"في الواقع كان" - Translation from Arabic to Turkish

    • Aslında
        
    • bir
        
    Yaptığımız Aslında şuydu, biyomalzemeleri bir köprü gibi kullanıyoruz böylece organdaki hücreler adeta köprü üzerinde yürür gibi gidiyorlar, ve oradaki boşluğu doldurarak o dokunun yenilenmesini sağlıyorlar. TED ما فعلناه في الواقع كان أننا استخدمنا الخامة الحيوية كجسر لتتمكن خلايا العضو من عبور هذا الجسر، إذا أردتم القول، لتعمل على ملء الفراغ وتجدد هذا النسيج.
    Bu Aslında hastalık veya ölüm potansiyeli olan 21 gün anlamına geliyordu. TED وهذا في الواقع كان يعني 21 يوماً للمرض المحتمل أو الموت.
    Ben hepsini yaptım. Aslında 2 yıl önce yaptığı herşeyi. TED و قد قمت بكل ذلك، في الواقع .. كان الجميع يفعل ذلك منذ عامين.
    İyice düşündüğümüzde anladık ki; olanlar Aslında ben ve ekibimin hatasıydı. TED ثم اتضح، عندما بدأنا التفكير لاحظنا أنه في الواقع كان خطئي أنا و فريقي
    Aslında, ozonun incelmesi üzerine frene basma kararını gerçekten belirleyen şey, protokolde yapılan son değişikliklerdi. TED فهو في الواقع كان تعديلًا لاحقًا للبروتوكول، والذي فعلياً شكل القرار لوقف استنفاذ طبقة الأوزون،
    Grace'in tozun şeker olduğunu düşündüğü durumda, çünkü 'şeker' olarak etiketlenmişti ve kahve makinesinin yanındaydı, ancak Aslında toz zehirdi. TED حيث اعتقدت غريس أنّ المسحوق كان السّكّر، لأنه عُلِّمَ السّكّر و بماكينة القهوة، لكنّ في الواقع كان المسحوق سمًّا .
    İçgüdüleri ona bir gizemi çözdüğünü söylüyordu ama Aslında yaptığı şey bağımlı olduğu şeyden bir doz almaktı. TED أخبرتها غريزتها بأنها تحاول حل الغموض، لكن ما كانت تفعله في الواقع كان الحصول على جرعتها.
    - Aslında biraz daha farklı bir sebebi vardı. - Herkesi deniz tuttu. Open Subtitles في الواقع كان شيئا آخر تماما الجميع كان بهم دوار البحر
    Dünyaca ünlü mucit, Aslında New York'un en ilgi çekici bekarıydı da. Open Subtitles في الواقع , كان المخترع الاشهر عالميا هو ايضا اعذب نيويورك الاكثر اثاره
    Aslında, bir yerlerde bir kutu Tango olacaktı. Open Subtitles في الواقع كان لدي علبة من التانجو، فى مكان ما
    Aslında, sihrin başlangıcı tarih öncesi zamanlara dayanıyor. Open Subtitles في الواقع كان الأمر كذلك، أصل السحر يعود تاريخها إلى عصور ما قبل التاريخ.
    Aslında, büyük bir müzik şirketiyle anlaşması vardı, ayrıca listelerden düşmeyen hit şarkıları ve kapalı gişe turneleri oldu. Open Subtitles في الواقع, كان لديها عقد تسجيل كبير ولوحة إعلانات و جولة فنية
    Aslında şişirilmiş bir uçaksavar baraj balonuydu ama yerde kendiliğinden hareket edip duruyordu. Open Subtitles الوحش الفضي ؟ في الواقع كان كتلة من البالون منتفخ لكنه كان يتحرك بنفسه على الارض
    400 milyon dolar, Aslında. Avukatım seninkinden daha iyiydi. Open Subtitles 400مليون في الواقع كان محامي أفضل من محاميك
    Ama oluşturduğu sistem Aslında kabus derecesinde karışıktı. Open Subtitles و لكن في الواقع كان نظامه معقدا بشكل مربك
    Ama Aslında yeni biri vardı değil mi? Open Subtitles لكن في الواقع , كان لديك إمرأة اخرى أليس كذلك؟
    Bugün bir psikolojik boşalma beklemiyordum ama Aslında çok iyi geldi. Open Subtitles لم أكن أتوقع جلسة للتنفيس عن المشاعر ولكن في الواقع كان شُعوراً جيداً
    Aslında o, bir uzay gemisinin parçası. Open Subtitles وهذا في الواقع كان قطعة من سفينة الفضاء.
    Güzel bir manzara, huzurlu bir ortam ancak yardım isteyen birkaç çocuğun ağlamasıyla bu ortam bozuluyor. TED وكان المنظر جميلًا، ولكن شابه صوت صراخ طفل في الواقع كان عدد من الأطفال بحاجة لمن ينقذهم من الغرق
    Aslinda yasi geckin bir adamdi, 70'lerinin ortalarinda. TED في الواقع كان رجلا عجوزا في منتصف السبعينات حتى تعلمون.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more