"في بادئ" - Translation from Arabic to Turkish

    • İlk başta
        
    • Öncelikle
        
    • İlk önce
        
    • En başta
        
    • Başlangıçta
        
    • İlk olarak
        
    • İlk başlarda
        
    • İlk başlar
        
    • ilk
        
    İlk başta, yırttığım için rahatlamıştım, ama şimdi belli bir utanç hissi içimi dolduruyor ve sonsuza kadar orada kalacak! Open Subtitles لقد كنت مرتاحا في بادئ الأمر للخروج من ذلك الموقف ولكن الآن يوجد ذلك الإحساس بالمهانة والذي سيظل بصحبتي للأبد
    - İlk başta hepimiz bunu isteriz. Ama dünya böyle değildir. Open Subtitles كلنا نريد , في بادئ الأمر العالم لا يسير هكذا
    Öncelikle banka meselesini halledelim, sonra da otel işini. Open Subtitles سنستخدم البنك في بادئ الأمر و من ثم سنكمل عملنا في الفندق
    Adam ilaç alıyor muydu? Evet. İlk önce uyuşturucu bağımlısı olduğunu sandım. Open Subtitles نعم في بادئ الأمر أعتقدت أنه يأخذها لأنه كان مدمن على المخدرات
    En başta biraz tuhaf olur ama, yürütebilirim. Open Subtitles سيكون غريباً في بادئ الأمر ولكن بإمكاني جعل العلاقة تنجح
    Bununla farkettim ki projemin gerçekleşmesi Başlangıçta düşündüğümden çok daha zordu. TED ذلك جعلني أدرك أن مشروعي كان حقيقةً صعب التحقيق مما كنت اعتقد في بادئ الأمر.
    İlk olarak, yorum yok demek yorum yok demektir. Open Subtitles حسنا,في بادئ الامر لا تعليق يعني لا تعليق
    ilk başlarda sadece seninle görev anlayışı içinde ilgilendim. Open Subtitles أثار إهتمامي بكِ في بادئ الأمر من باب الطاعة
    İlk başta, diğer oyuncular ona iyi davranıyorlardı. Open Subtitles في بادئ الأمر عامله اللاعبون الآخرون بإنصاف
    İlk başta, Brad G. Benton'ın ciddi olduğuna inanamadım. Open Subtitles في بادئ الامر , لم اصدق ان براد ج. برينتون كان جادا
    Okul ilk başta heyecan vericiydi. Open Subtitles ..المدرسة كانت مثيرة في بادئ الأمر بداية جديدة في بلاد جديدة
    Hayır... yani, ilk başta değil... Open Subtitles لا ، أنا أعني لا ، ليس ، ليس في بادئ الأمر ، ولكن
    İlk başta barmen yardımcılığı gibi olacak, ama iyi iş çıkarırsan devamı gelebilir. Open Subtitles إنه فقط نادل مساعد في بادئ الامر لكننا سنحظى بوقت جيد, وسيبقي هذا الأضواء مشتعلة
    Öncelikle bana kaçırılma davasında yardım ettiğin için teşekkür etmek istiyorum. Open Subtitles في بادئ الأمر، أريدُ أن اشكركَ. لمساعدتي بعملية الإختطاف.
    Herhangi bir değişiklik Öncelikle bu deneklerde gözükecek. Open Subtitles أي تغيرات يجب أن تظهر في هذه الكائنات في بادئ الأمر
    İlk önce yanında biri var sandım; ama korkuyordu. Open Subtitles في بادئ الأمر، أعتقدت أنه مع أحد آخر لكنه كان مخيفاً
    Kişisel favorim. İlk önce, hareket ettim, makinayı bıraktım. Open Subtitles و في بادئ الأمر ظننت أنني تركت ماكينة القهوة تعمل
    Muhtemelen, belki... bilirsin En başta harita olduğunu düşünmen ilk varsayımının yanlış veya kötü olduğunu göstermez. Open Subtitles ربما، ولكن اعتقادك أنها خريطة في بادئ الأمر لا يجعل من افتراضك الأول سيئًا أو خاطئًا
    En başta onu görmedik diyelim... gerçekten başka açıklaması yok. Open Subtitles . . نقول أننا لم نره في بادئ الأمر نقول أيّ تفسير غير الحقيقة
    Fikrinizi değiştirmek için gerekeni bir kez düşündüğünüzde Başlangıçta neden bu kadar emin olduğunuzu merak etmeye başlarsınız. TED حالما تبدأ التفكير بشأن ما يلزم لتغيير رأيك، تبدأ بالتساؤل لماذا كنت مقتنعاً في بادئ الأمر.
    Başlangıçta aramız biraz gergin gibiydi. Open Subtitles في بادئ الأمر كان هناك قليل من التوتر بيننا.
    İlk olarak, onun, söylediğin kişi olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles في بادئ الأمر,لاأعتقد أنها مثلما تقول
    Önemli değil. İlk başlarda, cehennemden gelen sap etkisi yarattın, ama sonra sana bir şeyler yaptırınca düzeldik. Open Subtitles لا, توقّف لوم نفسك، في بادئ الأمر كنت تنغّص خصوصيّتنا
    İlk başlar farklıydı. Open Subtitles في بادئ الامر كانت دراسة
    Yaptığı şey ilk etapta geniş adımlarla aramak, ama daha sonra oldukça hassas. TED وما تقوم به هو التحرك، بخشونة في بادئ الأمر وبدقة عالية بعد ذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more