"في طريقك" - Translation from Arabic to Turkish

    • Yolda
        
    • yoluna
        
    • Önünüze
        
    • Yola
        
    • yolunda
        
    • gidiyorsun
        
    • giderken
        
    • Çıkarken
        
    • gelirken
        
    • Yolunun üzerinde
        
    Bu arada, anneni arayıp ona Yolda olduğunu söylememi istermisin? Open Subtitles هل تريدين أن اتصل بإمك واخبرها بإنك في طريقك للمنزل؟
    Yolda gelirken de gördüğünüz gibi etrafımız karayolları ile çevrili. Open Subtitles كما رأيتَ في طريقك إلى هنا، نحن مُحاطون بالطرق السريعة.
    yoluna çıkacak ve kendinden nefret etmeni sağlayacak tek şey ezik olup olmaman. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي سيحصل في طريقك وتجعلك تكره نفسك هو إذا كنت العاهرة.
    Çocuklarıma da dediğim gibi olumlu bakmaya devam ederseniz her şey Önünüze gelir. Open Subtitles تماما كما أخبرت أبنائي حافظوا على السلوك المتفائل و الأشياء ستسقط في طريقك
    Bunu biliyorsun, bu yüzden dün gece yoluna kim çıkarsa çıksın tartışarak... hemen Yola koyulmak için hazırdın. Open Subtitles أنت تعلم ذلك .. و كنت مستعد للذهاب ليلة البارحة كنت تجادل اي شخص يقف في طريقك
    Korsanlar hakkında kötü düşünmene rağmen korsan olma yolunda ilerliyorsun. Open Subtitles لديك نظرة كئيبة عن القراصنة كنت في طريقك لتصبح قرصاناً
    Ayrıldık, sen bir yöne gidiyorsun ben başka bir yöne. Open Subtitles لقد تعدينا حدودنا, أنت ستذهب في طريقك, وأنا في طريقي
    Güzel, babanı görmeye giderken beni de o boş alana bırakıver. Open Subtitles عظيم . أذا اعدنى إلى ملعب البيسبول وانت في طريقك لوالدك
    Senin şu Craig'in büyük tekne işi için Yolda olman gerekmiyor mu? Open Subtitles لا ينبغي أن تكون في طريقك إلى كريغ، كبيرة، اه، وظيفة القارب؟
    Daha da kötüsü; etraf çok karanlık ve zar zor görebiliyorsunuz, Yolda bulduğunuz eski fener de küçük bir alanı aydınlatabiliyor. TED ولجعل الأمر أسوأ فإنّ الظلام حالكٌ هناك يجعلك بالكاد ترى والمُشكاة التي التقطتها في طريقك تنير منطقةً ضئيلةً فقط
    Elbette, mahkemeye giderken Yolda kaçmaya çalışıp, vurulabilirsin de. Open Subtitles دائماً من الممكن ان يطلق عليك النار في طريقك إلى المحكمة إذا حاولت الهروب بطبيعة الحال
    Oraya giderken Yolda Portekizce öğrenmen gerekiyor. Open Subtitles يجب أن تتعلم البرتغالية وأنت في طريقك إلى هناك
    Ve eğer Yolda düşürürsen yerden aldırıp yediriyorlar. Open Subtitles وإذا أوقعتها في طريقك يجعلونك تلتقطها وتأكلها
    Öğrendiğim tek şey yoluna ne çıkarsa çıksın devam etmen gerektiği. Open Subtitles شيئ واحد تعلمته عليك أن تتابع مقاومة ما يعترضك في طريقك
    Bu araştırmanın sonucu ona kötü bir şekilde yansıyacak olursa Önünüze daha iyi bir pozisyon çıkabilir. Open Subtitles إذا كانت نتائج هذا التحقيق لتعكس بشكل سيئ على بلدها، و وضع أفضل يمكن أن تأتي في طريقك.
    - Miami. Önünüze gelen işleri yaparsınız. Open Subtitles و أنت تقوم بأي عمل يأتي في طريقك
    Eddie'yi de işe giderken Yola atsana böylece hat-trick yapmış olursun? Open Subtitles لم لا تخرج إيدي أيضا في طريقك إلى العمل و تخفيه بخدعة القبعه؟
    Ne önemi var yolunda yağmurun yağmasının ve yağmur damlaları pıt pıt düşse. Open Subtitles ماذا يهم إذا كان المطر يأتي في طريقك وقطرات المطر طقطق على طول؟
    Evet küçük dostum, demek Kuzey Kahin'ine gidiyorsun? Open Subtitles لذا، سأرافقك، و أنت في طريقك إلى الأوراكل الجنوبية؟ نعم.
    Başka bir erkeği görmeye giderken kapımın önünde neden hava attın? Open Subtitles لمَ استعرضتي جسدك من أمام بابي في طريقك لرؤية رجل آخر؟
    Yani diyorsun ki sana taksi... havaalanından Çıkarken mi çarptı? Open Subtitles تعني أنك أصطدمت بسيارة أجرة وأنت في طريقك من المطار
    Yolunun üzerinde başka bir şey daha var. Open Subtitles أنت تعرف شيء أخر في طريقك? بابي الأمامي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more