| İlgi uyandıracak kadar kısa, ancak meseleyi örtecek kadar da uzun olması. | TED | يجب أن يكون قصيراً كفاية ليجذب الإنتباه، ولكن طويل كفاية ليغطي الموضوع. |
| Kimse kısa, şişman, zihinsel engelli bir çocuğu evlat edinmek istemez. | Open Subtitles | لا أحد يريد أن يتبنى طفلاً قصيراً, سميناً, ولديه إعاقة ذهنية. |
| Bana göre çok kısa falan değilsin. Annenin ne dediği umurumda değil. | Open Subtitles | وانت لست قصيراً جداً بالنسبة لي وانا لا يهمني ما ستقوله امك |
| Boyunun kısa olduğu düşüncesi yalnızca İngiliz savaş propagandasında gelir. | TED | وحقيقة أنه كان قصيراً لم تكن سوى دعاية من زمن الحروب البريطانية. |
| Ama hala, şapka giydin mi, eteğin ne kadar kısaydı gibi sorular vardı. | TED | ولكن هناك الكثير من الاسئلة كانت تدور في مخيلتي هل يجب ان ارتدي قبعة .. هل يجب ان ارتدي شيئاً قصيراً |
| Ve tanışıklığımızın kısa sürecek olması beni üzmüştü. | Open Subtitles | و شعرتُ بالأسف لأن تعارفنا لابد أن يكون قصيراً للغاية |
| Bu sırada, size, burnunda kayıt cihazı olan adamın hikâyesini anlatan kısa filmi sunmaktan gurur duyarız. | Open Subtitles | في هذه الأثناء, نحن سعيدين بأننا سنريكم فلماً قصيراً من بطولة رجل لديه جهاز تسجيلات داخل أنفه |
| - kısa boylu, 1.60 falan. | Open Subtitles | أكان رجلاً قصيراً ,بطول حوالي 5,1 أقدام؟ |
| Çok şişman, kısa saçlı biriydi... bana garip bir kitaptan resimler göstermişti. | Open Subtitles | كان سميناً جداً وشعره قصيراً... وعرض لي صوراً من كتاب صغير وغريب |
| Umarım uzun bir tören olur, çünkü balayı kısa olacak. | Open Subtitles | إذن آمل أن يكون حفل زواج طويل لأن شهر العسل سيكون قصيراً |
| Bu adam buraya sürekli gelir, beyaz kısa bir palto giyer. | Open Subtitles | ثمة رجلاً يأتى هنا كثيراً، وهو يرتدى بلوفر قصيراً من الصوف في الواقع.. سترة |
| Başka bir bahçede, çimler daha kısa olur. | Open Subtitles | في أي ساحة أخرى ، يكون العُشب الأخضر قصيراً |
| Bence büyükbabamın hoşuna giderdi. kısa ve sevimli. Saçmalık yok. | Open Subtitles | أظن أن جدي كان سيحب ذلك قصيراً ولطيفاً من دون تفاهات |
| Dünyadan çekilmek aslında kısa bir zaman alıyor. | Open Subtitles | تطلّب الأمر وقتاً قصيراً جداً للانسحاب من العالم. |
| Fazla zamanınızı almak istemiyoruz. Bu işi kısa ve tatlıca yapalım. | Open Subtitles | والآن, لا نريد أن نأخذ الكثير من وقتكم، فلنجعل هذا قصيراً ولطيفاً |
| Konuyu kısa keselim de, hepimiz Noel için evlerimize gidebilelim. | Open Subtitles | دعونا نجعل ذلك قصيراً وسريعاً, حتى نذهب بيوتنا للكريسماس. |
| Konuşma yapmayı pek beceremem bu nedenle kısa tutacağım. | Open Subtitles | انا لست جيداً في إلقاء الخطب, لذا, انا فقط سأبقيه قصيراً. |
| - Ne yazık ki kısa kesmek zorundayız. - Evet. Hoşça kalın. | Open Subtitles | إنه لمن المؤسف أننا قضينا وقتاً قصيراً أنا واثق من ذلك , وداعاً |
| Evet. kısa tutmak isterim, özellikle de yazın. | Open Subtitles | شكراً، أحب أن أبقيه قصيراً وبخاصة فى الصيف. |
| Seçtiği zavallı kurban kısaydı. | Open Subtitles | ذلك الابلة المضلل البائس الذى وجدوة كان قصيراً جداً |
| Jetler için fazla kısayım. Pedala bile erişemiyorum. | Open Subtitles | هكذا صنعت الطائرات وإن كنت قصيراً لن أصل دواسة الوقود |
| Birden komiklikten uzaklaşan gözlüklü, tıknaz ve kel adamın teki olacağım. | Open Subtitles | سأكون رجلاً قصيراً أصلعاً ذا نظارات لم يعد مرحاً |
| Bir tanesini kısaltmayı unutmuşum. | Open Subtitles | لم أقصد , نسيتُ جعل إحداها قصيراً |