"فُرصة" - Translation from Arabic to Turkish

    • şans
        
    • şansı
        
    • fırsat
        
    • şansımız
        
    • şansın
        
    • şansım
        
    • şansınız
        
    • ihtimal
        
    Ama lütfen bana bir şans daha ver, tek istediğim bu. Open Subtitles ولكن أرجوك أن تمهلنى فُرصة أخرى .. وهذا كل ما أطلبه
    Bea, bu şans. Sen bak, Kit gibi yap. Open Subtitles بيا , إنها فُرصة . أجيبى على الهاتف , تظاهرى بأنكى كيت
    Ölülere, başka bir yaşam şansı vermenle ilgili. Open Subtitles عن مُساعدة الموتي للحصول علي فُرصة أخري في الحياة
    Bazen ona "sık dişini ve yap şu işi, böyle bir fırsat bir daha ele geçmez" demek istiyorum. Open Subtitles أحيانا أريد أن أخبرها بأن عليها أن تتحامل على نفسها و تباشر بالأمر فأنتي لن تحصلي على فُرصة مماثلة
    Kendi evimizi inşa etmek için şansımız olmadı o yüzden ben de kafamın içinde inşa ettim. Open Subtitles لم تسنح لنا فُرصة أبداً لبناء منزلنا لذا بنيته بخيالى
    Dostum, özgür kalabilmek için gerçek bir şansın var. Open Subtitles يا صديقي لديك فُرصة جيدة لكي تكون حُراً
    Son beşten biri değilsem, kendi türümü son kez görme şansım olacak bu. Open Subtitles إذا لم أكن واحداً من الخمسة الأخرون إذن فإن هذه أخر فُرصة لدى لرؤية قومى ثانية
    Çok hoş. Ama durması için ona şans vermiştim ve o, kabul etmedi. Open Subtitles ولكنني أعطيتها فُرصة للتوقّف وهي لم تستغلّ تلك الفُرصة
    Her zaman bir şans vardır. İlaçla etkileşime girmemiştir. Open Subtitles هناك دائماً فُرصة أنها لمْ تتفاعل مع العقار.
    İnan bana, hedefin eline ufacık bir şans geçse hepimizin işini bitirir. Open Subtitles صدقني إن حظي هذا الهدف بنصف فُرصة سوف يقضي علينا.
    Elimize bir şans geçti, inisiyatif kullandım. Open Subtitles لقد وجدنا فُرصة ,للإمساك بزمام المُبادرة
    Hırsızlara, her şeyi geri vermeleri için bir şans verilecek. Open Subtitles اللصوص سيحْصلون على فُرصة واحدة ليرْجعوا كل شيْء
    Adada mahsur kalmış kokmuş birinin de en az sizin kadar şansı var. Open Subtitles ناجٍمنسفينةغارقةقذر، لديه فُرصة.. مثل التي لديكم
    bu çekim gücünün olduğu yerde, uzay ve zamanın bir kısayolunu yaratma şansı olabilir. Open Subtitles و حيثُ توجد الجاذبيّة القويّة ثمة فُرصة ابتكار طريق مُختصر .عبر الزمان و المكان
    En sonunda onun himayesinden kurtulma şansı yakaladın, kullan bunu. Open Subtitles إنّك أخيرًا لديك فُرصة للخروج من تحت جناحه، إغتنميها
    Kötü haber vermeyi başkasına devretmek için hep bir fırsat kollardım. Open Subtitles هيي, أنا على إستعداد دائم للتخلي عن فُرصة لنقل الأخبار السيئة, التالي؟
    Ross'tan kurtulmak ve bundan sorumlu olmamak için ne büyük fırsat, Scott'suz. Open Subtitles يا لها مِن فُرصة مِثالية للإطاحةِ بروس و النجاة بذلك
    Sarılıp bu işi tatlıya bağlama şansımız yok, değil mi? Open Subtitles لاتوُجد فُرصة لكى نُسوى هذا الخلاف ، صحيح؟
    Baksana, buna ihtiyacı var. Ve bizim de ona yardım etmek için bir şansımız var. Open Subtitles ،إنها بحاجةٍ لهذا و هناك فُرصة إمكانية مُساعدتها
    Tek şansın var, silahı indir. Open Subtitles لديك فُرصة واحِدة لِذا، أخفِض مُسدّسك
    Ted yine bir yanlış yaparsa tekrar şansım olur diye düşündüm. Open Subtitles ظننت أنه لو أخطأ (تيد) مُجدداً سيُعطيني فُرصة أُخرى
    Benzersiz şeyler başarmak için muazzam bir şansınız var. Open Subtitles لديّك فُرصة رائعة للغاية أنّ تفعل شيء مُميز.
    50 kalibrelik bir şey alsan belki bir ihtimal. Open Subtitles اذهبي واحضري بندقية 50 طَلقة وعندها رُبّما يكون لديكِ فُرصة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more