine delik açmayı yasaklıyor. | Open Subtitles | شيئ ما في العقد بخصوص عدم التسبب في ثقوب في المرشدة |
Son 5-10 yıl içerisinde 250 milyon çocuğa bağışıklık kazandırıldı. | TED | 250 مليون طفل تم تلقيحهم في العقد والنصف الماضيين |
Önümüzdeki on yılda, dünyanın geri kalanına görevimizin ne olduğunu hatırlatan bin tane şefkatli şehir görmek isterim. | TED | أود أن أرى ألف من المدن العطوفة في العقد القادم هذا يذكر بقية العالم بواجبنا. |
Son on yılda, insanlara hep daha fazla seçenek sunmanın üç ana olumsuz sonucunu gördük. | TED | في العقد الماضي راقبنا ثلاث عواقب سلبية لعرض الكثير والكثير من الخيارات على الناس |
Diyelim ki Brezilya GSYİH'yı gelecek on yılda iki katına çıkarmak için iddialı bir ekonomik plan benimsiyor. | TED | لنقل أن البرازيل تتبنى خطة إقتصادية جريئة لمضاعفة الإنتاج المحلي في العقد القادم. |
Bu program son on yılda ormanlık alanların azaltılmasında yüzde 70 düşüş sağladı. | TED | وقد حقق هذا البرنامج منذ ذلك الحين تخفيضًا يعادل 70 في المائة في إزالة الغابات في العقد الماضي. |
Eğer böyle devam edersek, gelecek on yılda büyüme olmayan bir dünyada yaşamayı öğrenmek zorunda kalacağız. | TED | إذا استمررنا هكذا ، نحن بحاجة لتعلم كيف نعيش في عالم بدون نمو في العقد القادم |
Belli ki, tam değişiklikler onun avukatının onayladığı kontratta yokmuş. | Open Subtitles | حسناً , الغييرات بالضبط ليست في العقد الذي وافق عليه المحامي |
Bana imzalattığın kontratta gördüm ki bugün senin doğum gününmüş. | Open Subtitles | في العقد انت جعلتني اوقع رأيت ذلك انه اليوم يصادف يوم ميلادك |
muhtemelen son on yıldır İngiliz medyasında en çok yazılan deney. Bu deney balık yağı hapları ile ilgili. | TED | التي من هى أكثر التجارب صحة للذِكر في أنباء المملكة المتحدة ذُكر في العقد الماضي وهذه التجربة بخصوص حبات زيت السمك |
Bizi büyüme düşüşünden çıkaracak ve son on yıldır küreselleşmenin şekillenme biçimini radikal olarak değiştirecek. | TED | وسوف يخرجنا من الركود بالنمو وسيحدث تغييرًا جذريًا بشكل العولمة التي تشكلت من قبل في العقد الماضي |
Sözleşmede ki bir madde bana imzadan caymam için otuz gün süre veriyor ve bu maddeyi değerlendirmek istiyorum. | Open Subtitles | هناك خيار في العقد يسمح لي للتراجع خلال 30 يوما من التوقيع لذا أريد استخدام هذا الخيار |
Geçtiğimiz on yıl içinde her zamankinden daha çok zenginliğe sahibiz. Fakat çoğu Amerikalılar'ın geliri düştü. | TED | لقد أنشأنا المزيد من الثروة في العقد الماضي من أي وقت مضى، ولكن لأغلبية أميركيين، انخفض دخلهم. |