| Ona bu konuda yararlı olduğum sürece, beni canlı tutmak için elinden geleni yapar. | Open Subtitles | انه سيبذل قصارى جهده ليبقيني على قيد الحياه فى ذلك القسم طالما انا ذى نفع له |
| Onu araştırmaya başladığımdan beri işimi zorlaştırmak için elinden geleni ardına koymuyor. | Open Subtitles | منذ بدأتُ التحقيق في أمره، وهو يبذل قصارى جهده ليصعّب عملي |
| Ama bana göre, makul olmak için elinden geleni yaptı. | Open Subtitles | لكن يبدو لي أنهُ بذل قصارى جهده و قد فعل الشئ اللائق |
| Tamam, elinden gelenin en iyisini yapmasını söyle. | Open Subtitles | حسنا، أخبريه أن يبذل قصارى جهده |
| 'Senden önce, başka bir komiser de elinden gelenin en iyisini yaptı.' | Open Subtitles | 'قبل آخر مفتش قبل بذل قصارى جهده. |
| Sana yemin ederim herkes elinden gelenin en iyisini yapıyor. | Open Subtitles | ...حسنٌ، أؤكد لك ،أن الجميع يبذل قصارى جهده .بما فيهم أنت |
| Sonuna kadar elinden geleni yap. | Open Subtitles | وهو أن يبذل المرء قصارى جهده حتى النهاية |
| Cerrah hastayı kurtarmak için elinden geleni yaptıktan sonra ihmale sebebiyet vererek öldürmek değil. | Open Subtitles | لا قتلهم بسبب الإهمال بعد ما بذل الجرّاح قصارى جهده لإنقاذه |
| O da bizim gibi elinden geleni yapmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | كان يحاول قصارى جهده كأننا جميعا، أليس كذلك؟ |
| Bazen anne ve babam için üzülürdüm ve o da beni neşelendirmek için elinden geleni yapardı. | Open Subtitles | وأود أن تنزعج أحيانا على أمي وأبي وانه يريد بذل قصارى جهده ليهتف لي. |
| Geçici navigasyon sistemi bozulmuştu ve bizi 1958'e en yakın yere getirmek için elinden geleni yaptı. | Open Subtitles | نظام الملاحة المؤقت فسد إلاّ أنه بذل قصارى جهده لإعادتنا لأقرب زمن ممكن لـ 1958 |
| elinden geleni yapmaya çalışırdı hep. Ben de yapıyorum işte. | Open Subtitles | يحاول دائما أن يبذل قصارى جهده وأنا أبذل ما في وسعي |
| Başkan Barack Obama, ulusa seslenişi sırasında içinde bulunduğumuz finansal krizden çıkmaya gayret ederken her birimizin elinden geleni yapmasını istedi. | TED | في خطابه الافتتاحي ناشد باراك أوباما كل واحد منا أن يبذل قصارى جهده في الوقت الذي نسعى فيه لننقذ أنفسنا من هذه الأزمة الاقتصادية الحالية. |
| Amerikalı bir çocuk gibi konuşmak için elinden geleni yapıyordu. | Open Subtitles | "كان يبذل قصارى جهده ليبدو صوته كفتى أميركيّ" |
| Ama elinden geleni yapıyor. | Open Subtitles | لكن,أتعلمين,إنه يبذل قصارى جهده |
| Elinden gelenin en iyisini yapmasını söyle. | Open Subtitles | أخبريه أن يبذل قصارى جهده |
| - Curtis elinden gelenin en iyisini yapıyor. | Open Subtitles | كورتيس يفعل قصارى جهده. |
| Bay Perkins, 15 yıllık ev sahibimiz yardımcı olmak için elinden gelenin en iyisini yaptı. | Open Subtitles | السيد (بيركنز) ، نزيلنا منذ ... ما يقرب من15 عاماً بذل قصارى جهده لمساعدتنا |
| Her gün elinden gelenin en iyisini yapıyordu. | Open Subtitles | \u200fبذل قصارى جهده كل يوم. |
| Ama Homer elinden gelenin en iyisini yapıyor. Biliyoruz. | Open Subtitles | -لكن (هومر) يبذل قصارى جهده |