İlk başta, yırttığım için rahatlamıştım, ama şimdi belli bir utanç hissi içimi dolduruyor ve sonsuza kadar orada kalacak! | Open Subtitles | لقد كنت مرتاحا في بادئ الأمر للخروج من ذلك الموقف ولكن الآن يوجد ذلك الإحساس بالمهانة والذي سيظل بصحبتي للأبد |
- İlk başta hepimiz bunu isteriz. Ama dünya böyle değildir. | Open Subtitles | كلنا نريد , في بادئ الأمر العالم لا يسير هكذا |
Öncelikle banka meselesini halledelim, sonra da otel işini. | Open Subtitles | سنستخدم البنك في بادئ الأمر و من ثم سنكمل عملنا في الفندق |
Adam ilaç alıyor muydu? Evet. İlk önce uyuşturucu bağımlısı olduğunu sandım. | Open Subtitles | نعم في بادئ الأمر أعتقدت أنه يأخذها لأنه كان مدمن على المخدرات |
En başta biraz tuhaf olur ama, yürütebilirim. | Open Subtitles | سيكون غريباً في بادئ الأمر ولكن بإمكاني جعل العلاقة تنجح |
Bununla farkettim ki projemin gerçekleşmesi Başlangıçta düşündüğümden çok daha zordu. | TED | ذلك جعلني أدرك أن مشروعي كان حقيقةً صعب التحقيق مما كنت اعتقد في بادئ الأمر. |
İlk olarak, yorum yok demek yorum yok demektir. | Open Subtitles | حسنا,في بادئ الامر لا تعليق يعني لا تعليق |
ilk başlarda sadece seninle görev anlayışı içinde ilgilendim. | Open Subtitles | أثار إهتمامي بكِ في بادئ الأمر من باب الطاعة |
İlk başta, diğer oyuncular ona iyi davranıyorlardı. | Open Subtitles | في بادئ الأمر عامله اللاعبون الآخرون بإنصاف |
İlk başta, Brad G. Benton'ın ciddi olduğuna inanamadım. | Open Subtitles | في بادئ الامر , لم اصدق ان براد ج. برينتون كان جادا |
Okul ilk başta heyecan vericiydi. | Open Subtitles | ..المدرسة كانت مثيرة في بادئ الأمر بداية جديدة في بلاد جديدة |
Hayır... yani, ilk başta değil... | Open Subtitles | لا ، أنا أعني لا ، ليس ، ليس في بادئ الأمر ، ولكن |
İlk başta barmen yardımcılığı gibi olacak, ama iyi iş çıkarırsan devamı gelebilir. | Open Subtitles | إنه فقط نادل مساعد في بادئ الامر لكننا سنحظى بوقت جيد, وسيبقي هذا الأضواء مشتعلة |
Öncelikle bana kaçırılma davasında yardım ettiğin için teşekkür etmek istiyorum. | Open Subtitles | في بادئ الأمر، أريدُ أن اشكركَ. لمساعدتي بعملية الإختطاف. |
Herhangi bir değişiklik Öncelikle bu deneklerde gözükecek. | Open Subtitles | أي تغيرات يجب أن تظهر في هذه الكائنات في بادئ الأمر |
İlk önce yanında biri var sandım; ama korkuyordu. | Open Subtitles | في بادئ الأمر، أعتقدت أنه مع أحد آخر لكنه كان مخيفاً |
Kişisel favorim. İlk önce, hareket ettim, makinayı bıraktım. | Open Subtitles | و في بادئ الأمر ظننت أنني تركت ماكينة القهوة تعمل |
Muhtemelen, belki... bilirsin En başta harita olduğunu düşünmen ilk varsayımının yanlış veya kötü olduğunu göstermez. | Open Subtitles | ربما، ولكن اعتقادك أنها خريطة في بادئ الأمر لا يجعل من افتراضك الأول سيئًا أو خاطئًا |
En başta onu görmedik diyelim... gerçekten başka açıklaması yok. | Open Subtitles | . . نقول أننا لم نره في بادئ الأمر نقول أيّ تفسير غير الحقيقة |
Fikrinizi değiştirmek için gerekeni bir kez düşündüğünüzde Başlangıçta neden bu kadar emin olduğunuzu merak etmeye başlarsınız. | TED | حالما تبدأ التفكير بشأن ما يلزم لتغيير رأيك، تبدأ بالتساؤل لماذا كنت مقتنعاً في بادئ الأمر. |
Başlangıçta aramız biraz gergin gibiydi. | Open Subtitles | في بادئ الأمر كان هناك قليل من التوتر بيننا. |
İlk olarak, onun, söylediğin kişi olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | في بادئ الأمر,لاأعتقد أنها مثلما تقول |
Önemli değil. İlk başlarda, cehennemden gelen sap etkisi yarattın, ama sonra sana bir şeyler yaptırınca düzeldik. | Open Subtitles | لا, توقّف لوم نفسك، في بادئ الأمر كنت تنغّص خصوصيّتنا |
İlk başlar farklıydı. | Open Subtitles | في بادئ الامر كانت دراسة |
Yaptığı şey ilk etapta geniş adımlarla aramak, ama daha sonra oldukça hassas. | TED | وما تقوم به هو التحرك، بخشونة في بادئ الأمر وبدقة عالية بعد ذلك |