O zaman onunla Ortak bir yönümüz var demektir. | Open Subtitles | لأنه لو كان كذلك إذن فبيننا قواسم مشتركة. |
Pek fazla Ortak yönümüz olduğundan da emin değilim. | Open Subtitles | لست واثقة تماماً من أن بيننا قواسم مشتركة كافية |
Ayrıca, doğru olanı yaptın. Ortak hiçbir şeyimiz yoktu, hatırladın mı? | Open Subtitles | بالإضافة إلى أنك فعلتِ الصواب نحن ليس بيننا قواسم مشتركة، أتذكرين؟ |
Karşılıklı oturup konuştuğumuzda ne kadar çok Ortak noktamız olduğunu göreceksin. | Open Subtitles | إذا جلسنا وتحدّثنا، أعتقد أنكِ ستدركين كم لدينا من قواسم مشتركة |
Mickey ile daha çok Ortak yönü var. | Open Subtitles | بينها وبين ميكي قواسم مشتركة أكثر. |
Pek çok Ortak yanımız varmış. | TED | اتضح أنه كانت بيننا قواسم مشتركة كثيرة. |
İkinizin pek Ortak noktası olmadığını düşündüm. | Open Subtitles | أرى أنه لا يوجد قواسم مشتركة بينكما نهائياً |
Otizm ve travma sonrası stres bozukluğu arasında çok fazla benzerlik vardı. | TED | بدأت أفكر كثيرا كيف أن التوحد واضطراب ما بعد الصدمة لديهم قواسم مشتركة. |
Belki de çok fazla Ortak yönümüz olduğu içindi. | Open Subtitles | سوف أشي بكم لعلّ هذا بسبب أن بيننا قواسم مشتركة كثيرة أعرف ما فعلته. |
Bunu duydum. Biliyor musun, seninle tahmininden fazla Ortak yönümüz olabilir. | Open Subtitles | لقد سمعت هذا, أتعلم, لدينا قواسم مُشتركة أكثر مما تعتقد. |
Okulda konuşacak bir sürü konu var ama telefondayken sanki Ortak yönümüz yok gibi. | Open Subtitles | عندما تكون في المدرسة، تكون لدينا الكثير لنتحدث عنه لكن عندما نكون بمفردنا او نتكلم على الهاتف فلا نجد اية قواسم مشتركة |
Tanrım, düşündüğümden de çok Ortak yönümüz var. | Open Subtitles | يا الهي, لدينا قواسم مشتركة اكثر مما ظننت. |
Gerçekten bunun hiç gereği yok. Birçok Ortak noktamız var. | Open Subtitles | حقًّا لا داعٍ لذلك، أنت وإياي بيننا قواسم مشتركة كثيرة. |
Mutluluğumuzu nasıl hayal ettiğimiz, bizi birbirimizden ayıran konu, halbuki zaten Ortak olduğumuz çok şey var, o da mutlu olmak istiyoruz. | TED | كيفية تصورنا للسعادة، تختلف من شخص لآخر، لكنها تحمل مسبقا عدة قواسم مشتركة بيننا، أننا نريد أن نكون سعداء. |
İkinizin bir sürü Ortak yönü olmalı. | Open Subtitles | لا بد أن بينكما قواسم مشتركة. |
Ama böyle zamanlarda tartıştığımızda, hatırlıyorum ki onunla daha fazla Ortak yanımız var. | Open Subtitles | لكن أوقات كهذه عندما نتجادل، فذلك يذكّرني... بأنّ لديّ قواسم مشتركة أكثر معها |
Bambaşka geçmişlerden gelen ve hiçbir Ortak noktası bulunmayan insanların bu hâle gelmiş olması beni hayrete düşürüyor. | Open Subtitles | يذهلني جدًّا كم أن قومًا ذوو خلفيات مختلفة تمامًا ولا قواسم مشتركة تجمعهم، فيصيرون أسرة. |
İkinizin de çok farklı olduğunuzu biliyorum fakat Ortak bir ilginiz olduğuna eminim. | Open Subtitles | ...أعرف أنكما مختلفان جداً لكن أعتقد أن لديكما قواسم مشتركة... |
Vücutta bulunan izlerle Howard'dan alınanlar arasında yedi benzerlik buldum. | Open Subtitles | ليس تماماً لقد وجدت سبعة قواسم مشترك بين هذه |