"في وقت لاحق" - Translation from Arabic to Turkish

    • Sonra
        
    • Başka zaman
        
    • başka bir zaman
        
    • Görüşürüz
        
    • Bir ara
        
    • ilerleyen saatlerinde
        
    • sonradan
        
    • ilerleyen saatlerde
        
    • geçmişe
        
    Yemek atıklarımı iç bir malzemeye dönüstürmek için bunların içine koydum. ki böylece saklayabiliyor ve Sonra gübre haline getirilebiliyorum. TED أضع مخلفات الطعام في هذا المجفف، الذي يحول الطعام إلي مادة داخلية، أستطيع تخزينها ثم أحولها لسماد في وقت لاحق.
    Deminan da kısa süre Sonra onlara yetişti ve katıldı. TED التحق بهم ديمينان في وقت لاحق قليلاً، وتبعهم إلى المنزل.
    İkisini de alın. Başka zaman ödersiniz. Open Subtitles لا داعي , خذي الاثنين و يمكنكِ أن تدفعي في وقت لاحق
    Şimdi zamanı değilse, Başka zaman da gelebilirim. Open Subtitles إذا مسكت لك في وقت سيء، أنا يمكن دائما العودة في وقت لاحق.
    İradenin beyindeki konumunu tartışmaya başka bir zaman devam ederiz. Open Subtitles نحن سَنُناقشُ موقع الإرادةِ في تركيبِ المخ في وقت لاحق
    Tamam, seninle Sonra provada Görüşürüz. Open Subtitles كل الحق، وسوف يمسك لك في وقت لاحق في بروفة. حسنا.
    - Dünya'mda geliştirdiğimiz bir şey. - Bir ara gösteririm size. Open Subtitles إنه شيء عادي على أرضنا سأريك كيف فعلتها في وقت لاحق
    O yıl daha Sonra Sovyet yönetimi kendi nükleer güçlerinin gösterisini izlediler. Open Subtitles في وقت لاحق من ذلك العام، شهدت القيادة السوفيتية استعراضًا لقوتها النووية
    Onu şuraya bırak güzelim, eti daha Sonra içeri alırım. Open Subtitles اتركيها يا عزيزتي ، سوف احضر اللحوم في وقت لاحق.
    Seni görmek de güzel. Şu an toplantıdayım, belki Sonra. Open Subtitles تسرني رؤيتك , أنا في إجتماع ربما في وقت لاحق
    Üzgünüm, efendim, maalesef şuan müsait değil lütfen daha Sonra tekrar arayınız. Open Subtitles انا آسفه يا سيدي,لكنه غير موجود الان اتصل في وقت لاحق شكراً
    Sonra o gün polis onun arabasını kana bulanmış olarak buldu. Open Subtitles في وقت لاحق من ذلك اليوم الشرطة إكتشفت سيارته مغطاه بالدمّ.
    Buna daha Sonra devam edeceğiz ama şimdi benim sorunuma odaklansak? Open Subtitles سنستمع لكِ في وقت لاحق ولكن للوقت الحالي أيمكننا التركيز عليّ؟
    - Başka zaman belki. Şimdi yalnız kalmak istiyorum. Open Subtitles ربما في وقت لاحق يا روز,لاني افضل الان المضي في كفاحي للحصول على بعض الخصوصيه.
    Nefesini boşa harcamışsın. Başka zaman konuşalım. Open Subtitles لقد اهدرت أنفاسك لنتكلم في هذا في وقت لاحق
    Araba kullanmayı Başka zaman öğretirim. Kenara çek. Open Subtitles سأعلمك كيف تقودين في وقت لاحق أوقفي السيارة
    Tamam, başka bir zaman istediğin kadar ağız dalaşı yapabiliriz. Pozisyonunu satacak mısın? Open Subtitles يمكننا أن نتجادل كما تريد في وقت لاحق لكن هل ستخرج من المسألة؟
    Bu durumda başka bir zaman gideceksin demek. Open Subtitles حسنا , عليكِ أن تفعلي ذلك في وقت لاحق موافقة ؟
    Havayolundan söğüşlediğin 300 bini alıcam ve geri kalan 10 bini de... başka bir zaman ödemek üzere borç alıcam. Open Subtitles والعشرة ألف دولار المتبقية سأتعيرها منك وأعيدها لك في وقت لاحق.
    - Sonra Görüşürüz. - Evet, hadi yakışıklı. Open Subtitles ــ حسناً، أراك في وقت لاحق ــ نعم، انتصر أيها الوسيم
    Belki Bir ara buluşup bunun hakkında konuşabiliriz. Open Subtitles ربما قد نستطيع أن نتقابل في وقت لاحق و نتحدث عنه
    Boğazındaki tüpü günün ilerleyen saatlerinde çıkaracağız. Open Subtitles سنخرج هذا الأنبوب من حلقك في وقت لاحق من اليوم
    Bunun yarısının, 600.000 kişide, kalbinde kalıcı hasar meydana gelir ki bu durum sonradan çok kötü problemler yaşamalarına sebep olur. TED نصفهم تقريبا ،أي ٦٠٠ ألف لديهم ضرر دائم بالقلب التي من شأنها أن تسبب لهم مشاكل سيئة للغاية في وقت لاحق
    İlerleyen saatlerde kaynağımızla buluşacağız... diğer adıyla "Death Awaits". Open Subtitles في وقت لاحق من الليلة سنلتقي مع مصدر مجهول
    geçmişe şöyle bir bakarsak tam o an benim eve gelip edepsizleşmeye karar vermişsin. Open Subtitles أجل, أتعرفين في وقت لاحق أعتقدأن هذه اللحظة التي قررتِ ان تأتي معي للمنزل ونمرح سوياً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more