"قمتُ" - Translation from Arabic to Turkish

    • yaptığım
        
    • onu
        
    • yaptığımı
        
    • Seni
        
    • aldım
        
    • yapmıştım
        
    • yaptırdım
        
    • verdim
        
    • yaptık
        
    • yaptım
        
    Bunu ona yaptığım son iki ziyaretten sonra kendine yaptığını söyledi. Open Subtitles قالت بأنها فعلت ذلك بنفسها بعد أن قمتُ بزيارتها مرة أخرى.
    yaptığım her şey, verdiğim her karar başıma gelen her kötü ve harika şey beni tam da buraya getirdi, bu ana, senin yanına. Open Subtitles كلّ شيءٍ قمتُ به، وكلّ خيار اتخذته، وكلّ شيءٍ فظيع ورائع حدث لي على الإطلاق، كل ذلك قادني إلى هنا، إلى هذه اللحظة معكِ.
    Bütün gece oturdum ve onu çektiğim bütün eski videoları izledim. Open Subtitles جلست طوال الليل اشاهدها في أشرطة الفيديو القديمة التي قمتُ بتصويرها
    Bir akşam onu takip ettim ve o motorcu kızla otele girerken gördüm. Open Subtitles لذا بأحد الليالي قمتُ بملاحقته ورأيته يدخل إلى الفندق برفقة راكبة الدراجة النارية
    Çünkü Seni bu kadar kızdıracak bir şey yaptığımı hiç hatırlamıyorum. Open Subtitles لأنني لا أتذكر أنني قمتُ بأي شيء يشعرك بهذا الغضب مني
    Onun fikirlerinin bazılarını aldım ve benim steampunk stilime uygun bir hale soktum. Open Subtitles قمتُ بدمج بعض من أفكاره، لكن بأسلوب أكثر ملاءمة لعمل آلتي البخارية العزيزة.
    Bir zamanlar, Mincayani adında bir savaşçıyla birlikte, Ecuador'daki Amazon havzasının derinliklerinde bulunan nehirde bir gezi yapmıştım. Open Subtitles لقد قمتُ برحلة ذات مرة مع محارب يُدعى مينكاياني في نهرٍ بعيد فييحوض الأمازون في منطقة الإكوادور
    Şimdiye dek yaptığım her şey bundan böyle yapacaklarım, hepsi halkımızı korumak için. Open Subtitles كل شيء قمتُ به، وكلّ شيء سأقوم به هو من أجل سلامة قومنا.
    İşte benim yaptığım müsvedde hesaplama. TED هذا هو الحساب الذي قمتُ به على الجهة الخلفية للظرف.
    Bu nedenle benim burada yaptığım şey, kindarların bilimsel sınıflandırması. TED لذا ما قمتُ به هو أنني أنشأتُ تصنيفاً علمياً رفيعاً للحاقدين.
    Sonuç olarak ne kadar ilgi görsem de bunu yaptığım için mutluyum. TED لذلك بغض النطر عن مدى الانتباه الذي أقوم به أو لا أحصل عليه كنتيجة، فأنا سعيد أنني قمتُ بذلك.
    yaptığım deneylerden çıkardığım, size diyebilirim ki Cole Center'ın yapısı planlarla uyuşmuyor-- gerçek şu ki, bina aşırı rüzgar eğilimi yaşıyor. Open Subtitles ولكن من التجربة البسيطة التي قمتُ بها فإنه يمكنني أن أخبركم بأن بناء كول المركزي لا يتطابق مع هذه المخططات
    onu bulması için birini tutarsam daha iyi hisseder misin? Open Subtitles هل سيشعركِ بالراحة اذا قمتُ بتعيين شخص للبحث عنها ؟
    Bence canlı yetenek ateşini nazikçe körükleyip onu edebi bir ateşe çevirdim. Open Subtitles قمتُ بتعزيز الجذوة المتوهّجة من المواهب، التي أثارتها إلى الحرائق الأدبيّة الهائلة
    onu sevdiğim için ona oy veriyorum ama onu çok fazla tanımıyorum. Open Subtitles أنا قمتُ بالتصويت لها لأنّني أحبها ؛ و لكنّي لا أعرفها جيداً
    Ve ben iki kere ıslık çalana kadar onu tekrar aşağıya sarkıtma. Open Subtitles ولا ترمي الحبل من جديد إلا إذا قمتُ بعمل صفارتين
    Dinle, kariyerime ne olduğunu sormuştun, ben de sana hatalar yaptığımı söylemiştim. Open Subtitles سألتني بما حدث في مشواري المهني و أخبرتك بأني قمتُ ببعض الأخطاء
    Sen! Seni nankör, adi... Open Subtitles لست بحاجة لتبرير نفسي لكِ أو لأي لأحد لهذا قمتُ بفصل نفسي من الكلية, حسناً
    Örnek aldım, test ettim ve her seferinde işe yaradı. Open Subtitles صنعتُ نموذج و قمتُ بأختبارها وجدتُها تعمل في كل مرة
    Bize yardımcı olmak zorundasınız. Bu rezervasyonu iki ay önce yapmıştım. Open Subtitles عليك مساعدتنا، قمتُ بهذا الحجز قبل شهرين
    Bu sabah sen bankadayken yaptırdım. Open Subtitles قمتُ بقصها صبيحة هذا اليوم بينما كنتِ في المصرف.
    Saygısızlık etmek istemem Sayın Başkan ama ben sadece tavsiye verdim ve yapılması gereken işleri yaptım. Open Subtitles مع كامل الاحترام يا سيادة الرئيسة أنا قدّمت توصيات قمتُ بالترتيبات الضرورية
    Çorba yaptık , Dua ettik ve çorapları geri dönüştürdük. Open Subtitles قمتُ بإعداد الحساء, قمنا بالصلاة وأعدنا تدوير الجوارب.
    Bazı gözetlemeler yaptım. Onları rapor da ettim. Ama elimde somut deliller yoktu. Open Subtitles لقد قمتُ ببعضِ المراقبة و الإستطلاع أيضاً .لكنني لم أحصل على دليل دقيق

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more