Kocam iyi bir şarap mahzeni olacağını düşünmüştü. | Open Subtitles | فكر زوجي ان هذا يَجْعلُ قبو النبيذِ جيدِ. |
Bu galakside şifresini kıramayacağım tek bir kasa veya oda yok. | Open Subtitles | هناك ليست آمنة أو قبو في هذه المجرة لا أستطيع قضاء. |
Onlar en iyi müşterilerimdir. Hepsini şarap mahzeninde saklıyorum. | Open Subtitles | انهم من افضل زبائنى , واحتفظ بهم باردين فى قبو النبيذ |
Bu Belagio'nun kasası yerin 60 metre altında. | Open Subtitles | هذا قبو بيلاجيو ، تم تحديد موقعه تحت 200 قدم من الارض |
Ama işte benimle karanlık bir bodrumda sıkışıp kalmış durumdasın. | Open Subtitles | ورغم ذلك، ها أنت ذا عالق في قبو مظلم معي |
Ancak elimizde siyasi bir kasırga var ve herkes fırtına mahzenine gidiyor. | Open Subtitles | ، لكننا نمتلك إعصار سياسي بين أيدينا والجميع يتجه إلى قبو العاصفة |
Yatak odanızı evin bodrumuna taşırsınız veya hatta, ses yalıtımı yaptırırsınız. | TED | تنقلون غرفة نومكم إلى قبو المنزل، أو أنكم حتى ستضعون عازلًا للصوت. |
Film son beş yıldır, New York'ta Time-Life şirketinin binasında... bir kasada kilitli duruyordu. | Open Subtitles | لقد تم التحفظ عليه في قبو السنوات الخمس الماضية في مبنى البث المباشر في نيويورك |
Afyon mağaralarını yakıp, para kasasını aç, tamam mı? | Open Subtitles | حرق أوكار الأفيون، فتح قبو المال، أليس كذلك؟ |
Burayı yeniden kazdığımızda, insan mahzeni olarak kullanmalıyız. | Open Subtitles | فى منجمنا الجديد يجب أن نضع الناس فى قبو |
Şarap. Bir matbaa yakınında bir şarap mahzeni. | Open Subtitles | بل نبيذ , إذاً هناك قبو نبيذ بجوار المطبعه |
Bir keresinde soyulan bir kasa dairesindeydim. | Open Subtitles | هل تعلم اننى تعرضت للسرقه فى قبو مثل هذا من قبل |
Hoyt, kasa gözlüğüne ve kasanın tam yerini lazım. | Open Subtitles | هويت ، نحن بحاجة لمواصفات قبو وتأكيدا لمكانه. |
Kilisenin mahzeninde yaralı birçok kasabalı var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الجرحى، من سكان القرية في قبو الكنيسة |
Khasinau'nun kasası biyometrik giriş kontrolünü kullanıyor. Şifre yok, anahtar yok. | Open Subtitles | قبو كازانو يستخدم مقياس حيوى وليس شفره أو مفتاح |
Tacize uğradın, bodrumda kilitli kaldın eski hayatını unuttun, bu şekilde gerçek Mina'nın bilebileceği şeyleri hatırlamakta zorlandığında kimse senden şüphelenmeyecekti. | Open Subtitles | تم اختطافكِ وحبسك في قبو, لقد نسيتي حياتكِ السابقة وبهذه الطريقة لن يشك أحد في أن يكون لديكِ مشاكل في تذكر |
Duyan da savaşı şarap mahzeninden şarap mahzenine koşarak geçirdiklerini sanır. | Open Subtitles | حين تسمعينهم يروون ذلك ، تظنين أنهم ق قضوا الحرب زاحفين من قبو نبيذ لآخر |
Kilisenin bodrumuna bağlanan bir borudan aşağıya bir ceset attığını gördük. | Open Subtitles | رأيناهيرميالجثةفيأسفل الماسورة... لقد تخلّص منه في قبو تلك الكنيسة القديمة ... |
Ben güvenlik kameralarını kapatıp sizinle kasada buluşacağım. | Open Subtitles | أنا سوف تأخذ بها كاميرات مراقبة ومقابلتك في قبو. |
Şu anda Al Capone'un kasasını açmak üzere olan Geraldo Rivera gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بأنني الحارس " جيرالدو ريفيرا " مباشرةَ قبل فتح قبو زنزانة " آل كابون " " أشهر مجرم في التاريخ الأمريكي " |
Birisi tek kapıIı, kilitli bir kasaya nasıI girdi? | Open Subtitles | كيف يحصل شخص ما في قبو مغلق مع باب واحد فقط؟ |
Tamam iyi, ama bir şey söylemek istiyorum, Şarap mahzenini ödemeyeceğim. | Open Subtitles | حسن، هذا جيد ولكننى أريد أن أقول إننى لن أدفع لقاء قبو المشروبات لديك |
Şaraplarımızı saklamak için bir mahzen yaptık. | Open Subtitles | لتخزين النبيذ الإضافي الذي إشتريناه , أعددت قبو صغير |
Bu yüzden etraftaki birçok evin bodrumu yok. | Open Subtitles | لهذا السبب أغلب المنازل بهذه الأنحاء لا يحتوي على قبو |
En iyi ihtimalle emekliliğin gelinceye kadar bir mahzende mektup ayıklarsın. | Open Subtitles | فسوف ينتهي بك الحال في قبو تفتح الخطابات بالبخار حتى تقاعدك |
SD-6 kasasında duran ve Cole'un almak istediği sıvı vardı ya? | Open Subtitles | أتتذكرين قارورة السائل التى أرادها كول من قبو الـ إس دي |