| Dolar ver, metelik ver, zamanını ver, sevgini ver, kalbini ver, ruhunu ver. | TED | امنح من مالك القليل والكثير، امنح من وقتك، امنح حبك، امنح قلبك وروحك. |
| Akılını ve kalbini açık tut ve hiçbir zaman karşılaşamayacağın bir adamla karşılaşırsan onun ortağı ol ve ona tek olmadığını hissettir. | Open Subtitles | حسناً، اترك قلبك وعقلك مفتوحين وإذا لم تقابل أحد هؤلاء الذين لم أقابلهم يمكنك أن تبقي كل صحبة ولن تكون وحيدا جدا. |
| kalbini dinliyorum. Sen de onun sesine kulak ver. Yalvarıyorum. | Open Subtitles | انا اقرأ قلبك واطلب منك ان تتبعيه , اتوسل اليك. |
| O silah tam kalbine nişan almış durumda, lütfen yanlış bir hareket yapmayalım. | Open Subtitles | سلاحة موجة نحو قلبك , لذا رجاءً لا تحاول فعل شيىء , أرجوك |
| Eğer bu hayvanlardan birisi balık kurbağa ya da yılan ölmüşse, bu taşı hayatının geri kalanında hep kalbinde taşıyacaksın. | Open Subtitles | و لكن إذا أيّ من الحيونات السمكة ،الضفدعة و الثعبان وجدتها ميته ستتحمل ثقل مرارة ذنبهم في قلبك لبقيّة حياتك |
| Ooo Taani partner Eminim kalbinden geçen bir şeyler vardır. | Open Subtitles | او يا شريكتي انا واثق ان قلبك يريد شيئاً ما |
| kalbini durduracak bir tren icat ettim. Ben kaska kusmuştum. | Open Subtitles | عندي مزلاجة دوارة ستوقف قلبك ، لقد تقيئت في الخوذة |
| birşeye ulaşmak istiyorsan... kazanmak istiyorsan her zaman kalbini dinle. | Open Subtitles | اذا أردت ان تفوز عليك دائما ان تصغي الي قلبك |
| kalbini kontrol etmek için milyon kez denesen de o yine de çarpacak | Open Subtitles | حاول مليون مره أن تتحكم فى قلبك المجنون و لكنه سيستمر يخفق بشده |
| kalbini kontrol etmek için milyon kez denesen de o yine de çarpacak | Open Subtitles | حاول مليون مره أن تتحكم فى قلبك المجنون و لكنه سيستمر يخفق بشده |
| Eğer karını seviyorsan kalbini tutsak eden her bir bağımlılığını yok etmelisin. | Open Subtitles | اذا كنت تحب زوجتك يجب ان تدمر اي ادمان يحصل علي قلبك |
| Neden Marge'ı yürüyüşe çıkarmıyorsun, kalbini aç ve sana neler söylediğine bak? | Open Subtitles | لماذا لا تأخد مارج في تمشيه افتح لها قلبك وانظر ماذا سيحدث |
| Aksi halde bu tecrübe, senin küçük buruşmuş kalbini patlatabilir. | Open Subtitles | عدا ذلك فمن المحتمل أن ينفجر قلبك إلى أشلاء صغيرة. |
| kalbini azar azar vermeyi düşünürsen, bu bir başlangıç olur. | Open Subtitles | إذا كانت لديك فكرة لتعطيني قلبك تدريجيـا من تلك البدايـة |
| Eğer yanılmıyorsam kalbine saplanan bir çubuk, seni felç eder... | Open Subtitles | الآن إذا أخذت هذا و ألصقته في قلبك فسوف يشلّك |
| Bir elini kalbine götür. Diğerini karnına. Bana bak şimdi. | Open Subtitles | يد فوق قلبك و الاخرى فوق معدتك ثم انظري إلي |
| Belki de işi sağlama almak için kalbine hızlı bir stres testi yapmalıyız. | Open Subtitles | ربما نحن يجب أن نعطي قلبك إختبار إجهاد سريع، لكي يكون آمن فحسب. |
| Ama sen yaptığın evde, yani kalbinde tüm odaları annene ve nefretine vermişsin. | Open Subtitles | لكن في البيت الذي بنيته جيّداً في قلبك.. أعطيتَ كل الغرف لأمك والكراهية. |
| Bu hala senin kalbinde ve yeni bir sevgi biçimi olarak yeniden canlanmış. | Open Subtitles | لا يزال موجود داخل قلبك وأنه يولد من جديد على شكل حب جديد |
| Büyümeni ve ağlak suratlı Ashley'i kalbinden atabilmeni bekliyordum. | Open Subtitles | لقد انتظرت حتى تنضجي وتنزعي آشلي ويلكس ذوالعيون الحزينة من قلبك |
| Ve izleyicinin sana duyduğu sevgi kalbindeki boşluğu neredeyse doldurdu. | Open Subtitles | والحب الذي حصلت عليه من الجمهور ملأ تقريباً فراغ قلبك |
| O Eskimo sunumuna yüreğini ve ruhunu koyduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | هل تقول أنك أعطيت قلبك وروحك إلى ذلك الأسكيمو القذر؟ |
| Dünyayı senin gözlerinden görüyorum senin kulaklarınla dinliyorum senin kalbinle. | Open Subtitles | انظر للعالم من خلال عينيك اسمعه من أذنيك من قلبك |
| Bağırsaklarının sıkıştığını hissedersin ama yüreğin ağzına gelmiş gibi olur. | Open Subtitles | لا، تشعر به في أحشائك ولكن قلبك واقف في حلقك |
| bir içki verin gözlerinizi açın kalbinizde ne varsa kulağıma fısıldayın | Open Subtitles | افتح عينيك مهما في قلبك اهمسي في اذني خلال بعض الحشود |
| Annem hep derdi ki; "Eğer kalpten dost olursan, emin ol..." | Open Subtitles | كما كانت تقول أمى إذا كنت تمتلك صداقة فى قلبك |
| Evet, ve biz umut vardı, size kalbinizin iyilik içinde bulabildiğim, biliyorum, | Open Subtitles | أجل و كنا نأمل أن تجد هذا في طيبتك الموجودة في قلبك |
| Ucuna, kalbinizi bir dakika içinde durdurabilecek zehirli bir madde sürdükleri oklar kullanıyorlar. | Open Subtitles | مولعون بالاسهم المغموسة بسم الأعصاب من شأنها أن توقف قلبك في دقيقة واحدة |
| Bu yüzden terlemeye başlarsınız ve kalbiniz daha hızlı atmaya başlar. | TED | ولهذا السبب ستبدأ بالتعرق، ويبدأ نبض قلبك بالتسارع. |
| Müzik doğrudan duygusal damardan kan akışınıza ve oradan da direkt kalbinize gider. | TED | تتجه الموسيقى مباشرة إلى وريد المشاعر، في مجرى دمك و مباشرةً إبى قلبك. |