"قلقه" - Translation from Arabic to Turkish

• endişeleniyorum
• endişeli
• endişelendim
• endişeliyim
• endişe
• endişeleniyor
• endişelendiğini
• korkuyorum
• merak
• endişelendin
• endişeleniyorsun
• onun
• endişeleri
• endişelisin
• endişelenecek

Kaçmalarından değil, fırtınadan korkuyorum. Başaramamalarından endişeleniyorum.
أنا لست قلقه بأن يفر في العاصفة الثلجية أنا قلقة بأن لا يتمكنوا

Eğer benden daha endişeli değilse beyefendi olduğu yerde kalabilir.
إن لم تكن قلقه مثلنا يمكنه البقاء حيثما يكون

Jesse, buraya geldim çünkü senin için endişelendim ve seni özledim... eğer Larkin'e bir şey olursa, yalnız olmanı istemedim.
جيسي لقد جئت إلى هنا لإننى كنت قلقه بشأنك وكنت أفتقدك

Ama gelirse bunun yeterli olmayacağından endişeliyim.
انا قلقه اكثر إذا حضرت ,ربما لن يكون هذا كافي

Kral, kayınpederinin bu yolculuktaki güvenliği için de endişe duyuyor.
الملك يُعبر عن قلقه حول سلامة والد زوجته أثناء رحلته

Oğlunun gizli köşelerde sigara içmesinden endişeleniyor.
وقد قالت أنها قلقه ابنها قد يكون التدخين على خبيث.

Kocasının kendisine olan ilgisini kaybedeceğinden endişelendiğini söyleyebilirim.
كنت أقول بأنها قلقه من أن يفقد زوجها الاهتمام بها

Bak, özeline burnumu sokmak istemem Charles ama onun evlilik günü yaklaştıkça senin için endişeleniyorum.
انظر , أنا لا أقصد أن أتدخل , تشارلز, لكني كنت قلقه عليك

Bilmiyorum. onun için endişeleniyorum. Kabul etmekten nefret etsemde, sanırım onu huzurevine koymanın zamanı geldi
لا أعرف أنا قلقه عليها أكره أن أعترف بهذا لكن ربما حان الوقت لنرسلهم لدار المسنين

Ölüme takıntılı gibi davrandığın için biraz endişeleniyorum sadece.
إنني قلقه قليلا تبدوا وكأنك لمهووس بحالة إعتلال أو شئ كهذا

Komutanım bu Harbiyeli babasının incinmiş olabileceğinden endişeli. Neden?
سيدى هذه الطالبه قلقه بأن يكون والدها قد اصابه مكروه

Endişesini dile getirdi fakat daha çok bunu kimsenin öğrenmemesi için endişeli.
لقد أعربَ عن قلقه ولكنه أكثر قلقاً حيال إبقاء الأمور هادئة.

Çocuklar için çok endişelendim ve hemen Tim'i aradım.
كنت قلقه على الأطفال لذا فقد إستدعيت تيم

Son zamanlarda tuhaf davrandığı için endişelendim.
لقد اصبحت قلقه منذ ان بدا لي كرواقي مؤخراً

Sadece bir yaşında biliyorum; ama bebek sahibi olmayı bu kadar bekledikten sonra, onun mükemmel olmasını istiyorsunuz ve ben gerçekten çok endişeliyim, onun şu- şu
أعرف انه عمره سنه فقط,لكنك تنتظر كل هذا الوقت لترزق بطفل تريده ان يكون مثالي وانا فعلا جدا قلقه بأنه

Uzun reçetelerin ikinci ayında, ilk kez bir adam gerçek endişe göstermişti.
خلال شهرين من الوصفات الطبية المتزايدة، كانت هذه المرة الأولى التي يُعرب فيها أي شخص عن قلقه.

Mariel'le aranda bir şey olduğundan endişeleniyor.
يا رجل أعتقد بأنك لم تسمعنى بعنايه إنها قلقه بحدوث أي شئ

endişelendiğini biliyorum fakat yalnız olmadığını bilmeni istiyorum.
أَعْرفُ بأنّكِ قلقه لَكنِّي أُريدُك أَنْ تَعْرفَي بأنّك لَسْتِ لوحدك

Yani günün yarısı onun nerede olduğunu merak ediyor ve her zaman korkuyorum.
وأتسائل أين يكون طوال الوقت وأكون قلقه عليه جداً

Lelouch için mi endişelendin yoksa, Marianne?
هل انت قلقه على لولوش ، ماريان؟

Diğer öğrencilere ayak uyduramayacağından mı endişeleniyorsun?
هل أنت قلقه بشأن مجاراة الطلبة الأخرين ؟

onun açısından seyahat bir an sürdü.
على الرغم من قلقه فالرحلة لم تستغرق لحظة.

Yöneticimiz, yabancı terörizm endişeleri yüzünden geri çağırana kadar.
حين أبدا المدير قلقه بشأن الإرهاب الأجنبي.

Sakladığı bir şey olmayan biri için, hakkında öğreneceğim şeyler konusunda fazla endişelisin.
بالنسبه لشخص ليس لديه ما يخفيه تبدين قلقه للغايه عن ما يعرفه الأخرون عنكِ

Garrett'ın endişelenecek daha önemli işleri var.
(غاريت) لديه أموراً أكثر أهمية تستدعي قلقه